Osmanlı döneminde saraya elma gönderen şehirlerin başında gelen ve an itibariyle de 24 çeşit yerel elmanın bulunduğu Gümüşhane’de Pirahmet köyünde yaşayan Namık Kutay hem kendi ürettiği hem de komşularından aldığı ürünleri Gümüşhane-Erzurum karayolu kenarında kurduğu tezgahında satışa sunuyor.
Son dönemde "askıda ekmek, askıda et, askıda fatura, askıda tablet" gibi ülke genelinde sosyal farkındalık etkinliklerinden esinlenen Kutay, herkes elma yesin, elmalar çürümesin diye askıda elma uygulaması başlattı.
Hem köylülerin verdiği elmaları hem de tezgahtan ürün alanların verdiği paralarla poşetlere asılan elmalar ‘Askıda elma’ uygulamasıyla tezgahın yanında 24 saat boyunca duruyor ve isteyen herkes o poşetleri alabiliyor.
Yeni tip koronavirüs hastalığı (Covid-19) salgını nedeniyle son dönemde insanların yerli ve organik ürünlere yoğun talep gösterdiğini kaydeden Kutay, “Burada organik ürünlerimizi sergiliyoruz. İnternet üzerinden de diğer şehirlerdeki gurbetçilerimiz de gönderiyoruz. Kendi ürettiğimiz elmamıza, sebzemize, organik ürünlere vatandaşın ilgisi yoğunlaştı Covid-19 nedeniyle. Kuşburnu marmelatından elmanın her çeşidini bulundurmaya çalışıyorum” dedi.
Gümüşhanelilerin ekmeği olmayan birisi olduğunda o gece rahat uyuyamadıklarını ifade eden Kutay, “Son zamanlarda ‘askıda ekmek’ projesini sık sık duyuyoruz. Bizde dedik ki elma temel gıda maddesi değil, olursa yenir olmazsa yenmez. Mademki Allah bize bu kadar nimeti vermiş şükrediyoruz. Biz de dedik ki bir kampanya başlatalım. Köylerde elması olmayan insanlarımıza, komşularımıza buradan gönderelim” diye konuştu.
“İlgi Alaka Yüksek, Duygulanıyoruz”
Projeyi sosyal medyadan paylaşınca gurbetten çok sayıda iş insanının da katkı sağladığını ifade eden Kutay, “Bugün tezgaha gelen bir vatandaşa işte köyünde fakir varsa elma alamayacak durumda olanlar varsa askıda elmamız var, götürüp dağıtın diye teklifte bulunduk. Oda ben yola gideceğim abi diyor sen benden 50 liralık daha elma askıya koy. Onları dağıtırsın dedi. Bu böyle çoğalıyor. Şimdi onlar da elma alıyorlar bizde askıya alıyoruz. İlk ben bir kasa elma ile başladım. İlgi alaka yüksek. Duygulanıyoruz bir yandan” şeklinde konuştu.
Eski yıllarda dedelerinin at arabalarıyla köylere elma götürüp buğday ve arpa aldıklarını hatırlatan Kutay, “Eskiden yukarı köylere at arabalarıyla dedelerimiz elma götürürdüler, buğday arpa aldırdılar. Bir şekilde oradaki insanları elma ulaşabiliyordu. Şimdi bu ortadan kalkınca haliyle şehre inemeyecek durumda olanlar var. Elmalarımızı poşetlerle tezgahın kenarına asıyoruz. Tezgahı kapatsak bile elmalar orada kalıyor. Fakir fukara, köylerdeki yetimler alacak. Alan oluyor. Bu bizim kültürümüzde olan bir şey” ifadelerini kullandı.
Tezgahında 5-6 çeşit elma sattığını kaydeden Kutay, “Kendi bahçemizden olan var, komşunun bahçesinden olanlar var. Tamamı Gümüşhane mahsulü. Organik olmasına özen gösteriyoruz. Dışardan getirmeye gerek yok, bizim kendi ürünümüz, kendi meyve sebze bize yetiyor. Aslolan üretmek. İnsanlarımızın organik Gümüşhane ürünlerine yönelmesi buradaki çiftçiyi de biraz heyecanlandırdı. Üretime katkı sağlıyor. Daha çok değer kazanınca daha çok üretim oluyor. Bu da Gümüşhane ekonomisine katkı sağlıyor. Gümüşhane elmasının aroması, tadı, kokusu bambaşkadır. Bilen bilir” dedi.