Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, Rize’de yeni bir oluşuma giderek yeni bir gazeteciler derneği kurma çalışmaları içerisinde bulunan basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi. Green Hotel’de düzenlenen kahvaltıya basın mensuplarının yanı sıra Saadet Partisi GİK Üyesi Cemil Çolak, Saadet Partisi Rize İl Başkanı Hasan Uzun, Rize Belediyesi Bağımsız Meclis Üyesi Mustafa Mahmutoğlu ve Bekaroğlu’nun Basın Danışmanı Ramazan Bursa katıldı.
Seçim çalışmalarına başladıklarını ve belli programlar çerçevesinde kendilerini Rize’ye anlatmaya çalıştıklarını ifade eden Bekaroğlu, şahıs olarak kendisini Rize’ye anlatmaya gerek duymadığını Rize Belediyesi çalışmalarını anlatmaya çalıştıklarını kaydetti.
Öncelikle hedeflerinin temel prensipleriyle ilkelerini Rize’de vatandaşlarla paylaşmak olduğunu açıklayan Bekaroğlu, Rize’nin sorunlarının üç aşağı beş yukarı belli olduğunu ifade ederek bu sorunları uzmanlar tarafından geliştirilecek çözümlerle giderileceğini söyledi. Örnek olarak Rize’nin bir terminale ihtiyacı vardır ve Rize’de terminal yapılacak alan sayısının belli olduğunu ve uzmanlar tarafından en ideal yer tespit edilecek yerin terminal olacağını belirtti.
AK PARTİ RİZE'YE HAKARETTE BULUNMUŞTUR
Rize’de seçimi gerecek, kavgaya sebebiyet verecek, barış ortamını huzuru zedeleyecek davranışlardan kaçınacağını açıklayan Bekaroğlu, polemiklerin seçimde kaçınılmaz olduğunu ve o yüzden biraz polemik yapmak istediğini belirterek şunları kaydetti: Mevcut belediye başkanı Halil Bakırcı’yı ziyaretimdeBakırcı’nın enteresan bir şekilde kendi uslubü ve şivesiyle “Fuzuli gezmeyin. Başbakan Ak Parti’nin Rize Belediye Başkanını açıkladığı an Rize Belediye Başkanı seçilmiştir belli olmuştur.” dedi. Başbakan’ın atadığı Ak Parti Rize Belediye Başkan Adayı dün aday tanıtım toplantısında, Halil Bakırcı’nın açıklamalarına paralel bir ifade bulunarak“Muhalefetin hiçbir şansı yok.” dedi. Buna benzer şeyleri Başbakan da sürekli söylüyor. Bu Ak Parti’nin demokrasi anlayışını ortaya koyuyor. Halka nasıl baktığını ortaya koyuyor. Bunlar halkı 5 senede bir sandığa gidecek oy makinası olarak görüyorlar. Bu iki söz Rize halkına hakarettir. Siz belediye başkan adayını atayabilirsiniz ama bu yanlıştır. Partilerin adaylarını parti merkezleri parti başkanları atamamalı partilerin adayları o partinin o bölgedeki üyeleri tarafından seçilmeli doğrusu budur. Ama Ak Partinin böyle bir demokrasi anlayışı yoktur. Rize’de 10 adayı yarıştı bir sürü çalışmalar yaptı bunların hiçbirini yeterli bulmadı Ankara’dan atadılar. Karışamayız partinin içişleridir kendi adaylarını atarlar. Ama atadıkları o adayı şimdiden Belediye Başkanı olarak ilan etmek Rize halkına Rize seçmenine hakarettir. Ederler bunlar ediyorlar da. Rize’yi Rize seçmenini bir oy makinesi olarak görüyorlar. Kendilerine mecbur olarak görüyorlar ve bizim atadığımız insan orada belediye başkanıdır diyorlar. Diyorlardı öyleydi taki biz aday olarak Rize’ye gelene kadar. Biz Rize’de gerçekten 30 Martta seçim yapılmasının önünü açtık. Böyle bir şey olmayacaktı. Eğer ben Saadet Partisi’nden belediye başkan adayı olmasaydım böyle bir şey olmayacaktı. Şimdi böyle bir şey var telaşları da ondan zaten. Şimdi Rize’de seçim var. Rize Belediye Başkanını bu seçimde Rize halkı seçecek. Son zamanlarda böyle bir şey olmamıştı. Bugüne kadar atanmıştı dayatılmıştı gönderilmişti şimdi Rize halkı seçecek. Onları Ankara’dan atadılar gönderdiler beni de Rize halkı, arkadaşlarım istedi geldim ve aday oldum. Kararı Rize halkı verecek.
