Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, sadece bölgemizde değil, tüm yeryüzünde barışı tesis etmek için, Ortadoğu'daki kronik sorunların çözülmesi, Ortadoğu'da kan ve gözyaşının artık dinmesi gerektiğine işaret ederek, ''Ortadoğu;da devlet terörü devam ettikçe, uzlaşma çabaları sabote edildikçe, masum çocukların üzerine bomba yağdıkça, masum insanlar açık hava hapishanelerinde tutsak oldukça, barış ufukta gözükmeyecektir'' dedi.
Başta Katar Emiri Şeyh Hamad Bin Khalifa Al Thani, BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon, Yüksek Temsilci Sampaio ve tüm katılımcıları selamlayarak mesajına başlayan Başbakan Erdoğan, ''Sizleri, Türkiye;den, İstanbul;dan, en kalbi muhabbetlerimle selamlıyorum'' dedi.
''BEDENEN OLAMASAMDA...''
Medeniyetler İttifakı Doha Forumu'nda katılımcılarla birlikte olmayı, heyecanı, coşkuyu ve umudu paylaşmayı çok arzu ettiğini, ancak ne var ki ne var ki, önceki hafta geçirdiği bir ameliyat nedeniyle evinde istirahat etmek zorunda olduğu için, bugün aralarında bulunamıyor olmanın hüznünü yaşadığını belirten Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Bedenen orada olamasam da, Doha'daki heyecanı, dünyamızın huzurlu ve müreffeh geleceğine ilişkin ortaya konan samimi çabaları kalpten hissettiğimi ifade etmek istiyorum. Nitekim, yardımcım Sayın Beşir Atalay da bu hissiyatımı eminim ki orada sizlere aktaracaktır. Bu vesileyle, Majesteleri Emir Şeyh Hamad bin Khalifa Al Thani'ye, Majesteleri Şeyha Muza Binti Nasır El Misned'e, Medeniyetler İttifakı 4. Yıllık Forumu'na evsahipliği yaptıkları için şükranlarımı sunuyorum. 6 Yıl önce, değerli dostum, İspanyol Mevkidaşım Sayın Zapatero ile birlikte, Birleşmiş Milletler Çatısı altında başlattığımız Medeniyetler İttifakı girişiminin bu boyutta bir katılıma sahne olması, bu boyutta bir teveccühle karşılanmış olması beni ayrıca heyecanlandırdı. Bu yılın Mayıs ayında, Brezilya'nın Rio şehrindeki zirveyle Medeniyetler İttifakı Girişimi'nin sesini, Amerika kıtasına ulaştırmıştık. Bugün, Katar'daki bu zirveyle, girişim artık Ortadoğu;da da yankı bulduğunu tüm dünyaya gösteriyor. İnşallah, bundan sonra, Uzak Doğu ve Afrika;yı da içine alacak, sesimizi orada da duyuracak zirvelere şahitlik edeceğiz. Bugün Doha;da, zirveye çok sayıda sivil toplum örgütünün ve temsilcilerinin iştirak ettiğini de büyük bir memnuniyetle öğrendim. 130'dan fazla ülke ve uluslararası kuruluşun yanı sıra, artık sivil toplum örgütlerinin de girişime katkı vermeleri, azmimizi, kararlılığımızı katlayarak artırıyor.''
''GÖZYAŞININ DİNMESİ GEREKİYOR''
Türkiye ile İspanya'nın samimi girişimlerinin, küresel ölçekte büyük bir insanlık hareketine dönüşmüş olmasını görmekten büyük bir gurur ve heyecan duyduklarını dile getiren Başbakan Erdoğan, Mayıs ayında, Brezilya;nın Rio şehrinde yapılan Medeniyetler İttifakı Zirvesi'nin hemen ertesi günü, Akdeniz'de büyük bir korsanlık faaliyeti gerçekleştirildiğini anımsattı.
Gazze'nin mağdur, yoksul, aç insanlarına insani yardım malzemesi taşıyan Mavi Marmara gemisinin, Akdeniz'de, uluslararası sularda, ''devlet terörüne maruz kaldığını ve 9 masum yardım görevlisinin hayatlarını kaybettiğini'' hatırlatan Erdoğan, şöyle devam etti:
''Biz, Rio'da, küresel barış, huzur, refah ve adalet adına umutla mücadele verirken, maalesef Akdeniz'de, barış, huzur, refah ve uluslar arası hukuk çiğnendi, sabote edildi.
Biz, Sayın Zapatero ile birlikte Medeniyetler İttifakı'nı resmen başlatmadan evvel, girişimin hedefleri üzerinde çalışmak için bir Yüksek Düzeyli Grup ihdas edilmişti. Bu Grup, önemli bir rapor yayımladı.
Rapor, Batı ve İslam alemi arasındaki gerilimi azaltıp gidermek için Medeniyetler İttifakı'na ihtiyaç duyulduğunu vurgularken, bu gerilimi sürekli tırmandıran başlıca unsurun Orta Doğu Sorunu olduğuna özellikle dikkat çekmişti.
Evet, sadece bölgemizde değil, tüm yeryüzünde barışı tesis etmek için, Ortadoğu'daki kronik sorunların çözülmesi, Ortadoğu'da kan ve gözyaşının artık dinmesi gerekiyor.
Ortadoğu;da devlet terörü devam ettikçe, uzlaşma çabaları sabote edildikçe, masum çocukların üzerine bomba yağdıkça, masum insanlar açık hava hapishanelerinde tutsak oldukça, barış ufukta gözükmeyecektir.
Aynı şekilde, yine Ortadoğu;da, kendi halkına kurşun yağdıran, kendi halkını topyekun katleden, her türlü muhalif görüş ve harekete tahammülsüzlük gösteren diktatörler oldukça da huzur ve istikrar sağlanamayacaktır.''
FİLİSTİN
Bu arada önemli bir hususa da dikkati çekmek istediğini ifade eden Başbakan ERdoğan, son dönemde Filistin'in UNESCO üyeliğine kabulü sebebiyle ABD'nin aldığı talihsiz kararı üzüntü ile karşıladıklarını söyledi.
Türkiye ve Katar olarak, üzerimize düşen yükümlülüğü yerine getirmeye hazır olduklarını kaydeden Erdoğan, mesajını şu sözlerle tamamladı:
''Medeniyetler ittifakına destek veren tüm ülkelerin de UNESCO'nun çalışmalarını herhangi bir ekonomik sıkıntıya maruz kalmaksızın sürdürmesine yardımcı olacaklarına inancım tamdır. Biz hiçbir zaman umutsuz olmadık ve olmayacağız.
Esasen, Medeniyetler İttifakı Girişimi, bizim barış umudumuzun, huzur, istikrar ve adalet umudumuzun somut bir neticesidir. Unutmayınız ki, bugün, Kabil'in, Bağdat'ın, Şam'ın, Gazze'nin gözleri sizin üzerinizdedir.
Afrika'nın yoksul çocuklarının, Somali'nin masum evlatlarının yürekleri bugün Doha'da atmaktadır. Unutmayınız ki Doha, bugün, Medeniyetler İttifakı Zirvesi'ne evsahipliği yaparak, yerkürenin nabzının attığı bir merkez olmuştur.
Zirve;nin, tüm dünya için hayırlı sonuçlar doğuracağına ben de yürekten inanıyorum.
Bir kez daha, Majesteleri Emir ve muhterem eşlerine şükranlarımı sunuyorum. Tüm katılımcılara, katkı veren tüm dostlarıma teşekkür ediyor; zirveye başarılar diliyor, hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.
Esselamu Aleyküm, ve rahmetullahi, ve berekatüh.''