İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi Müdürü Ramazan Minder yazısında, “Ülkede kütüphanelerin önemi özellikle son yirmi yılda çok daha anlaşılır bir seviyeye geldiğini belirterek, “Gerek merkezi yönetim, gerek mahalli idareler, gerekse de vakıf ve dernekler kütüphane açmak konusunda ciddi çabalar sarf etmektedirler. Kurumsal alanda kütüphaneler geleneksel kütüphaneciliğin işlevlerine ilave olarak sosyalleşme mekânları olarak da önemli bir vazife görmeye başladılar. Yeni binalarda bilişim teknolojileriyle donatılan kütüphaneler genellikle genç ve çocuklar tarafından bir cazibe merkezi olarak görülmekte, buna bağlı olarak da kütüphane kullanma sayıları çoğalmakta, vatandaş talepleri de artmaktadır. “Kütüphane açmak” bir faaliyet olarak son birkaç yıldır siyasi partilerin seçim vaatlerine de girmiş bulunuyor. Genel anlamda kütüphane ve kütüphaneciliğin yanında son yıllarda önemi daha çok kavranan ve yakın bir gelecekte her şehirde kurulacağını düşündüğümüz bir de Kent Arşivleri ve Şehir Araştırma Merkezleri dediğimiz ihtisas kütüphaneleri var” dedi.
İstanbul Beyazıt Devlet Kütüphanesi Müdürü Ramazan Minder yazısında, “Devletlerin, toplumların ve kurumların tarihi olduğu gibi şehirlerin de bir tarihi vardır. Şehir tarihleri seyahatnameler, coğrafya ve tarih kitaplarından öğrenilebilir. Bu kaynaklardan öğrenilen bilgiler genel mahiyette olup detaylı çalışma yapmak isteyen araştırmacılar için ise daha fazla ve spesifik kaynaklara ihtiyaç vardır. Bir şehrin kentsel gelişimi ve dönüşümünü, o şehirde üretilen hizmetleri, o şehrin kültürünü mimarisini detaylı bir şekilde öğrenmek için ilk önce bu alanda yapılmış çalışmaların tespit edilip yazıya, fotoğrafa, sese ve görüntüye dönüştürülmüş olması gerekir. Şehirlerin kültürel geçmişini tespit etmek için sözlü ve görsel tarih çalışmaları yapmak, yaşlı insanlarla görüşerek geleneği tespit etmek mümkündür.
O şehirde basılan gazete, dergi ve kitaplar ile görsel ve işitsel materyal de eşsiz kaynaklardır. Ayrıca o kentteki kamu idarelerinin, STK’ların ürettiği yazılı ve görsel arşiv de araştırmacı ve meraklıları için bulunmaz eşsiz kaynaklardır. Genel tarih yanında mikro tarih ve kent tarihleri çalışma alanları son yıllarda ülkemizde de çoğalmaya başlamıştır. Kurum-şirket tarihleri yanında aile tarihleri, bölge ve köy çalışmaları da çoğalmıştır. Ülkemizde kurumsal olarak şehir araştırma merkezleri maalesef çok sınırlı sayıdadır. İstanbul’da İBB bünyesinde Atatürk Kitaplığı, Suna- İnan Kıraç Vakfı bünyesindeki İstanbul Araştırmaları Merkezi, Çelik Gülersoy’ un oluşturduğu İstanbul Kitaplığı, Erzurum’da Üniversite bünyesinde bulunan Erzurum Şehir Araştırmaları Merkezi bunlardan birkaçıdır. Rize İhtisas Kütüphanesi, Rize’de Recep Koyuncu dostumuz tarafından kurulmuş, Rize’nin kent arşivlerine sahip çok önemli bir kütüphanedir. Meraklı bir devlet memurunun mütevazı bütçesiyle, yılların emeğiyle bir araya getirmiş olduğu bu arşiv ve kütüphane Rize’ye büyük bir zenginlik kazandırmıştır. Bu kütüphane ve arşivde Rize’de yayınlanmış gazeteler, dergiler, Rize hakkında yayınlanmış kitaplar, belgeler, fotoğraflar, kartpostallar, raporlar, Rize’ li ozan ve müzisyenlere ait plak ve kasetler gibi materyaller bulunmaktadır. Nadir eser niteliğindeki bu malzeme ilgililerinin bildiği gibi sahaflarda ve müzayedelerde yüksek ücretlerle satılmaktadır. Böyle bir arşiv ve kütüphanenin kurulması ve işletilmesi arkanızda ya bir kurumsal destek ya da zengin bir iş adamının olması ile mümkünken Recep Koyuncu’ nun bu işi mütevazı bütçesiyle başarmış olması ayrıca takdire değerdir” dedi.
