'Son ahi ocağı' dediği atölyesinde 40 yılı geride bırakan Purutoğlu, Bayburt'ta yılın ahisi seçildi. Eşi Nergis Purutoğlu'nun (44) yardımıyla tandır yapan Recai Purutoğlu, siparişlere yetişebilmek için yoğun bir mesai harcıyor. Tandırları Fransa, Almanya, İsviçre ve Kıbrıs'a gönderdiğini belirten Purutoğlu, bu mesleği gelecek kuşaklara aktarmak istiyor. Dede yadigarı mesleğini geleneksel yöntemlerle icra ettiğini anlatan Purutoğlu, "Dede yadigarı bu mesleğe gönül verdik ve bu işten elimizi de hiç çekmedik" dedi.
Kadızade Mahallesi'nde dedelerinden kalma atölyede tandır yapan Recai Purutoğlu, siparişlere yetişebilmek için yoğun bir mesai harcıyor.
'Mesleğe Gönül Verdik'
Dede yadigarı mesleğini geleneksel yöntemlerle icra ettiğini anlatan Purutoğlu, "Bayburt'ta bu meslek 800-890 yıl öncesine dayanıyor. Yapımı oldukça zahmetli, tamamen el emeğiyle yapıyoruz. Herhangi bir makine kullanmıyoruz. Atölyemizde sadece tandır yapıyoruz. Ancak daha eski dönemlerde burada çanak, çömlek ve çinicilik de yapılmış. Dede yadigarı bu mesleğe gönül verdik ve bu işten elimizi de hiç çekmedik. 25-30 yıl hem bu mesleği yaptım hem de Bayburt'a sebze taşıdım. Babam ölmeden önce, 'o atölyeyi faaliyete geçir' diye bana vasiyet etti. O nedenle son 6 yıldır atölyeye ağırlık verdim. Bu mesleği gelecek nesillerle aktarmak istiyorum. Gençlere tavsiyemiz; hangi meslek dalı olursa olsun işinizi zevkle yapın ve işinizi hor görmeyin" dedi.
'Çamur Hazırlanıyor, Mayalanmaya Bırakılıyor'
Tandırın yanı sıra küp, güveç, çiçek saksısı ve su testisi de yapacağını ifade eden Purutoğlu, "Küçük boy tandırların yapımını 4 günde, büyüklerini ise 6 günde bitiyoruz. Öncelikle çamurunu hazırlıyoruz. Bayburt'un her köyünde olan 'kaolen kili' veya Bayburt tabiriyle 'gav' toprağını gidip alıyoruz, öğütüyoruz, ayaklarımızla eziyoruz. Daha sonra harman yapıyoruz ve çamuru hazırlıyoruz. Çamur hazırlandıktan sonra mayalanmaya bırakıyoruz, bu işlem birkaç gün sürüyor. Mayalanma işlemi de bitince tandır yapımına başlıyoruz. Tandır yapımı bittikten sonra da parlatma işlemine geçiyoruz. Toprak ve çamur içerisindeki gözeneklerin kapanması lazım o gözenekler kapanmazsa, ekmek tandıra yapışır ve çıkmaz. Atölyede günlük 17 saat çalışıyorum. Tandırların fiyatları ise boyutlarına göre değişiyor. Yaklaşık 300-700 lira arasında satıyoruz" şeklinde konuştu.
'Bu Atölye, Son Ahi Ocağıdır'
Yurt içi ve yurt dışına tandır gönderdiğini anlatan Purutoğlu, "Şu an yaptığımız tandırlarımızın bir kısmı Fransa, Almanya, İsviçre ve Kıbrıs'a da gidecek. Talepler oldukça iyi, genel olarak Rize, Trabzon, Erzincan ve Erzurum'a gönderiyoruz. Eşim ve oğlum da bana yardım ediyor, onların da yardımıyla siparişleri yetiştirmeye çalışıyoruz. Ayrıca dükkanın olduğu yer heyelan bölgesi olarak geçiyor. Ata yadigarı bu atölye ve bu meslek yok olmasın, nesilden nesle aktaralım. Bu atölye, son ahi ocağıdır. Bu geleneği yeniden canlandırmak istiyorum. İmkanım olursa bu atölyeyi daha güzel yapacağım. O zaman burası okul gibi olacak. Hem mesleği öğretmek hem de istihdam ortamı oluşturmak istiyorum. Yani Bayburt toprağını dünyaya tanıtmak istiyoruz" ifadelerini kullandı.
18 yıldır eşine yardım eden Nergis Purutoğlu ise, "Birbirimize yardımcı oluyoruz" dedi.