Eskiden kalan borçlar nedeniyle kapısından icra memurları eksilmeyen Atakum Belediyesi’nde dün açılış töreninin haciz baskınına uğramasının ardından bugün de Başkan Av. Cemil Deveci’nin makam odası haczedildi.
İcra memurları; makam koltuğu, makam masası, misafir koltukları, klima ve televizyona haciz işlemi uyguladı. Belediyeye ait başka bir tesiste de icra yoluyla satış talebine yönelik değer tespiti yapıldı.
29 Mart 2019 yerel seçimlerinde Atakum Belediyesi’ni yüklü miktarda borçla devralan Av. Cemil Deveci, eskiden kalan borçlar nedeniyle çok sayıda haciz işlemi ile karşı karşıya kaldı. Samsun’da icra memurlarının kapısından eksik olmadığı Atakum Belediyesi’nde bu sabah saatlerinde yine haciz işlemi vardı. Mesai başlangıcında belediye hizmet binasına gelen icra memurları, Başkan Deveci’nin makam odasını haczetti.
Başkan Cemil Deveci, kent sakinlerine söz verilen projelerin ardı ardına hayata geçirildiği bir dönemde icra memurlarının Atakum Belediyesi’nin kapısında sıraya girmesinin, açılış törenlerini basarak haciz işlemi uygulamasının tesadüf olamayacağını söyledi. Makam odasının haczedildiği anlarda belediyeye ait başka bir tesisin de icra yoluyla satışı talebine yönelik değer tespiti yapıldığını belirten Başkan Deveci, icra ekiplerinin belediyenin kapısına çifter çifter dayanmaya başladığını kaydetti.
"Birine 100 milyon veren devlet öbürünün sandalyesini haczettiriyor"
Makam odasına haciz işlemlerinin gerçekleştirildiği anlarda Türkiye’de yerel yönetimlerin içinde bulunduğu duruma ilişkin bilgiler veren Başkan Av. Cemil Deveci, “Belediyelerin Samsun esnafına borcu yaklaşık 600 trilyon(milyon). Devlete olan borçlarımızı durdurun, kredi açın, başımızda durun, herkes han hamam yapmasın esnafa olan borcunuzu ödeyin. Kim bunu diyecek? Esnaf odası başkanı. ‘Bize daha bir şikayet gelmedi’ diyor. Dün Valilik’te toplantı vardı. Orada da dedim, ‘Baskı gücünüzü kullanın.’ Bu da doğru bir anlayış değil. Ben devlette çalıştım. Benim bildiğim devlet, böyle bir devlet değil. Birinden diğeri ayrılamaz. Birisine 100 milyon kaynak aktarıyorsun, birinin elindeki Yalı Kafe’yi, arsayı alıyorsun. Oturduğu masayı sandalyeyi haczettiyorsun. Neresi devlet bunun? ‘Biz sizi istemiyoruz kardeşim, gidin bu ülkeden’ desinler, gidelim. Bu belediyenin 300 milyon borcu var. Bir önceki 5 yılında da 65 milyonluk mülk satılmış. Toplam 400 milyona yakın. Bu şehirde yaşıyorsunuz, 400 milyon nerede Atakum’da? Atakum’da 400 milyonluk yatırım yapılmış olsaydı ben de çivi çakmaz herkesin borcunu öderdim. Nerede bunlar? Avukatlık da kalmadı, ticaret de kalmadı, çöküyoruz. Şimdi Büyükşehir Belediye Meclis üyelerimizle bu ayki Büyükşehir Meclis gündemini konuşuyorduk. 4 katın üzerine 2 kat daha, parkı kaldır ticaret alanı yap. Ne yapacaksınız yahu, 5 yıl sonra bu şehri terk edip gideceksiniz. Atakum Belediyesi’nin olduğu yer 700 bin nüfusa göre planlanmış. Üretilen ne kadar arsa varsa satılmış. Hangi şehir plancısı, mimar, mühendis kentin önünü 15 yıllık açarak, ‘dolu dizgin istediğiniz yere yapı yapın’ der? Böyle bir şehircilik var mı? Ben avukatım, siz de avukatsınız. Biz görüyoruz da şehir plancıları, mimarlar görmüyor mu? Seçmene de söylüyorum, çocukların geleceğine ilişkin doğru dürüst oy versinler” dedi.
