Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, Türkiye’nin kivi üretimini 1995-2011 döneminde 406 kat, 2000-2011 döneminde 21 kat, 2005-2011 döneminde yüzde 265,4 artırarak dünya birincisi olduğunu bildirdi. Bayraktar, 2012 yılı verilerine göre 37 bin 420 ton olan Türkiye kivi üretiminin yüzde 35,19’unu 13 bin 107 ton üretimle Yalova, yüzde 18,01’ini 6 bin 707 tonu Ordu, yüzde 16,14’ünü 6 bin 11 tonu ise Rize’nin ürettiğini açıkladı.
Bayraktar, yaptığı açıklamada, 1994 yılında 7 tonla başlayan, 1995’te 72, 2000’de bin 400, 2005’te 8 bin, 2011’de 29 bin 231, 2012’de 37 bin 247 tona yükselen kivi üretiminin 2013 yılında yüzde 11,2 artışla 41 bin 420 tona çıkacağını belirtti. Şemsi Bayraktar, üretimdeki artışa rağmen kivide iç talebin henüz karşılanmadığını, üretimin hala artırabileceğini, bunun da üretici için olumlu bir durum olduğunu vurguladı. Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü’nün (FAO) 2011 verilerine göre dünya kivi üretiminin 1 milyon 490 bin ton olduğunu bildiren Bayraktar, şunları kaydetti: “Dünya kivi üretiminde İtalya, 431 bin 558 tonla birinci, Yeni Zelanda 420 bin 231 tonla ikinci, Şili 237 bin 104 tonla üçüncü, Yunanistan 140 bin 400 tonla dördüncü sıradadır. Fransa, 73 bin 480 tonla beşinci, ABD 34 bin 200 tonla altıncı, İran 31 bin 576 tonla yedinci durumundadır. Ülkemiz 2011 yılı için 29 bin 231 tonla 26 bin 100 ton üreten Japonya’nın önünde sekizinci sıradadır. Yalnız, 2011 yılından 2013 yılına Türkiye kivi üretimini yüzde 41,7 gibi yüksek bir oranda artırmıştır. Buna göre Türkiye, İran ve ABD’nin 2011 yılı üretimlerini geçmiş durumdadır. Diğer önemli üreticiler içinde Portekiz, İspanya, Güney Kore, İsrail ve Avustralya bulunmaktadır. Dünya kivi üretiminin yüzde 28,96’sını İtalya, yüzde 28,2’sini Yeni Zelanda, yüzde 15,91’ini Şili, yüzde 9,42’sini Yunanistan, yüzde 4,93’ünü Fransa, yüzde 2,30’unu ABD, yüzde 2,12’sini İran, yüzde 1,96’sını Türkiye yapmaktadır.”
Türkiye’nin kivide üretim artışında dünya birinciliğini aldığını belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi: “1995-2011 döneminde Türkiye, üretimini 406 kat ya da yüzde 40 bin 498,6 artırırken, üretim artışında ikinci sırada bulunan İran yüzde 952,5 artırabilmiş. Artış oranı Yunanistan’da yüzde 245,4, İsrail’de yüzde 190,9, Portekiz’de yüzde 165,1, İspanya’da yüzde 151, Şili’de yüzde 106,2, Kırgızistan’da yüzde 100, Yeni Zelanda’da yüzde 88,4, İsviçre’de yüzde 38,9, İtalya’da yüzde 37,4 arttı. Bu dönemde üretim Fransa’da yüzde 1,4, ABD’de yüzde 0,3, Japonya’da yüzde 46,5, Güney Kore’de yüzde 17,4, Avustralya’da yüzde 30, Kıbrıs Rum Kesimi’nde yüzde 66,4, Kanada’da da yüzde 80 düştü. 1995 yılında 48 bin 800 ton kivi üretimiyle dünya beşincisi olan Japonya’da üretim, 2011 yılında 26 bin 100 tona geriledi ve Türkiye’nin ardından dokuzunculuğa indi. Türkiye, 2000-2011 döneminde yüzde 1987,9, 2005-2011 döneminde yüzde 265,4 kivi üretim artış oranlarıyla da dünya ülkeleri içinde ilk sırayı aldı.”
