Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz günlerde kamuoyu ve tüm dünya ile paylaştıkları Milli Uzay Programı ile Türkiye’nin uzay yarışında iddialı hedefler ortaya koyduğunu belirterek "Türkiye'nin uzay yarışında böylesine iddialı hedefler ortayla koyması kalbinde azıcık ülke sevgisi olan herkesi heyecanlandırmıştır. Ama maalesef bir kesim var ki, ülkelerinde yaşanan her iyi, hayırlı, olumlu gelişme onlar üzerinde adeta bir kabus gibi çöküyor, rahatsız oluyorlar. Kimi şakaya vurarak, kimi de husumetlerini, kinlerini, nefretlerini sergilemekten çekinmiyorlar” dedi.
Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Kampüsü içinde yapımı yeni tamamlanan Ahmet Erdoğan Camii’nde Cuma namazını kılan ve ardından bu caminin açılışını gerçekleştiren Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sonrasında Mühendislik ve Mimarlık Fakültesi ek binası ile Eğitim Fakültesi ek binasının açılış töreni katıldı.
Konuşmasına nasihatle başladı
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üniversitenin kongre ve kültür merkezinde düzenlenen törende konuşmasına Prof. Dr. Mahmut Celalettin Öktem’in bir nasihatini okuyarak başladı. Erdoğan “Mahmut Celalettin Öktem hocamızın bir açıklamasını bir nasihatini okudum. ‘Asrın ihtiyaçlarını müdrik doğuyu ve batıyı iyi bilen münevver, dindar görüneceğim diye mutaassıp olmayan tavizsiz fakat müsamahakar bir gençlik’ Şimdi bizler buna gerçekten muhtacız. Buna ihtiyacımız çok büyük” ifadelerini kullandı.
Yaklaşık 6 aylık bir aranın ardından memleketi, ana-baba ocağı, ata yurdu Rize’de olmaktan mutlu olduğunu dile getiren Erdoğan, “Kısa süre önce bir televizyon programında birileri üniversite sayılarını hani 76’dan 207’ye çıkardık ya bunlar dalga geçerken bir taraftan da şunu söylüyor ‘Bugün profesörü olmayan üniversiteler var, bunlarla mı övünüyorlar’ diyor. Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’ndeki profesör sayısını duyunca bu kulakları olup da duymayanlar inşallah duymuşlardır’ diye temenni ediyorum. İşte 100’ün üzerinde sadece profesörü olan bir o kadar daha fazla doçenti olan vesaire” diye konuştu.
“Ne zaman Perşembe olacak da Rize’ye gideceğiz”
Rize’ye dün gece geldiğini ve hafta sonunu zor çektiğini kaydeden Erdoğan “Dedim ki ne zaman Perşembe olacak da Rize’ye gideceğiz. Cuma, Cumartesi, Pazar, pazartesi ve ondan sonra Trabzon’a geçip daha sonra Ankara’ya döneceğiz’ dedik. İnşallah Salı sabahına kadar buradayız. Pazartesi günü Rize’de İl Kongremiz var, Salı’da Trabzon’da ilk kongresine katılacağız” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rize programı kapsamında yarın denizin üzerinde inşa edilen Rize-Artvin Havalimanı inşaatını ve ardından da Ayder Yaylası’na geçerek çalışmaları yerinde görmek istediğini söyledi. Ovit Tüneli ve Yusufeli Barajı yatırımlarına da değinen Erdoğan, yol ve alt yapı çalışmalarına verdiklerini önemi anlattı.
