Kürt sorununa çözüm arayışı sürecinde bugüne kadar kamuoyunda seslerini duyuramayan Kürt yazar ve aydınlardan Tahsin Sever, Mehmet Celal Baykara, Fettah Karagöz ve Mehmet Behlül Yavuz’la yapılan görüşmenin bugünkü bölümünde çok tartışılan KCK oprerasyonları var. “KCK, PKK’nın yarattığı bir illüzyondur” diyen Kürt aydınlar, ‘PKK eşittir KCK’ görüşünde. Aydınlar BDP’nin kendilerini temsil etmediğini ve bölgede seçilmiş değil atanmışların olduğunu da savundu.
İrade silahı tutanın elinde
KCK operasyonları çokca tartışıldı. Prof. Büşra Ersanlı ve Ragıp Zarakolu’nun da alınmasıyla tartışma iyice alevlendi. Sizler bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
MEHMET CELAL BAYKARA: Deniliyor ki KCK demokratik yapılanmaya giden bir çabadır ve bu operasyonlarla bunun yolu tıkanıyor. Ben meseleye bu pencereden baktığımı söyleyemem. Çünkü KCK, PKK’dir. PKK’nın yapılanmasıdır.
- Peki, Cengiz Çandar diyor ki, KCK - PKK ilişkisi İRA - Sinn Fein arasındaki ilişki gibidir. Meseleyi bu şekilde çözebilecekken operasyonlarla bunun yolu tıkanıyor.
TAHSİN SEVER: Bunun böyle olmadığını biliyor ve bilerek çarpıtıyor. Sin Fein-İRA ilişkisi PKK-BDP arasında bile yok. Sin Fein siyasi kanaldı ve seçilmişlerden oluşuyordu. Sin fein ‘ben siyasi kanadım’ diyordu ve politikalar üretiyordu, yani ortada siyasi kanadın denetlediği bir silahlı örgüt vardı. Yani sin fein çözüm önerilerini ortaya koyuyor, tartışıyor ve İRA bunu destekliyordu. Bir anlamda onun hizmetindeydi. Ama aynı ilişki tarzı PKK-BDP ya da KCK ilişkisinde yoktur. Siyasi irade de silahı elinde tutanın elindedir. Burada BDP’nin siyaset üretme şansı, inisiyatifi yok, sadece söyleneni yapmak şeklinde yürüyen bir ilişki tarzı var. Hatta zaman zaman kamuoyundan gelen “çözüm önerileri üretin” seslerine, “çözüm bizde değil şuradadır” diyerek adres gösteriyorlar. Aslında çağrı yapanlar da BDP’den inisiyatif geliştirmesini isterken bunun mümkün olmadığını biliyorlar. Siz onlar tarafından seçilmişseniz, nasıl karşı gelebilirsiniz?
PKK kendi vekillerini seçti
- Ya seçilmiş BDP’li vekiller?
MEHMET BEHLÜL YAVUZ: Diyorlar ki “BDP Meclis’e gelsin çözelim.” BDP beni temsil etmiyor ki ben Meclis dışındayım, kim beni Meclis’e taşıyacak. PKK kendi adına vekillerini seçti? Peki biz ne olacağız? Varsa yoksa PKK konuşuluyor. Yıllar sonra ilk defa sizinle konuşmuş oluyoruz bu konuda, bunun nasıl gideceğini de bilmiyorum, ne kadar ses olacaksınız?
- Farklı Kürt grupların sesini duyurma şansı kalmıyor, öyle mi?