Türkiye’nin kivi üretiminde çok uzun bir geçmişi olmasa da üretimini hızla artırıp sekizinciliğe yükselmesinin önemli bir başarı olduğuna dikkati çeken Bayraktar, “Bu durum, Türk çiftçisinin yeniliklere ne kadar açık olduğunu, üretim artışında sınır tanımadığını gösteriyor. Bizdeki sorun üretim değil, pazarlama. Üretimimizi hızla artırabiliyoruz ama ürünümüzü örgütlenmemiz yeterli olmadığı için değerlendiremiyoruz” dedi.
KİVİ ÜRETİMİNDE YALOVA YÜZDE 35,19 PAYLA BİRİNCİ
2012 yılı verilerine göre 37 bin 420 ton olan Türkiye kivi üretiminin yüzde 35,19’unu Yalova, yüzde 18,01’ini Ordu, yüzde 16,14’ünü Rize’nin ürettiğini bildiren Bayraktar, şöyle devam etti: “Yalova 13 bin 107 ton üretimle birinci. Bu ili 6 bin 707 tonla Ordu, 6 bin 11 tonla Rize izliyor. Bu üç il Türkiye üretiminin yüzde 69,33’ünü gerçekleştiriyor. Üretimde Samsun 2 bin 729 tonla dördüncü, Giresun 2 bin 547 tonla beşinci, Trabzon 2 bin 181 tonla altıncı, Kocaeli bin 12 tonla yedinci, Bursa 935 tonla sekizinci, Artvin 765 tonla dokuzuncu, Mersin 215 tonla onuncu, Antalya ve Kastamonu 194 tonla 11 ve 12’inci, Sakarya 128 tonla 13’üncü, Zonguldak 117 tonla 14’üncü, Adana 101 tonla 15’inci sırayı alıyor.”
Özellikle İran’dan gelen düşük kaliteli ve ucuz ürün girişinin üretici açısından sıkıntılı bir durum olduğuna dikkati çeken Bayraktar, “Nitekim, 2013 yılında 606 bin 606 dolarlık ihracata karşılık 2 milyon 777 bin 616 dolarlık ithalat yapılmıştır. Bu ithalatın 1 milyon 890 bin 750 doları (toplam ithalatın yüzde 68,1’i) İran, 779 bin 6 doları (yüzde 28,05) Şili kaynaklıdır” dedi.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, 5 Kasım 2013 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan tebliğ ile kivide ton başına 700 ABD Doları ithalatta gözetim uygulaması başlatıldığını, bunun yerli üretimi koruyacağını belirtti. Bayraktar, şunları kaydetti:
“Kivideki önemli sorunlardan birisi soğuk hava depolarının ve ambalajlama tesislerinin yetersiz oluşudur. Bu sorundan dolayı kivi hasat edilmesinden sonra kısa zamanda tüketime sunulması gerekiyor. Böyle olunca da ürünün fiyatını satıcı değil alıcı belirliyor ve üreticimiz mağdur oluyor. Daha sonraki süreçte de ithalat yoluna gidiliyor. Bir zamanlar tane işi satılan ve fiyatı oldukça yüksek olan kivi şimdilerde üreticinin elinden kilogramı 1,35 liradan alınıyor. Bu durum ürün fazlalığından değil, arzın kontrol edilememesi, pazarlama eksikliği ve talep yapısından kaynaklanıyor. Yaşanan sorunların çözülmesi için kivi ürün bazında desteklemelere dahil edilmeli, Türkiye Kivi Merkez Birliği kurulmalı ve kiviyle ilgili desteklemeler Kivi Üretici Birlikleri kanalıyla yapılmalı, tarım havzaları modelinde kivi yer almalı, 15 Eylül-1 Nisan tarihleri arasında kivi ithalatını engelleyici önlemler alınmalı, kivinin tüketiciye tanıtılması amacıyla tanıtım filmleri hazırlanmalı ve kivi tanıtım grubu oluşturulmalı, kivi üretiminin artırılmasına yönelik teşvik edici destekler verilmeli, ziraat fakülteleriyle işbirliği yapılmalı, kivi konusunda uzman teknik personel yetiştirilmeli, yüksek kalite fidan üretimi için Kivi Üretim İstasyonları kurulmalı, kivinin depolanabilmesi için soğuk hava deposu ile sınıflandırma-paketleme yapabilen entegre tesisler kurulmalı.”
Bayraktar, kivide sorunların çözülmesi halinde kivi üretiminde iyi kalite ve standardın sağlanacağını, fiyat istikrarının oluşacağını, üretimin artacağını, ithalata gerek kalmayacağını, hatta önemli miktarda ihracat imkanları doğacağını vurguladı.