Rize`deki sempozyumda önemli açıklamalar yapan Rize Ticaret Borsası (RTB) Başkanı Mehmet Erdoğan, Doğu Karadeniz`de yaş çay üretiminin Çaykur’a ait 46 fabrika ile başladığını hatırlattı, 1984 yılında devlet tekelinin kaldırılarak özel sektörün önünün açıldığını söyledi. Bu düzenlemenin çay kanununa ilave 3 paragrafla gerçekleştirildiğini ifade eden Erdoğan, şöyle konuştu:
"O 3 paragraflık kanunla özel sektörde çay üretimini sürdürmeye çalışıyoruz. Ancak gelinen noktada ortada özel sektör için çok vahim olan bir tablo var. Bölgemizde kurulan, 46`sı Çaykur`a ait 420 fabrikadan çalışan sadece 197 fabrika kaldı, 223’ü kapandı. 1984 yılında çıkan 3 paragraflık kanunla yürüyen 2 milyar dolarlık sektör için yapısal bir kanun çalışması yapılması gerekiyor. Türkiye’de çayın lokomotifi olan Çaykur ve onun takip eden özel sektör kaliteyi geri planda bırakarak bugüne kadar geldi. Çok sayıda özel sektör firması ya iflas etti ya da zarar ederek kapatmak zorunda kaldı. Zararın karşılığını da müstahsile yük olarak bıraktı. Çay sektöründe müstahsil, sanayici, çalışan, tüketici, toplum ve devlet mutsuz. Çayla uğraşıp da mutlu olan insan varsa ben tebrik etmek isterim."
`KAÇAK ÇAYIN YILLIK ZARARI 168 MİLYON DOLAR`
Türkiye’ye yılda 50 bin ton civarında kaçak çay girdiğini, bunun da sektörü ve bölgeyi ciddi oranda olumsuz etkilediğini ifade eden Erdoğan, "Doğu illerinde yaygın olan ancak son yıllarda batı illerine de ulaşan kaçak çay sektörü tehdit ediyor. Kaçak çaylar katır ve eşekler üzerinde sınırdan geçirilerek ülkemize sokuluyor. 50 bin ton dolayında kaçak çayın ülke ekonomisine yıllık 168 milyon dolar zararı var. Bu nedenle girişinin engellenmesi şart. İnsan sağlığına da zararlı. Bu açıdan ele alınarak çay kaçakçılarına yüklü cezalar verilmeli. Çay kaçakçılığı organize suç kapsamına alınmalı ve mücadele ile ilgili teşvik primleri uygulanmalı. Bölgemizde 80 dolayında çay paketleme fabrikası varken çay yetiştirilmeyen Doğu, Güneydoğu Anadolu ve Akdeniz bölgeleri ile Konya, Bursa ve Yalova’da 116 çay paketleme fabrikası ne iş yapıyor? Bunun üzerine gidilmeli" dedi.
`2023’TE 500 MİLYON DOLAR İHRACAT HEDEFİ`
Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti`nin kuruluşunun 100’üncü yılı olan 2023 yılında 50 bin ton kuru çay ihracatı yaparak 500 milyon dolar gelir hedeflediklerini kaydetti. Bunun için öncelikle kimyasal gübreden vazgeçilmesinin, yaş çay alımlarında kontrol mekanizmasının düzgün işlemesi ile kalitesiz yaş yaprak alımının önlenmesi gerektiğini belirten Erdoğan, sözlerini şöyle bitirdi:
"Türk çayının dünyaya ve ülkemizde belirli bir bölgede tanıtılamaması zayıf yönümüz; buna ağırlık verilmeli. Kuru çaydaki fiyat farkları kaliteyi teşvik edici yönde oluşmadığından üretimde kalite ön planda tutulmadı. Bunun yapılması gerekiyor. Ürün, siyah çayın yanında yeşil ve beyaz çay ile çay pudrası gibi ürünlerle geliştirilmeli. Milli ürün konumundaki çaya belirli aralıklarla devlet sübvanse sağlamalı. Sektörün düzenleme yapan bir sistem dahilinde çalışması sağlanırsa 2023’te çaya 500 milyon dolar artı değer katabiliriz. Türkiye’de çay hayatın vazgeçilmezidir. Çayımıza sahip çıkalım."