CHP Kadın Kolları Genel Başkanı ve PM Üyesi Aylin Nazlıaka, kadına yönelik şiddetle mücadele etmek amacıyla hayata geçen "YaşamHak" projesini tanıtmak için Samsun'da bir dizi program gerçekleştirdi.
Türkiye'de şiddet gören kadınların yaşam hakkını savunmak amacıyla "Yalnız Değilsin; Biz Varız!" sloganıyla 81 ilde "YaşamHak" projesini tanıtmak için yola çıkan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Kadın Kolları Genel Başkanı ve PM üyesi Aylin Nazlıaka, proje kapsamında bir dizi ziyaret için Samsun'a geldi.
Nazlıaka ve beraberindeki heyet, proje tanıtım toplantısı öncesinde Çarşamba'nın Eğercili Mahallesi'ni ziyaret ederek biyokütle santral alanını inceledi ve yurttaşlarla bir araya geldi. Ardından Atakum Belediyesi iş birliği ile Atakum Belediyesi Vedat Türkali Eğitim Sanat ve Kültür Merkezi'nde "YaşamHak" projesinin tanıtım toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıya, CHP Kadın Kolları Genel Başkanı ve PM üyesi Aylin Nazlıaka, CHP Samsun İl Başkanı Fatih Türkel, Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci, Av. Gülay Deveci, Samsun Tabip Odası Başkanı Funda Furtun, sivil toplum örgütü temsilcileri ve çok sayıda kadın katıldı. Toplantı sonrasındaysa Atakum Kadın Kooperatifi üyeleri ile bir araya gelen Nazlıaka, Av. Gülay Deveci'den kooperatif hakkında bilgi aldı. Ardından Samsun Tabip Odası'nı ziyaret etti ve burada "YaşamHak" projesi kapsamında ücretsiz destek sağlamak adına protokol imzaladı. Nazlıaka daha sonra CHP Samsun İl Başkanlığı'na da ziyarette bulundu, akabinde ise Tütün İskelesi'nden denize öldürülen kadınların anısına yazma bağlanmış çelenk bıraktı. Son olarak Nazlıaka, Atakum belediyesinin Youtube kanalına konuk oldu.
"Kadın her alanda öne çıkmalı"
Yaşam hakkının doğuştan kazanılmış en temel insan hakkı olduğunu söyleyen Atakum Belediye Başkanı Av. Cemil Deveci, "21. yüzyılda yaşam hakkını konuşuyoruz. Yaşam hakkı kutsaldır. Yaşam hakkının kutsal olduğunu, kadının onların esiri olmadığını zerre kadar inançları varsa bilmeleri gerekiyor. Çünkü son 20 yıldır artan oranda kocası, ailesi, sevgilisi tarafından her gün 2-3 kadın öldürülüyor. Diğer şiddet türlerini saymıyorum. Çocuğa şiddet keza yine öyle. Biz batı demokrasisinden 100 yıl önce Türk Medeni Kanunu'yla kadına eşitliği, bağımsızlığı sağlamıştık. Ne oldu bize? Örgütlenemedik. Kadınlar örgütlenemedi. Erkek kadın dayanışması sağlanamadı. Demokratik aileyi oluşturamadık. Türk Medeni Kanunu'nun hakkını veremedik. 6248 sayılı "Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun" kadına şiddeti, çocuğa şiddeti engelleyen Türk Ceza Kanunu'ndan daha aydın daha özellikleri olan bir kanun. İstanbul Sözleşmesi yaptık. Kadına şiddeti düzenleyen ve yasal hükümleri uluslararası hukukla güçlendirdik, çerçevelendirdik. İstanbul Sözleşmesi geri alınmasına rağmen siz kadınların vicdanında, yüreğinde yaşıyor. Tüm bunlara rağmen kadına şiddeti, kadına her türlü şiddeti sadece silahlı öldürmeye yönelik, güç gösterisine dayalı değil diğer insan hakları unsurlarının zedelenmesine ilişkin tüm şiddet unsurlarını engelliyoruz. Bunun bir tek yolu var o da örgütlenmek ve demokrasiyi birlikte yaşam biçimi haline dönüştürebilmek. Bu toplum, doğada insan bir kadın ve bir erkekten oluşuyor. Biri olmadan diğerini var sayamayız. Bunun hem kadının hem de erkeğin beyninde yer etmesi gerekiyor. Kadın olmadan erkeğin, erkek olmadan da kadının doğada var olma olanağı yoktur ve dolayısıyla insanlığın da doğada gelişim olanağı yoktur. Birlikte demokrasiyi oluşturmamız yaşam biçimi haline getirmemiz bunun için de örgütlenmemiz gerekiyor. Sadece siyasi partilerde değil hayatın her alanında örgütlenmemiz gerekiyor. Muhtar, belediye, milletvekili seçimlerinde kısaca siyasi hayatın her alanında kadınların öne çıkması gerekiyor. Ve bizim de kadın lehine ayrımcılıkla desteklememiz gerekiyor" dedi.