AK PARTİ'NİN RİZE ADAYI REŞAT KASAP AK PARTİLİ RİZE BELEDİYESİNİ YERDEN YERE VURMUŞTUR
Ak Parti Belediye Başkan Adayının dünkü konuşmasını akşam sitelerden okuduğunu ifade eden Bekaroğlu, Kasap’ın konuşmasında entereresan şeyler olduğunu kaydederek “Sayın Reşat Kasap, ben kendisini tanımam adını Ak Parti Belediye Başkan Adayı açıklandığında duydum. Çok ilginç şeyler söyledi. Adım adım Rize’yi dünya kenti yapacağını söyledi. Tamam yapsın. Profesyonel belediyeciliği Rize’ye getireceğini söyledi. Bunu kim diyor. Adalet ve Kalkınma Partisi adayı söylüyor. Peki 10 senedir Rize’yi kim yönetiyor Adalet ve Kalkınma Partisi yönetiyor. Demek ki 10 sene Rize Adalet ve Kalkınma Partisi tarafından profesyonelce yönetilmemiş. Bilim adamlarından da çok istifade edilmemiş çünkü Sayın Kasap diyor ki ben üniversite ile belediye arasında köprü görevini yapacağım diyor, iyi. Sosyal belediyecilik anlayışını Rize’ye getireceğim diyor. Demek ki 10 seneden beri Rize’de sosyal belediyecilik yokmuş. Afet yönetimi ile trafik sorununu çözeceğim diyor. Bu da ciddi bir itiraftır. Trafik sorunu 10 senedir daha da karmaşık hale gelmiş daha problem olmuş. Rize’yi bekleyen en önemli afet seldir hiçbir şey yapılmamış. Bizim iktidar partisinin Rize yönetimini eleştirmemize çok gerek yok. Sayın Kasap çıkmış iktidar partisinin Rize’de yaptıklarını ettiklerini yerle bir etmiş öyle görünüyor, öyle anlaşılıyor bu sözlerinden. Acemilikten mi yaptı yoksa birisi böyle söyledi diye mi yaptı, eski yönetimle aralarında bir problem olduğundan mı yaptı bilmiyorum ama görünen o ki Sayın Reşat Kasap, önceki yönetimi hiç beğenmiyor ve ciddi bir şekilde eleştiriyor. Söyledikleri de doğru. Rize’de sosyal belediyecilik yok, Rize’de gerçekten bilim adamlarından, uzmanlardan istifade edilmiyor, hiç profesyonel belediyecilik yapılmamış, afet ve trafikle ilgili hiçbir çalışma yapılmamış doğru. Fakat bunu iktidar partisinin adayının, 10 seneden beri Rize’yi yöneten partinin belediye başkan adayının söylemesi ilginç.” dedi.
GEMİ SU ALMAYA BAŞLADI AK PARTİ'DE KAVGA BÜYÜYECEK
Mevcut belediye başkan adayı ile Reşat Kasap arasında ciddi bir sıkıntı olduğuna vurgu yapan Prof. Dr. Mehmet Bekaroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: Bunu şurdan da anlıyoruz. Mevcut Belediye Başkanı Sayın Bakırcı aynı toplantıda yaptığı konuşmada ben Ak Parti mak partiyi tanımam Başbakana bağlıyım diye bir laf ediyor. Evet bunlar şimdi böyle birbirleriyle uğraşıyor. Gemi bir taraftan delinip su almaya başlayınca böyle olur bu tip kavgalar başlar. Başka kavgalar da olacak Ak Parti arasında.
