Çay İşletmeleri Genel Müdürlüğü (ÇAYKUR) 23 Temmuz'da yaptığı açıklamada Kurban Bayramı'nın her günü yaş çay alımı yapılacağını duyurmuş, 27 Temmuz'da ise üreticiden yoğun taleplerin geldiği ifade edilerek konunun tekrar değerlendirmeye alınacağı açıklanmıştı.
Yapılan değerlendirmeler sonucunda ÇAYKUR, konu ile ilgili kararını verdi. ÇAYKUR'un Kurban Bayramı ilk günü yaş çay alımı yapmayacağı öğrenildi. Arife günü ve bayramın 2, 3 ve 4. günleri ise çay alımı yapılacak.
Öte yandan ÇAYKUR tarafından paylaşılan bilgi notunda 19 Mayıs'ta başlanan ikinci sürgün döneminde 165 bin ton, genelde ise toplam 412 bin ton yaş çay alımı yapıldığı aktarıldı.
Açıklamada, kampanya dönemine 65.000 ton gibi son yılların en az stok miktarıyla giren ÇAYKUR'un, saha satışları ve yaş çay işleme kapasitesiyle makrohedefler anlamında planladığı şekilde yoluna devam ettiği ifade edildi.
Açıklamanın devamı şöyle:
"Bu yılın satış hedefi olan 120 bin ton paketli çay satışının Temmuz ayı satış gerçekleşmelerine göre 70 bin tonunu satarak son yıllarda aynı aylara kıyasla yapılan en erken satışlar olarak kayda geçmiştir. Bu erken satış kazanımı bizlere, yılın geri kalan kısmında 50 bin ton veya üzerinde daha rahat çay satış yapabilme imkânı sağlamaktadır.
Özellikle geçtiğimiz son iki yıl içerisinde 750 bin tonlar gibi yüksek miktarlarda yaş çay alımı gerçekleştirmemize rağmen fabrikalarımızda sağlanan maksimum işleme kapasitesi neticesinde üreticilerimizin bizlere yüksek oranda çay satmaları sağlanmış, aynı zamanda özel firmalara karşı da oluşan fiyat manipülasyonlarına karşı piyasalar regüle edilerek üreticilerimize bir nevi koruma sağlanmıştır.
Hammadde alımı, işleme ve üretimde yakalanan maksimum gerçekleşmelerin devam edebilmesinin ön şartı olan pazarlama ayağının da çözümlenmesi gerektiğinden özellikle bu yıl erken yakaladığımız satış gerçekleşmeleri, önümüzdeki dönem için bizlere güven vermektedir.
İşletme veya Kurumlar için en önemli başarı göstergesi; hammadde alımı, üretim, pazarlama üçgeninde kurulan denge ve bu dengenin sürdürülebilirliğindedir. Diğer belirleyici veya etkenlerin olumlu ve olumsuz oluşları, kurulan bu düzeneği besler veya eksiltir ancak tam olarak dönüştürmeye yetmez. Dolayısıyla üretim giderleri, işgücü maliyetleri, kullanılan işletme kredileri gibi dış etkenlerin getirdiği olağan yükler de kurulan bu dinamik denge içerisinde zamanla daha kolay yönetilebilir ve çözümlenebilir bir duruma gelecektir.
Grafikli anlatımda yer aldığı gibi son beş yılın hammadde alımı, üretim ve pazarlama gerçekleşmelerine bakacak olursak artan bir yükselme içerisinde olduğumuz görülecektir."