"Esnafın tüm kamudan alacağı var belediyeye haciz getirebiliyor"
Tüm kamu kuruluşlarının esnafa borçlu olduğunu söyleyen Başkan Deveci, “Esnaf odası, ticaret odası fark etmedi. İcra dairelerinde olanları avukatlar biliyor. Avukat biliyorsa baronun da bilmesi lazım. Onlar ses çıkarsınlar. Bu esnaf sadece belediyeden alacaklı değil. DSİ’den, Karayolları’ndan da alamıyor. Esnaf devletten alacağını alamazsa nereden alacak? İşçilerin maaşını ödeyemiyordum. Hiç olmazsa emeklilik hakkınızı elde ettiniz. Emeklilik bir haktır, emekliliğinizi yaşayın. Hiç olmazsa geri kalanların maaşlarını ödeyelim’ dedim. Hepsi emekli oldular ama tazminatlarını ödeyemiyorum. Satacak, değerlendirecek bir şeyim yok. Bu belediye kurulduğundan bu yana İller Bankası, ‘işçi alacaklarına ilişkin kredi limiti bitti’ dememiş. ‘Bana teminat getir’ dememiş. Hesaplarına yatırmış. Niye 7-8 aydır ödemiyorsunuz? Atakum’da çalışan işçiler nereden geldiler? Gerçekten böyle sıkıntılı bir sürecin içindeyiz. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 15 milyon TL’lik krediyi onaylamış. Nereden bulursan bul, nasıl ödersen öde. Benim zaten kredi limitim var. 2 ay sonra belediye meclisinde 20 milyon kredi onaylatabiliriz. Ama bu 20 milyon TL’yi nereden alacağız, nasıl ödeyeceğiz? Bana bu krediyi İller Bankası verecek, zamana yayacak. Bütçenin yüzde 40’ını zaten kesiyor, kesmeye devam edecek. Bu belediyenin yaşayabilmesinin formülü bu. ‘Bana kredi verdi’ oluyor” ifadelerini kullandı.
"Ben isyan etmeyeyim de kim etsin"
Belediyenin hiçbir hizmet yapmasa dahi aylık yaklaşık 9,5-10 milyon TL gideri olduğunu belirten Başkan Deveci, “Bizim aylık gelirimiz 5,5 milyon TL. Haydi kaynak üretici belediye falan deyin. Tamam, buyursunlar en yetenekli belediye başkanı, belediyeci gelsin benim üretemediğim kaynakları bana göstersin. Ben de hakikatten beceremiyorsam bırakayım gideyim. ‘Yanlış yapmışım, ben buraya layık değilmişim’ diyeyim ya da bu yerel yönetimlerin gerçeğini tüm Türkiye görsün. Ben onu yapmaya çalışıyorum. Kendimle ilgili bir iddiam yok ama bu kentle ilgili var. Bu kentin siyaset kültürü, siyaset ahlakıyla ilgili var. Siz beni tanıyorsunuz. 30 yıldır işçi aleyhine dava almamış bir avukatım ben. 30 yıldır bir icra memuruyla birisinin evine gitmiş avukat değilim ben. Gitmedim, yapmadım. Oysa avukat parayı oradan kazanıyor, mesleği bu. Küçümsemek için söylemiyorum. Siyaset yaptığım için bir meydana çıktığımda birisi gelip ‘oğlumun altından koltuğunu, sandalyesini aldın’ demesin diye gitmedim. Şimdi ben işçinin maaşını, kıdem tazminatını veremez durumdayım. Kadere bak. Ben isyan etmeyeyim de kim etsin? Bu belediyenin ve buna benzer belediyelerin durumunu herkes görsün. Bana destek olsunlar. Bana oy vermek, destek olmak anlamına gelmiyor. Seçmeni de seçileni de Türkiye’yi yöneten herkes görsün. Birini 1 haftada çözüyorsun, öbürüne nefes aldırmıyorsun. Böyle bir yönetim anlayışı yok. Atakumlular öğrensin artık. Yok böyle bir şey. Sigorta ve vergi borcunu hiçbir kurum ve belediye ödeyemiyor. Biz de ödeyemiyoruz. Erteleyin, faizleri silin o zaman. Bizim de başımızda dur han, hamam yapmayalım ama esnafın borcunu, işçinin maaşını ödeyelim. İşsizlik diz boyu. İşten çıkarıp ne yapacağım, kimi çıkaracağım, nerede iş bulacaklar?” diye konuştu.