Kadınlara ekonomik alanda destekler
Atakum Belediyesi'nin kadın alanındaki çalışmaları hakkında da bilgi veren Başkan Deveci, şu şekilde sürdürdü: "Biz sizin kadın örgütlenmenizi destekliyoruz ve bütün kadın örgütleri ile iş birliği yapmaya çalışıyoruz. Belediyede cinsiyet eşitliği birimi oluşturduk. Hem belediye birimlerinde hem de mahallelerde toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Kadının iş hayatında yer bulması için gayret gösteriyoruz. Tüm yöneticilerinin kadın olduğu bir kadın kooperatifi oluşturduk. Kadın emeğini pazara çıkaracak, ona değer katacak ve kendi ailesi içinde dinamik olarak güçlendirecek olaylar arıyoruz. Meslek edindirme kurslarımız var. Ayrıca bir sivil toplum örgütüyle iş birliği yaptık. Özellikle kırsal alanlardaki kadınlarımıza bu bölgenin büyükbaş hayvan türü olan 25 çift Jersey düvelerini temin ettik. Tümünü gelir düzeyi düşük, eşi vefat etmiş, çocuğu şehit olmuş gibi öncelikleri olan kadınlara veriyoruz. Kadınlarımız onların bakımını yapacak daha sonra doğum olunca dişi düveyi ihtiyaçlı diğer komşusuna vererek zincirleme hayvancılık daha doğrusu kadın üzerinden hayvancılık yapılacak. Bu uygulama ile kadının ekonomik gücünün artırılmasına destek vermeyi amaçlıyoruz. Bu proje her gün gelişiyor, yeni projeler ilave ediyoruz. Sizden tek istediğim şey hem kadın kooperatifinde, hem kent konseyi kadın meclisinde, hem de siyasi alanlarda üyesi olduğunuz partilerin kadın kollarında örgütlenmeniz. Kadın hakları zemininde örgütlenin. Zaten o yol sizi aynı adrese götürür. Başlangıç olduysa ufuktaki adres aynı olur. Kadın kollarının hem hukuki hem ahlaki hem de kutsal bir yürüyüşü var. O da "Hak yürüyüşü yaşam hak yürüyüşü'. Bundan daha haklı bundan daha insani bundan daha hukuki talep ne olabilir? Yaşam haktır. Yolunuz açık olsun."
"Kadınlar şiddet sarmalı içinde"
CHP Kadın Kolları'nın yurt genelinde yaptığı çalışmaları ve hedefleri anlatan CHP Kadın Kolları Genel Başkanı ve PM üyesi Aylin Nazlıaka, "Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün emperyalizme karşı 102 yıl önce yaktığı o meşale halen bu salonda dipdiri yanıyor. Kuruluşun kenti, kurtuluşun aklı olan bu cumhuriyet kentinde sizlerle birlikte olmaktan büyük bir gurur duyuyorum. İstanbul Sözleşmesi'nin fesih konusu henüz gündemde bile değilken kadına yönelik şiddetin nasıl bir sarmala dönüştüğünü, kadınların bu şiddet sarmalından kurtulamadıklarını görerek bir proje hayata geçirmeliyiz dedik ve 5 Aralık'ta kadının seçme ve seçilme hakkına sahip olmasının 86. yıldönümünde Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu ile birlikte kamuoyuyla paylaşarak "YaşamHak" projesini hayata geçirdik. Burada sırf kadın olduğu için katledilmiş kız kardeşlerimizin isimleri var. Biz bu projeyle tek bir kız kardeşimizin kirpiği yere düşmesin, kadınların feryadı havada asılı kalmasın istiyoruz, kadına yönelik şiddeti sona erdirmek istiyoruz. "Kadın erkek eşitliğine inanmıyorum" diyenler, kadına şiddeti sonlandıramaz. Çünkü şiddetin temelinde kadın ve erkeğin eşit olmadığına dair inanç vardır. Onun için eşitlik karşıtı olanlar, kadınların şiddet sarmalı içinde yaşadığı ızdırabı görmezden ve duymazdan geliyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün kadınlar için birçok güzel sözü var. Onlardan birisi, bugünkü toplantımıza çok uyuyor. Demiş ki, "Bir toplum kadın ve erkek olmak üzere iki cinsiyetten oluşur. Mümkün müdür ki bir kütlenin yarısı yerlere zincirlenmişken diğer yarısı göklere yükselebilsin." Elbette mümkün değil, işte o yüzden biz ülkemizi kadın erkek yeniden yükselteceğiz. Yeniden laik, demokratik, aydınlık bir ülkeye dönüştüreceğiz. Bu nedenle bugün salonda aramızda olan erkekler de çok değerli. Çünkü bu sadece kadınların mücadelesi değil, aynı zamanda bir insan hakkı ve demokrasi mücadelesi" diye konuştu.
İHA