Çay TV ekranlarında Hasan Yavuz Bakır’ın sunduğu "Perspektif" programına katılan AK Parti Teşkilat Başkan Yardımcısı ve Rize Milletvekili Muhammed Avcı, kotanın 450 kilo olmasının nedenlerini anlattı.
Vatandaşların bilgi kirliliğine maruz kaldığını ifade eden Avcı, “Çayla ilgili gerçekten konuşmamız lazım. Çünkü sokakta zaman zaman görüyorum. Elbetteki haklı eleştiriler var. Orada vatandaşımızı anlayabiliyorum. Ama bazen de sokağın kirletildiğine dair kanaatlerimiz var. Kirli bilgilerle yanlış bilgilerle insanlara yorum yaptırılmaya çalışılıyor."
Bazı siyasilerin iktidara nasıl vururuz derdinde olduklarını ifade eden Avcı, "Cumhurbaşkanı Erdoğan’a nasıl vururuz diye düşünülüyor. Üstelik bizimle çok dost görünenler tarafından da yapılıyor bu tür davranışlar. Recep Tayyip Erdoğan’ın arkasına saklanıp Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef haline getirmeye çalışanlarda var." dedi.
Avcı, çay üreticisinin 1. sürgünde tarihin en yüksek kotasını açıkladıklarını ifade ederek “Biz birinci sürgünde tarihin en yüksek kotasını açıkladık. Hiçbir dönemde böyle bir kota açıklanmamıştır. İstedik ki vatandaş çayını yavaşça 1 aya yayarak yavaş yavaş toplayarak satsın, zaten elinde ÇAYKUR gibi bir garanti var 1 ton çayın neredeyse 600 kilosunu buraya satabiliyor, geri kalan çayı da özel sektörde uygun fiyatı yakaladığı anda versin. Çünkü artık bu çayın bir piyasası var. Bu piyasa arz talebe göre oluşuyor." ifadelerini kullandı.
Avcı, çay üreticisinin 1. sürgünde tarihin en yüksek kotasını açıkladıklarını ifade ederek “Biz birinci sürgünde tarihin en yüksek kotasını açıkladık. Hiçbir dönemde böyle bir kota açıklanmamıştır. İstedik ki vatandaş çayını yavaşça 1 aya yayarak yavaş yavaş toplayarak satsın, zaten elinde ÇAYKUR gibi bir garanti var 1 ton çayın neredeyse 600 kilosunu buraya satabiliyor, geri kalan çayı da özel sektörde uygun fiyatı yakaladığı anda versin. Çünkü artık bu çayın bir piyasası var. Bu piyasa arz talebe göre oluşuyor." ifadelerini kullandı.
Vatandaşın özel sektöre gebe kalmaması için kotayı 600 kilo olarak açıkladıklarını ifade eden Avcı, “600 kilo açıkladığımızda ne oldu? Geçen sene 550 kilo açıklamışız. 1. Sürgünde 287 bin ton çay almışız. Bu sürgünde ise 246 bin ton çay almışız. Yani vatandaş ÇAYKUR’ u beklememiş uygun fiyattan bulduğu özel sektöre çayını satmış. Özellikle son süreçte özel sektörün fiyatını yükseltince özel sektörün fiyatını uygun bulmuş ve üretici çayını özel sektöre vermiş. Biz 600 kilo diye niye açıklamışız vatandaş özel sektöre gebe kalmasın diye açıkladık. Yani ben ÇAYKUR’a daha fazla çay vereyim elimde böyle bir garanti olsun vatandaş çok uymamış. Bu bizim için önemli bir veri." dedi.
2. sürgünde neden kotanın 450 kilo olduğunu örnekleriyle açıklayan Avcı: “ÇAYKUR’un tarihine baktığımız zaman hep 1. sürgün kotaları yüksek, 2. sürgün kotaları biraz daha düşük, 3. sürgün biraz daha düşük. Bunun sebebi de esasında 1. sürgünde çay aşağı yukarı bütün bölgelerde aynı görünüyor ve bir izdihamın oluşmasına vesile oluyor. Yani 1.sürgündeki sahildeki çayla bir rakımdaki çay neredeyse aynı geliyor. Bütün vatandaşlarımız çaylığa aynı anda girdiği zaman bir izdiham dönemi yaşıyoruz. Mesela 1.sürgünde bizler bu durumu 4 gün yaşadık. Fiyatlar da orda düştü zaten. Hâlbuki biz vatandaşlarımıza hem Ziraat odaları aracılığıyla hem bizler siyaset kurumlarımız aracılığıyla defalarca uyarılar yapmaya çalıştık. Dedik ki artık çayın bir piyasası var. Sin dekar başına 600 kiloluk kota bir güvencedir. Lütfen biraz daha yavaş çayımızı toplayarak özel sektörün fiyatına göre çayımızı satalım biz. Fiyat uygulayalım bir politika uygulayalım dedik. Ama maalesef bir anda o bölgede 4 – 5 gün çok yoğun bir izdiham dönemi yaşandı. Fiyatların da bayağı aşağı çekildiğini gördük. Fiyatın aşağıya çekildiği dönemde bizle özel sektör temsilcileriyle toplantı yaptık, Milletvekilimiz Osman Aşkı Bak ile beraber. Ticaret Borsası başkanımız Mehmet Erdoğan sağ olsun, arkadaşlarını davet etti. O toplantıda çay sanayicilerine dedik ki, sizler bu fiyatlarda çay aldığınız takdir de biz her halimizle sizinle mücadele edeceğiz. Bu dediğimi tehdit olarak algılayan arkadaşlar da oldu algılayan da algılasın hiç umurumda değil. Benim görevim vatandaşın hukukunu çiğnetmemektir." dedi.