Dış görünüşü ile insanların ellemeye dahi korktuğu çirkin balık olarak bilinen İskorpit, lezzetini bilenlerin ise vazgeçilmezleri arasında yer alıyor. Dışı zehirli , içi lezzetli olan İskorpit aynı zamanda şifa kaynağı.
Sırtında zehirli iğnelerinden dolayı temizlenmesi zor olan balığı vatandaşlar daha çok balık restoranlarında tadıyor. Rize’de bir balık restoranında çalışan Barış Oğur İskorpitin deniz türünün en eski balıklarından biri olduğunu belirterek ”Zırhından da anlaşılacağı gibi denizin en eski türlerinden gelmektedir. Kalın bir derisi var. Görüntüsünün altında mükemmel bir et var. Fosforu çok yüksek bir balık. Parkinson ve Alzheimer hastalıklarına iyi geldiği biliniyor. Bizde insanlara tattırmaya çalışıyoruz bunun lezzetini göründüğü gibi bir balık değil çok lezzetli. Genelde referans yolu ile ulaşıyor insanlar. Balığı tadan bir başkasına söylüyor. Tezgahta olsa bu balığı kimse çirkinliğinden dolayı almıyor fakat faydalarını bildikten sonra daha çok rağbet ediyor. Bu mevsimde üç dört ay sürüyor avlanması daha sonra seyrekleşiyor. Oltayla da tutulabilen bir balık fakat dikenleri elinize battığı zaman baya bir canınızı yakabilir. Karnının altında da bir kılçık var. Oda tehlikeli yüksek bir zehir içeriyor. Balıkçılar bağışıklık kazanmış fakat dikkat edilmesi gerekiyor. Denizde kabuklularla besleniyor. Yengeç ve midye gibi sert kabuklu deniz canlılarını rahatlıkla yiyebiliyor.” İfadelerini kullandı.
İskorpit balığını bildiği için gittiği balık restoranlarda bu balığı tercih ettiğini belirten Alibey Çelik ise “İskorpit balığını bir çok avcı bilmez. Balığın dış görünüşüne aldanıp çoğu bırakır ama içinde altın olduğunu gıdası bol bir balık olduğunu bilmezler. Ben onu bildiğim için her balık restoranına geldiğim zaman İskorpit balığı varsa onun dışında bir balık tercih etmiyorum. Lezzeti çok farklı ben arkadaşlarıma önerdikten sonra onlarda sürekli bu balığı tüketiyor. Dışı zehirli ama için altın. Bunu herkesin bilmesini isterim" dedi.