MEHMET BEHLÜL YAVUZ: Son zamanlarda devlet oy meselesine takılmış durumda: “Seçilmişler.” Hayır, bir milletin sorunlarının yegane çözüm mercii oy alan seçilmişler değildir. Zaten ortada ‘seçilmiş’ de yok, ‘atanmışlar’ var. Dolayısıyla ben KCK’yı tartışmanın doğru olduğuna inanmıyorum. Tutuklamaların yanlışlığı falan ayrı, bunları çok yadırgıyorum. Ama PKK’yi konuşuyoruz. Ortada KCK falan yok. Seçilmiş hangi milletvekili şu anda PKK aleyhine bir açıklama yapabilir, bu şekilde gidip oy alabilir. Demek ki bu arkadaşların oyu kendinin değil. KCK’dan tutuklu birisi yok demek ki.. Seçilmiş diye birşey yok, çünkü ortada eşitlerin mücadelesi yok. Mesela DKP’nin kapatılmasıyla ilgili ben ne Türk aydınından, ne Kürt aydınından, ne devletten bir açıklama duymadım. Niye kapandı? Ortada bir eylemimiz yok, olayımız yok. Niye peki? Çünkü o gün biz Kürt siyasetine farklı bir alternatif olabilme noktasındaydık. Birtakım demokrat yazarlar diyorlar ki, Kürt sorunu eşittir PKK’dir. Kürt sorununda PKK muhatap alın, müzakere edin, onlarla meseleyi çözerseniz Kürt sorunu çözülmüş olur. Var mı böyle bir şey. PKK’yla PKK sorununu çözerseniz Kürt sorununu çözemezsiniz. PKK’yi dağdan indirebilirsiniz ama sorunu çözmüş olmazsınız. Çünkü o sorunun bir tarafı da ‘ben’ varım ve ben halkım.
KCK, PKK’nın illüzyonu
MEHMET BEHLÜL YAVUZ: KCK zaten PKK’dir. BDP mi var ortalıkta, bunların hepsi PKK’dır. Birbirinden ayrı düşünmemek gerekiyor. KCK’nin yaratıcısı zaten PKK’dir. PKK bir oyun yaptı, KCK illüzyonunu yarattı. Hükümet de aydınlar da halk da PKK’nın bu oyununa geldi. KCK tutuklamaları eğer PKK ismi altında yapılsaydı bu kadar tepki çeker miydi, PKK’nın ne olduğu ortada. Tek bir yapı vardır o da PKK’dır.
Yönetme, bağımsızlık değildir
FETTAH KARAGÖZ: Üç senedir bir açılım var ama biz hâlâ açılımın ne olduğunu anlamış değiliz. Doğuştan gelen bazı haklar var ki benim bunları talep etmem bile abestir. Bu benim doğal hakkımdır. Kürt meselesi bir millet meselesidir bunu net ortaya koymak lazım. Kürtlerin bir dili vardır, Kürtlerin bir kültürü vardır, Kürtlerin üzerinde yaşadığı bir coğrafyası vardır. Mesela ben Kürtçenin resmi dil olmasını istiyorum. Ben Kürtlerin yaşadıkları coğrafyada kendi kendilerini yönetmelerini istiyorum. Bu ille de bağımsızlıkla algılanacak bir formül değildir.
PKK, KCK ile manevra alanını genişletiyor
- PKK, BDP varken KCK gibi bir yapılanmaya neden ihtiyaç duyuldu?
MEHMET CELAL BAYKARA: Buna tersinden bakmakta da fayda var. Devlet, PKK ve BDP varken niye KCK’ye operasyon yapıyor? Burada bir belirsizlik var. Sonuçta PKK - KCK aynıdır. KCK tutuklamaları sorun çözmüyor. Bu yakalanmalar, PKK’nin değirmenine su taşıyor, operasyonlarla daha fazla insan PKK’li oluyor.
TAHSİN SEVER: PKK, KCK ile manevra alanını genişletmiştir. Mesele bir profesörün alınması meselesi değil, ünvanlar üzerinde tartışma yürütülemez. Asıl sorunu ve çözümü konuşmak için bunlar bizi oyalıyor sadece.
- MEHMET CELAL BAYKARA
Devlet PKK varken niye KCK’ye operasyon yapıyor. PKK - KCK aslında aynıdır. KCK tutuklamaları ise sorun çözmüyor. Bu yakalanmalar, PKK’nın değirmenine su taşıyor.
- FETTAH KARAGÖZ
Kürt meselesi bir millet meselesidir bunu net ortaya koymak lazım. Kürtlerin bir dili vardır, Kürtlerin bir kültürü vardır, Kürtlerin üzerinde yaşadığı bir coğrafyası vardır.
- TAHSİN SEVER
BDP’nin siyaset üretme şansı, inisiyatifi yok, sadece PKK’nın söylediğini yapmak şeklinde yürüyen bir ilişki tarzı var.
- MEHMET BEHLÜL YAVUZ
Birbirinden ayrı düşünmemek gerekiyor. KCK’nin yaratıcısı zaten PKK’dır. PKK bir oyun yaptı, KCK illüzyonunu yarattı.
Star