Giresun'un Tekne Ustası Necdet Özyazıcı: Ahşap Dokunuşlarla Geçen 50 Yıl
Giresun'un deniz kültürüne ve balıkçılık geleneğine ışık tutan Necdet Özyazıcı, 50 yıldır ahşap tekne yapım ustalığını sürdürüyor. Kumyalı Balıkçı Barınağı'nda çalışmalarını sürdüren 67 yaşındaki Özyazıcı, teknolojik gelişmelere rağmen ahşap kayık ve balıkçı teknelerinin Doğu Karadeniz sahilinde yaygın olarak tercih edildiğini söylüyor.
Usta, "Usta olarak bu işi yapan çok az kaldık, Giresun merkezde son iki kişiden biriyim. Bir iki tanede sanıyorum ilçelerimizde var. Ben de meraklı olduğum için bu işe başladım. Zamanla da kendimi geliştirdim ve mesleğe dönüştürdüm. Her geçen gün biz sona doğru yaklaşırken, ardımızda bırakacağımız yeni çıraklar maalesef bırakamıyoruz." diyerek mesleğin nadir temsilcilerinden olduğunu belirtiyor.
Giresun'da yarım asra yaklaşan süredir sürdürdüğü mesleğin inceliklerini paylaşan Özyazıcı, genellikle küçük balıkçı tekneleri ürettiğini belirtiyor. 4.5 metreden 12 metreye kadar farklı boyutlarda kayık ve balıkçı teknelerini ustalıkla tamamlayan usta, siparişlerin sadece Giresun'a değil, Türkiye'nin birçok balıkçı şehrine geldiğini ifade ediyor.
Ahşap tekne yapımının özelliğine değinen Necdet Özyazıcı, "Karadeniz'de tekneleri genelde kestane ağacından yapıyoruz çünkü, en dayanıklı ağaç olduğu gibi işlemesi de oldukça kolay oluyor. Seçilen ağaç da tabi ki önemli. Ağacın budaksız ve iyi bir ağaç olması lazım. Birçok incelikleri var, bunlara dikkat ediyoruz. Yaptığımız işin sağlam olması lazım. Başka bölgelerde başka ağaçlar da kullanılıyor ancak, hiç biri kestanenin yerini tutmaz." diyor.
Ancak, mesleğin devamlılığı için yasal düzenlemelerin şart olduğunu dile getiren usta, "Biz yeni tekne yapımının yanı sıra bakım ve onarım da yapıyoruz. Ancak bu gidişle bırakın tekne yapımını, barınaklarda tekne onarımını dahi yapacak usta kalmayacak. Bunu aşmak için bir takım yasal düzenlemeler gerekiyor." diyerek yetkililerden destek bekliyor.
Giresun'un denizle iç içe yaşayan geçmişini ve kültürünü yansıtan ahşap tekneler, Necdet Özyazıcı'nın elinde geçen 50 yılın bir simgesi olarak göze çarpıyor. Ancak, geleceğin ustalarını yetiştirebilmek ve bu geleneksel zanaatı sürdürebilmek adına, sektöre yönelik yapılan yasal düzenlemelerin acilen ele alınması gerekiyor.