RTEÜ Rektörü Prof. Dr. Arif Yılmaz yaptığı konuşmasında ilin kalkınmasına etkili olacak alanlarda öğretim görevlisi bulunamayışından şikayet ederek yüksek öğretim kurumundaki planlama eksikliğini eleştirdi. Yılmaz konuşmasında, “Turizmde katma değer sağlayacak alt yapıyı oluşturmadıktan sonra turizmden bahsetmek teorik düzeyde bir çalışma olur. Biz olayın altını doldurmak için turizm okulunu açtık. İki yıldır bekliyoruz bir tane doktoralı eleman bulamadık. Bu Türkiye’nin acı gerçeği. 10 yıl sonrasını hesaplamayan bir planlama ile gidiyoruz. Şahsen buradan geçmiş dönemin yüksek öğretimini eleştirmek istiyorum. Türkiye’nin bu gününü göremeyen bir yüksek öğretim ne iş yapar. Bunu sorgulamak lazım. Turizmle iç içe olan bur fizik tedavi ve rehabilitasyon merkezimiz var. Şu memlekette açık kalp ameliyatı yapıyorsunuz ama rehabilitasyon eğitimi veremiyorsunuz. Kalp cerrahı yetiştiriyorsunuz rehabilitasyon elemanı yetiştiremiyorsunuz. Bu yüksek öğretimdeki yanlış planlamanın sonucudur. Yine ayrı şekilde fizik tedavi ve rehabilitasyon okulunda bir tane doktoralı eleman bulamıyoruz” dedi.
"1950’DEN SONRA MİMARLARIMIZ ÇOĞALDI İMARLARIMIZ DA ÇOĞALDI AMA BİNALARIMIZ ACAYİPLEŞTİ"
Sempozyumda konuşan Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı ise 60 yıl önce Rize’de bugüne oranla daha estetik binalar yapıldığına dikkat çekerek, samimi bir de itirafta bulundu. Bakırcı, “Şehri geçmişte doğru planlayamamışız. Vatandaşın baskısı ile yüksek katlarla beraber bu şehrin yaşamını olumsuz etkilemişiz. Bu sadece Rize için değil. Tüm Türkiye için geçerli. Ancak Doğu Karadeniz Bölgemizde daha etkili. İmar hileleri yapılmış. Yoğunluğu az tutarak katları yukarı çekmişiz. Karadeniz Sahil Yolu yapılana kadar biz hep pencerelerimizden güzel sahilimize baktık. Yol yapılınca sahilden evlerimize baktık ve çirkinliği o zaman fark ettik. 1940 öncesi bu bölgeye baktığımızda ne imarı vardı, ne de mimarı vardı. Fakat o fakir insanımız taşını koyarken, belli bir estetik içerisinde koymuş. 1950’den sonra mimarlarımızda çoğaldı imarlarımızda çoğaldı ama binalarımız da acayipleşti. Artık bu görüntüyü değiştirmek çok zor. Çıkıp binaların tamamının çatılarını ne yeniden yapma şansımız var ne de tümünü yıkma şansımız var. Belki üç tanesi beş tanesi yıkılır. Kanun bize bu yetkiyi veriyor. Antenlerini sökebiliriz. Ama kaç tane sökeceksin. Sonra seçim günü oraya gittiğin zaman kimden rey alacaksın. Bunu yapmamız için önce kamuoyu bilincinin gelişmesi gerekiyor” diye konuştu.
Sempozyum 23 kişilik bilim kurulu ve 7 kişilik yürütme kurulunun çalışmaları ile yaklaşık 10 farklı oturumdan oluşacak. Sempozyumda çay, lojistik ve turizm konuları ele alınıyor.