AK PARTİ İÇİNDEKİ KİMYASAL GÜBRE LOBİSİ ÇAYKUR'UN ORGANİK ÇAYINI SABOTE EDİYOR
Çaykur’un organik çayının kimyasal gübre üretiminde bulunan kişilerce aralarında AK Partiye mensup kişilerinde bulunduğu bir lobi tarafından sabote edildiğini iddia eden Bekaroğlu konu hakınnda “ Çaykur Genel Müdürü epey zamandır organik çayla ilgili çalışmalar yapıyor. Ben hükümetin birçok icraatını sıkça eleştiren bir siyasetçiyim ama doğru icraatlarını da takdir etmiş paylaşan birisiyim. Bu organik çalışmasını da ciddi bir şekilde destekleyen birisiyim. Çok önemli bir çalışma. Bu sadece çayla ilgili bir çalışma değil. Çayda yıllardan beri kullanılan gübreler Doğu Karadenizin toprağını suyunu derelerini yer altı sularını mahvetmiştir. Bizim bütün sularımız zehirlidir. Bütün sebzelerimiz meyvelerimiz zehirlidir. Çayda kullanılan gübre bunu bu hale getirmiştir. Çayda kullanılan gübreden dolayı dışarıya çay satamıyoruz. Biz yıllardan beri her yerde bunu tartışıyor ve söylüyoruz Sayın Sütlüoğlu’nun uygulamaya çalıştığı organik çay projesi hayati bir projedir. Bölgemizi kurtaracak, çayımızı, toprağımızı, balığımızı, sebzemizi, meyvemizi, likapamızı, suyumuzu kurtaracak bir projedir. Çok önemli çok ciddi bir çalışmadır. Gelecek kuşaklar içinde gerekli bir çalışmadır. Çayımızı da kurtaracak budur. Çayımız pahalıya mal oluyor deniliyor, maliyetinden dolayı düşüğe satmak zorunda kalıyoruz deniliyor, pazarlayamıyoruz deniliyor, çayı dışarıdan alsak daha karlıdır deniliyor çayı özelleştirelim deniliyor. Yani çayın bu gidişle geleceği gözükmüyor. Organik çay projesi çayı kurtaracaktır. Nasıl kurtaracaktır? Eğer Türkiye’de böcek olmadığı için haşerat olmadığı için böcek öldürücü ilaçları kullanmıyoruz. Böcek öldürücü ilaçlar gıdada çok önemlidir. Çok düşük miktarda olsa bile gıda maddelerinde Avrupa ülkeleri dünya ülkeleri ürünü geri gönderiyor. Dünyada üretilen bütün çayda böcek öldürücü ilaç kullanıyor. Biz kullanmıyoruz Doğu Karadenizde böyle bir şeye ihtiyacımız yok. Bunun yanında birde organik çaya geçersek yani bu kimyasal gübreleri kullanmasak çayımızı çok daha geniş bir alana çok daha pahalıya satabiliriz ve çay yeniden bu bölgenin geçim kaynağı olacaktır. Ama Sayın İmdat Sütlüoğlu kendi partisinin kimyasal gübre lobisi tarafından sabote edilmektedir. Hatırlarsanız 2 sene önce çay sezonunda fabrikalarda trafolar patladı elektrik kesintileri oldu. İmdat Bey beni sabote ediyorlar diye bağırmaya başladı. Oydu o. Şu an isimlerini söylemeyeceğim Rize’nin kimyasal gübre lobisi yapan iktidar partisi içinden bazı kişiler Sayın Sütlüoğlu’nun organik çay projesini sabote etmiştir etmeye de devam ediyorlar. Eğer bütün bölge organik çaya geçerse bölgemiz kurtulacak ama kimyasal gübre ithal eden ham maddesi işleyenler batacaktır. Bu kimyasal gübrelerin hammaddesi tamamen dışarıdan geliyor. Ama organik gübre ile ilgili tesisler Rize’de kurulmaya başlandı ve kurulmaya devam ediyor dışarıdan hiçbir hammadde alınmayacaktır. Ama kimyasal gübre lobileriyle işbirliği yapan bazı insanlar bu işi sabote ediyor.” şeklinde konuştu.