“Kimi şakaya vurarak, kimi de husumetlerini, kinlerini, nefretlerini sergilemekten çekinmiyorlar”
Konuşmasında geçtiğimiz günlerde kamuoyu ve tüm dünya ile paylaştıkları Milli Uzay Programı’na değinen Erdoğan, “Türkiye’nin uzay yarışında böylesine iddialı hedefler ortayla koyması kalbinde azıcık ülke sevgisi olan herkesi heyecanlandırmıştır. Ama maalesef bir kesim var ki, ülkelerinde yaşanan her iyi, hayırlı, olumlu gelişme onlar üzerinde adeta bir kabus gibi çöküyor, rahatsız oluyorlar. Kimi şakaya vurarak, kimi de husumetlerini, kinlerini, nefretlerini sergilemekten çekinmiyorlar. Dünyada kendi ülkesinin felaketini dileyecek, yaşanan her felaketten haz duyacak kadar insanlığına yabancılaşmış başka bir kesim var mıdır ? bilmiyorum. Türkiye’nin ilan ettiği her hedefi, sağladığı her başarıyı, kat ettiği her mesafeyi kahırla karşılayan her kesim i maruz görmek istiyoruz. Ama maalesef bu hüsnü niyeti bile hak etmiyorlar. Artık bu ruh hali siyasi rekabetle, ideolojik çekişmeyle, dünya görüşü farklılığıyla hatta çıkar çatışmasıyla izah edilmeyecek bir görünüme bürünmüştür. Bölünmüş yol, otoyol yaparsınız ‘Buraya uçak mı inecek?’ diyorlar. Havalimanı yaparsanız ‘Buraya uzay mekiği mi inecek?’ derler. Uzay programı açıklarsınız ‘yapacak başka işimiz mi kalmadı?’ derler. Grup bütçesiyle bir çok farklı kurumun aynı amaç doğrultusunda yürüttükleri projelerin bütçelerin farkını bilmeden ‘bu parayla mı?’ diye burun kıvırırlar. Yarın öbür gün uzaya kendi aracımızı, kendi bilim insanımızı gönderdiğimizde ‘dünyaya mı sığmadınız?’ diyeceklerini şimdiden duyar gibiyim” ifadelerini kullandı.
“Asıl sıkıntıları gizli iktidarlarının yıkılıyor olması”
“Türkiye bilimde, araştırmada yetişmiş insan kaynağı gücünü arttırsın diye her ilimizde üniversite kurduğumuzda bunların nasıl feveran ettiğini unutmadık” diyen Erdoğan, “Yeni kurduğumuz üniversiteler içinde şimdiden köklü üniversitelerimiz geride bırakacak başarılara imza attı. Tabi bunların asıl sıkıntısı siyasetten iş dünyasına medyadan akademiye uzanan devleti ve toplumu diledikleri gibi yönlendirebildikleri gizli iktidarlarının yıkılıyor olmasıdır. Gerçi tarih boyunca birileri hep değişimin, ilerlemenin öncüsü olmuş birileri de böyle oturdukları yerden lafla peynir gemisi yürütmeye çalışmıştır. Kimsenin lafından peynirinden gemisinden elbette gözümüz yoktur. Ama bu kör husumetin yürütülen işlere takoz olma noktasına getirilmesine de izin vermeyiz” dedi.
”Bir şeyi öğren, öyle konuş. Yalana gerek yok. Dürüst ol”
Erdoğan, konuşmasında “Biz ömrümüzü yatırımla, hizmetle, eserle, bunları hayata geçirmekle ve açılışlarını yapmakla geçirdik. Bunların ise en büyük marifeti yatırım yapmama, açılış yapmama, temel atmama, en fazla borç bulma kalemleri düzenlemek olmuştur. Olmayan projeleri, olmayan kredileri ballandırarak anlatırken kendilerine ait olmayan işleri sahiplenerek de icraat açıklarını kapatmaya çalışırlar. Hiçbir belediye, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın olurunu almadan tahvil çıkaramaz. Cumhurbaşkanın onayı olmadan tahvil çıkaramaz, yurdışından borçlanamaz. Ana muhalefetin başındaki zat ‘Biz diyor şu kadar ucuz faizle yurtdışından borçlanma yaptık’ Nitekim daha sonra Hazine ve Maliye Bakanlığımız bunun nasıl bir yalan olduğunu belgeleri ile açıkladı. Bir şeyi öğren, öyle konuş. Yalana gerek yok. Dürüst ol. Ana muhalefetin başındaki zatsın. Bunlar yakışmıyor. Ama alışkanlar. Yarışa girmek risk ister. Yarışa girmek istikrar ister, güç ister. Geçtiğimiz günlerde baktım birisi öğrenci sayısının 3,5 milyonu geçtiği İstanbul’da tablet dağıtma ile övünüyor. Birileri de bunu allayıp pullayıp şişirdikçe şişiriyor. Böyle allamak pullamak olur mu? Milli Eğitim Bakanlığımızın bugüne kadar dağıttığı 2 milyonu aşkın tableti bir kenara bırakıyorum. Bizim sadece Şahinbey ilçe belediyemizin dağıttı 50 bin tableti ise kimse görmüyor, görmek istemiyor” diyerek ana muhalefet lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirilerde bulundu.