Minder, “Amacım Recep Koyuncu övgüsü yapmak (her ne kadar bunu çokça hak ediyor olsa da) değil. Amacım Rize’nin bu kütüphane ve arşive sahip çıkması için bir farkındalık yaratmak. Sayın Cumhurbaşkanımız birçok konuşmasında sağlıkta, ulaşımda, savunma sanayinde başarılı işler yaptıklarından fakat kültür, sanat ve eğitimde gerekli başarıyı sağlayamadıklarından bahsetmişlerdir. Cumhurbaşkanımızın bütün bu beyanlarına rağmen bazı kent yöneticilerinin bu konuda duyarsız olmaları ve girişimde bulunmamaları anlaşılır bir durum değildir. Kütüphane ve arşivler kültür ve sanatın yeşerdiği mekânların başında yer almaktadır. Halil İnalcık hocanın dediği gibi “Amerika’yı Amerika yapan kütüphaneleridir” Batı’da olsa böyle bir kurumu üniversiteler ve belediyeler sahiplenip bir enstitüye dönüştürürlerdi.
Rize İhtisas Kütüphanesi’nin kurumsal bir desteğe ihtiyacı var. Binlerce gazete ve dergi cildinden, on binlerce kitap ve belgeden oluşan bu kütüphane sıkıştığı mevcut yerden araştırmacıların rahatlıkla istifade edebileceği, çalışma ve okuma mekânlarına sahip, bilgisayar altyapısıyla donatılmış daha geniş ve modern bir mekana taşınması gerekmektedir. Ayrıca Rize Kent Arşivini daha da geliştirmek için eksik kalan gazete, dergi koleksiyonları tamamlanmalı, sahaflardan, koleksiyonerlerden ve müzayedelerden yeni materyal satın alınmalı, kütüphane ve arşivdeki malzemeler dijitalize edilerek internetten okuyucu hizmetine sunulmalıdır. Bütün bu çalışmalar ancak kurumsal bir destekle sağlanabilir. Bir kişinin gayretinin artık sonuna gelinmiştir. Her gün yardım çığlıkları atan bu kişinin sesinin duyulması ve idarecilerin bir çözüm üretme zamanı çoktan gelmiştir. Günümüzde sosyal belediyecilik kavramının yanında kültürel belediyecilik de ilave olmuştur. Artık belediyeler yaptıkları kültürel çalışmalarla öne geçmekte. Kültürel belediyecilik kavramı içerisinde kütüphaneler açmak, kitap yayınlamak, panel, sempozyum düzenlemek, sergiler açmak gibi kültürel ve sanatsal faaliyetler yer almaktadır. Hangi yönden bakarsak bakalım Rize sahip olduğu bu zenginliği görmeli kişisel veya siyasi husumet ve hırslardan uzak Rize’nin ortak menfaatlerine odaklanmalıdır. Rize’ye büyük bir prestij katacak ve onu diğer illerin önüne taşıyacak bu projenin bir an önce hayata geçirilmesi akademik ve kültür camiasının da beklentisidir”dedi.