Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı Rize’nin Çayeli İlçesi’nde basın mensupları ile bir araya gelerek gündemle ilgili soruları cevapladı. Yazıcı, Çayeli Kültür Merkezi’nde düzenlediği toplantıda, 2020 Olimpiyatları'nın Türkiye’de yapılmasını umut ettiklerini belirterek bir takım olumsuz etkenlerin devreye girmemesi ve objektif değerlendirme yapılması halinde Türkiye’nin Olimpiyatları alacağını söyledi.
POL-NET SİSTEMİ'NDEKİ AKSAKLIK
Emniyet Genel Müdürlüğü’nün kullandığı Pol-net sisteminde yaşanan bir aksaklıktan dolayı bazı sınır kapılarında yaşanan kuyrukları değerlendiren Yazıcı, konunun teknik bir arızadan mı yoksa siber bir saldırıdan mı kaynaklandığının ise araştırılacağını söyledi. Yazıcı yaptığı açıklamada, "Vatandaşların pasaport işlemleri için İçişleri Bakanlığı Emniyet Genel Müdürlüğü ile bakanlığımız arasında bir protokol söz konusu. Bunun pilot uygulamasını Sarp Sınır Kapısı'nda yapmıştık.
Dün öğlen saatlerinde başta Türkiye'nin en büyük kapılarından olan Kapıkule Kapısı'nda Pol-Net yazılım programı devre dışı kaldı. Eş zamanlı olarak Karkamış ve belli kapılarda devre dışı kalması süreciyle giriş çıkış hizmetlerinin bir süre aksadı. Daha sonra sorun 4-5 saat sonra aşılarak sistem devreye girdi. Gerçekten teknik bir sorun mu, yoksa siber bir müdahale mi var. Onu bilemiyorum. O konuda araştırmayı yapacak Pol-Net sisteminin birinci derece uygulayıcısı Emniyet Genel Müdürlüğümüzdür. Kapılarda uygulama durunca ilk sorumlu Gümrük ve Ticaret Bakanlığı'dır. Ortak uygulamamız vardır" dedi.
SINIR KAPILARINDAKİ GÜVENLİK TEDBİRLERİ
Son zamanlarda artması olası saldırılardan dolayı sınır kapılarında güvenlik tedbirlerinin arttırıldığına dikkat çeken Yazıcı, kimyasal saldırı ve geçişlere karşı da TAEK ile birlikte hareket ettiklerinin altını çizdi. Yazıcı "Kapılarımızda önlemlerimizi arttırdık. 2 bin 900 metrelik ara bölgede kontrol kuleleri oluşturmuştuk. Takviyeleri artırdık. Mobil Tarama Cihazı'nı oraya yönlendirdik. O bölgedeki Türkiye'ye giriş çıkışları daha etkin hale getirdik. Kara hudut kapılarında yanıcı parlayıcı kimyasal madde ihtiva eden ürünlerin sokulup sokulmadığı ile ilgili radyoaktif arama tarama çalışmalarını Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) ile birlikte Gümrük ve Ticaret Bakanlığı birlikte yürütüyor. Elbette ki hudutlarımızın güvenliğinden sorumlu güvenlik güçlerimiz de önlemleri alıp sürdürüyoruz. Meydana gelen son olaylar dolayısıyla gerçekten Suriye ile olan gümrük kapılarımız ile alakalı hudutlarda mücadeleyi başarılı kılacak etkin işlemler devrede aktif olarak devam ediyor" diye konuştu.
TÜZÜKTEKİ 3 DÖNEM MADDESİ DEĞİŞEBİLİR
Yazıcı AK Parti tüzüğünde siyasilerin 3 dönem seçilmelerinin ardından 4. dönem seçilmelerinin önünü kesen maddeyi zaruri hallerde değiştirebilecek anahtar maddeler bulunduğunu hatırlatarak, “Türk siyaset tarihinde bu tür düzenlemeler ilktir. Elbette ki bu metin içerisinde öngörülmeyen durumlar içerisinde, ihtiyacın gerekli kılması halinde yol açacak, ön açacak anahtar düzenlemeler de vardır. Bizim tüzüğümüzün içerisinde de vardır. İhtiyaç olur mu, kullanılır mı, kullanılmaz mı ? Buna Genel Başkanımızın değerlendirmesi ve bakışı önemli. Bu çerçevede değerlendirilecek. Türkiye veya Türkiye'nin partisi AK Parti, bizim tüzüğümüz içerisinde bulunan düzenlemeler dolayısıyla hem kendisine sıkıntı oluşturacak hem Türk siyasetine sıkıntı getirecek, aksiliğe yol açacak bir sonuç doğurmasına müsait değildir. Böyle bir şeye izin vermeyiz" şeklinde konuştu.
ODTÜ'DE YAŞANAN BAŞÖRTÜSÜ GERGİNLİĞİ
ODTÜ’de yaşanan öğrenci olaylarını da değerlendiren Yazıcı, “Türkiye belli ölçüde de olsa bir hukuk devletidir. Kişilerin eleştiri hakları belli ölçülerde sınırlıdır. O sınırların dışına çıkan olursa orada hukuk devreye girer. Hukukun devreye girdiği yerde hukuku uygulayanlar vardır. Güvenlik kuvvetlerimiz, mahkemelerimiz ve savcılarımız var. Elbette ki kişilerin eğitim hakları önemlidir. Anayasa derki hiç kimse eğitim ve öğretim hakkından mahrum bırakılamaz. Bunun muhatabı sadece üniversitede ki hocalar değildir. Bir zamanlar üniversiteler eğitim haklarını kullanmak üzere kayıt yaptırmak için gidenler veya kayıttan sonra eğitim için gidenler arasında başı kapalı olarak gittikleri için üniversiteden çıkartmalar bu kurara aykırı.Bir başka suretle eylem yapmak suretiyle üniversite kampuslerine girmiş olan insanların eğitim ve öğrenim imkanları yapılan eylemlerle ihlal ediliyorsa anayasanın kuralı o kişiler için devreye girer. 'Hiç kimse eğitim ve öğretim hakkından mahrum bırakılamaz’ sözünün muhatabı idarecilerdir. Kampüsündeki eylem yapanlar ve eylem yapmayı tasarlayanlar için elbette ki devletin önemli görevleri var. Devletin en önemli görevi kamu düzenini tahsis etmektir. Kamu düzeni hepimizle alakalıdır" ifadelerini kullandı.