Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. İhsan Safi tarafından sunulan konferansta; Mehmet Âkif’in şahsiyetinden, edebî hayatından kısa bilgiler verildikten sonra, Mehmet Âkif hakkında çeşitli kesimler tarafından ortaya atılan bazı görüşlerin ne kadar yanlış olduklarına vurgu yapıldı. Doç. Dr. İhsan Safi, Âkif’in şairliğini ve şiir anlayışını tenkit edenlere Safahat’ttan ve Âkif’in kendi ağzından cevaplar verdi. Âkif’in büyük bir şair olduğunu, şairliğinin tartışılamayacağını, şiir anlayışının ise doğru olduğunu ifade etti. O dönemde başka tarzda şiir yazmasını Âkif gibi birisinden beklemenin mümkün olamayacağını anlattı. İhsan Sâfi, Mehmet Âkif’in devrinin şartları gereği bu şiir tarzını benimsediğini söyledi ve: Gül devrini görseydim onun bülbülü olurdum
Ya Rab beni evvel getirseydin ne olurdu.
mısralarından hareketle Âkif’in başka dönemlerde gelseydi başka tarzda şiirler yazacağını da ilâve etti.
Doç. Dr. İhsan Sâfi daha sonra Mehmet Âkif’e gerici, mürteci damgası vurmak isteyenlere de cevap verdi. Onun eserinde ve hayatında bu yönde hiçbir bilgiye rastlanmadığını ve bulunmadığını, din, Müslümanlık ve İstiklâl Marşı düşmanlığı adı altında bu tarz saldırıların yapıldığını söyledi. Mehmet Âkif’in aydın, entelektüel, âlim, üniversitede ders veren, öğretmenlik yapan, yabancı dil bilen, batı edebiyatını, Arap ve Fars edebiyatını okuyan, kültürlü, birikimli, herkesimden insanın istifade edebileceği fikirlere sahip birisi olduğunu gericilikle suçlanacak en son kişinin o olabileceğini anlattı.
Doç. Dr. İhsan Sâfi Âkif’e mürteci demenin ne kadar yanlış olduğunu göstermek için Tevfik Fikret’i örnek olarak gösterdi. Mensup olduğu milletin dinine, tarihine, başkentine, “Tarih-i kadim”, “Sis” gibi şiirler yazarak hakaretler eden Tevfik Fikret’in aydın, ilerici olduğu söyleniyor, aleyhinde tek bir laf edilmiyor, göklere çıkarılıyor ama Mehmet Âkif gibi vatanını seven, milleti için büyük fedakârlıklar yapan, bu millete İstiklâl Marşı gibi bir şiiri hediye eden, kurtuluş mücadelesinin manevi önderi olan birisine mürteci deniyor, kötüleniyor. İhsan Sâfi, bundan hareketle ne kadar yanlış ve art niyetle böyle sözlerin ortaya atıldığının görülmesini, bu tarz ifadeleri kullananlara dikkat edilmesi gerektiğini de söyledi.
Mehmet Âkif’in medeniyet hakkındaki görüşlerine de değinen Doç. Dr. İhsan Sâfi, Âkif’in medeniyet, ilerleme, ilim ve teknoloji düşmanı gibi gösterilmek istendiğini hâlbuki Mehmet Âkif’in ülkemize savaş açan, topraklarımızı işgal eden, binlerce insanımızı öldüren, insanlarımıza insanlık dışı muameleler eden batıya ve onların yaptıklarına karşı olduğunu, bunda da Âkif’in haklı olduğunu, aksinin ise büyük ahmaklık olacağını söyledi.İhsan Sâfi, Mehmet Âkif batının tekniğine karşı olmadığını, Batıdan gelen her şeye ön yargıyla yaklaşmadığını, batı’dangüzel şeylerin alınmasını savunduğunu şu mısraları örnek göstererek anlattı:
Alınız ilmini Garb’ın, alınız sanatını,
Veriniz mesainize hem de son süratini
Sade Garb’ın, yalnız ilmine dönsün yüzünüz
Çünkü kabil değil artık yaşamak bunlarsız
Çünkü milliyeti yok sanatın, ilmin yalnız.”
Doç. Dr. İhsan Sâfi bunun gibi Âkif’in “Bedrin aslanları ancak bu kadar şanlı idi”, “Ağzım kurusun... Yok musun ey adl-i İlâhî!” gibi İslami kesimlerce tenkit edilen bazı ifadelerine de açıklık getirdi, Mehmet Âkif gibi dindar birisinin bu sözleri altında başka manalar aramanın büyük bir safderunluk olduğunu belirtti.Doç. Dr. İhsan Sâfi daha sonra bu şekilde İstiklâl Marşı hakkında da yapılan bazı tenkitlere ve yanlış bilgilere de değindi ve konuşmasını bitirdi. Konferans sonundaki soru faslının ardından Doç. Dr. İhsan Safi’ye, Rize Vali Yardımcısı Bahattin Alp Arslanköylü tarafından plaket ve hediye takdimi yapıldı. Sunuculuğunu RTE Üniversitesi Kültür ve Edebiyat Kulübü Başkanı Burak Beken’in yaptığı konferansa, Rize Vali Yardımcısı Bahattin Alp Arslanköylü, Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Genel Sekreteri Ali Rıza Köroğlu, RTE Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Oktay Torul, Rize İl Müftüsü Yusuf Doğan, Öğretim Elemanları, Öğretmenler, öğrenciler ve çok sayıda dinleyici katıldı.