"Koltukları da alın belediye başkanının işe yaramadığını herkes görsün"
Belediyedeki fazla çalışan sayısının 350’nin üzerinde olduğunu kaydeden Başkan Deveci, “150-200’ü kısa çalışma ödeneğinden maaş alıyor. Evde oturuyorlar, devlet maaş ödüyor. ‘Git yerinde çalış’ deyip, parayı bana vermiyor. Sorun bir iki noktada değil ki her yerde sorun var. Belediye başkanının makam arabası olmuyor. Bu ülkede hukuku olmayan tek kişi belediye başkanı. Devlet memurunun hukuku, işçinin toplu sözleşmesi var. Alın koltukları da alın, hiç olmazsa belediye başkanının bir işe yaramadığını herkes görsün. Alacaklı avukatı olarak sizinle bir derdim yok. Bundan daha haklı bir talebiniz olamaz. ‘İşçi alacağını ödeyemeyen belediyeyi neden açık tutuyorsunuz kardeşim?’ diye sorulur. Bu soruyu soracak mevkilerde olanlar sorsunlar. Ben bu belediyeyi yönetmekte zorlanan biri olarak soruyorum. ‘Ben daha iyi yönetirim, ben bilirim, kaynaklarım var’ diyen; bir yerlerden alıp götürmeden ‘şurası var’ diyebilenleri de davet ediyorum. Buyursunlar gelsinler, beraber yönetelim. Burada bir çözüm üretmek lazım. Belediyeler borç alabilsin, borç ödeyebilsin. Çark dönsün. Bana deniliyor ki, ‘önceki borçlarını öde ama ben sana yeni kaynak yaratmana izin vermem” şeklinde konuştu.
"CHP’li başkan yönetemiyor’ algısı oluşturmaya çalışıyorlar"
Atakum Belediyesi’nde göreve başladığı ilk gün şirketin ve belediyenin hesaplarına haciz geldiğini hatırlatan Başkan Cemil Deveci, “Ertesi gün o şirketin mali durumunu benden daha iyi bilen birisi ilk günden hesapları haczettiyor, kredibilitesini bitiriyor; Deniz (Yalı) Kafemizdeki çanak çömlek, masa, sandalyeyi 1,5 milyon TL alacağı için onları da haczettiriyor. Sen alacaklı olsan, belediye yönetimi değişmiş daha ilk günden o şirketin hesaplarını, masasını, sandalyesini haczettirip alamayacağını bilmez misin? Biliyorsun. O zaman senin orada alacağın yok, o şirketi batırmaya çalışıyorsun. ‘CHP’li belediye başkanı geldi, yönetemiyor.
Haciz memurlarının birisi geliyor, birisi gidiyor’ deniliyor. CHP’li başkanın günahı değil bu. Çocukluğumdan bugüne kadar; ben devlet memurluğu yaptım, yöneticilik yaptım, bir kuruş kamu zararına neden olduğumu birisi bulsun ve önüme koysun, bırakıp gidiyorum. Bunu ilk günden bu yana her platformda söylüyorum. Benim bir tek sermayem var, dürüstlük. Bundan da asla vazgeçmeyeceğim. Atakum’dan tüm Türkiye’ye dürüst, namuslu, çalmayan, çaldırmayan siyasetçi örneğini olması gerektiği gibi ilan ediyorum. Zaten buna ihtiyaç var. Türkiye’de en çok ihtiyaç olan şey, dürüst, ahlaklı, namuslu siyasetçi modeli, gerisi olur. Bu ülke yoktan kuruldu, bir daha kurulur. Benim özelliklerim, yeteneklerim bu. Başka özelliklerim herkesle tartışılabilir. Ama dürüstlüğümü, ahlaklılığımı, namusluluğumu kimseyle oturup aynı masanın başında tartışmam. Bu söylediklerim dışında birisi gelip bir şey tespit ederse ben kendi cezamı kendim veririm, Japonlar gibi kimseye bırakmam bu işi. Benim özelliğim bu, Atakumlular beni de bu yüzden seçtiler” ifadelerini kullandı.