Türkiye'de son 20 yılda, kışlalarda 1342 asker şüpheli biçimlerde öldü. Son olarak Işık Koşaner'i ses kaydındaki "kendi askerimizi alnından vurduk" sözleri ile gündeme gelen kışlalardaki şüpheli ölümler konusunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de (AİHM) çok önemli bir karara imza attı.
Milliyet gazetesinin haberine göre, AİHM 2. Daire, 5 Temmuz 2011’de, 15 Temmuz 2004’te birliğinde asılmış halde bulunan ve intihar ettiği açıklanan M.M.’nin ailesinin açtığı davada, Türkiye’yi tazminat ödemeye mahkum etti. AİHM, M.M.’nin intihar etmeden önce psikolojik rahatsızlıklar geçirdiğinin, 3 kez hastaneye kaldırıldığının sabit olmasına, uyuşturucu ve alkol bağımlısı olduğunun bilinmesine rağmen askerlik yaptırılmasının Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne (AİHS) aykırı olduğuna hükmetti. Askere alınan kişilerle ilgili gelişmelerin ve bu kişilerin yaşadıklarının takip görevinin devlette olduğu belirtildi. AİHM, bu nedenle, Türkiye’yi 18 bin euro tazminat ödemeye mahkum etti.
EMSAL NİTELİĞİNDE
Kışlalarda yaşanan benzer olaylar açısından da emsal niteliği taşıyan karar, M.M.’nin 2004’te ölümü üzerine verildi. İnsan Hakları Ortak Platformu’nun İzlem adlı e-dergisinde yayınlanan karara göre, askerlik yükümlülüğünü yerine getirirken psikolojik rahatsızlıklar geçiren ve üç kez hastaneye kaldırılan M.M., her defasında birliğine geri döndü. M.M., 15 Temmuz 2004’te birliğinde asılmış halde bulundu. Olayın bir intihar olmadığı ve oğullarının birliğinde dövülerek öldürüldüğü iddiasıyla ilgili askeri birliğe ve savcılığa başvuran aile, bu başvurularından bir sonuç alamayınca dosyayı AİHM’ye taşıdı.
RİSKİ ÖNGÖRMELİLER
Dosyayı inceleyen AİHM, AİHS’nin 2. maddesinde öngörülen yaşama hakkını koruma yükümlülüğünün askerlik hizmeti bakımından daha kuvvetli güvencelerle karşılanması gerektiğini anımsattı.
Kararda, M.M.’nin ölümünün intihar sonucunda gerçekleştiği varsayılmış olsa bile, askeri görevlilerin bu tür bir riski öngörmek ve önlemek için üzerine düşen sorumlulukları yerine getirip getirmediklerinin incelenmesi gerektiğine dikkati çekti.
M.M.’nin ruhsal açıdan sorunları bulunduğu, alkol ve uyuşturucu bağımlısı olduğu, bu konuda uyarılan askeri görevlilerin ise “askerliğe elverişli” raporu verdiği vurgulandı.
Kararda, askere alındığında intihar etme riski açık bir şekilde öngörülebilmesine rağmen, ilgili askeri görevlilerin konuyla ilgili gerekli özeni göstermediği kaydedildi. Kararda, psikolojik sorunları nedeniyle üç kez hastaneye gönderilen M.M.’nin gerektiği gibi tedavi edilmediği, psikolojik sorunlarının askerlik sırasında giderek ağırlaşmasına rağmen ilgili askeri yetkililerin, sadece hafifletici önlemlere başvurabildikleri, intihara giden süreci önleyemedikleri kaydedildi. Askeri sağlık muayene sistemine ilişkin mevcut düzenlemelerin kusurlu olduğu sonucuna varan AİHM, olayın bir intihar olduğu kabul edilse bile devletin sorumluluğunun devam ettiğine dikkati çekti. AİHM, bu nedenlerle, Türkiye’yi 18 bin euro tazminata mahkum etti.