Bugün mutlu olduklarını ama aynı zamanda hüzünlü olduklarını ifade eden Bakan Çelik, şunları söyledi: "Bilemiyorum görüşlerime katılıyor musunuz. Yusufeli'miz için tarihi bir gün bugün. Çoruh Nehri'ne bir gerdan daha takılıyor. Çoruh'un millet için bir halkayla daha dizginlendiği bir gün. Ülkemiz açısından, ülkemiz ekonomisi açısından son derece önemli bir gün. Çünkü Türkiye cılız bir ülke değil, Türkiye şimdi gürbüz bir ülke, güçlü bir ülke. Sanayisi gelişiyor, enerjiye ihtiyacı var. 'Sular aksın, Türk baksın' anlayışı doğru değil. 'Su akar, Türk bakar' anlayışı geride kaldı. Onun için bu gerdanlar yapılmalı. Bu açıdan sevinçliyiz." Niye hüzünlü olduklarını dile getiren Bakan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Çünkü, bu topraklarda hatıralarımız var. Çocukluğumuz buralarda geçti. Bu şehirde, onlarca, yüzlerce değerli kardeşlerimiz yetişti, ilkokolunda, ortaokulunda, lisesinde, bakkal Ahmet'in, Mehmet'in hatıraları çok. Bu yönüyle şehrimizin su altında kalması tabii ki bir hüzün oluşturuyor. Ama Yusufeli insanının farkı şudur, ülke menfaatleri benim menfaatlerimle yan yana konunca ayyıldızlı bayrağın menfaatlerini önde tutan halkız biz. O yüzden hüznümüz sevince dönüşüyor."
Yusufeli'nin baraj olarak anılacağını kaydeden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama eşzamanlı olarak Sayın Başbakanımızın, Orman ve Su İşleri Bakanımıza talimatı, yanında ben de vardım. 'Çok hızlı, ne kamulaştırmalarda engel istiyorum ne de modern, güzel, barajdan çok önce bitmemiş bir Yusufeli istiyorum. Bitmiş bir Yusufeli istiyorum' diye talimat verdi. İnşallah biz takipçisi olacağız, hep beraber yepyeni, modern, güzel bir Yusufeli'nin, buranın mimarisine, arazisine uygun, güzel bir Yusufeli'nin tekrar gündeme gelmesi, yeniden yapılanmasıyla ilgili ne gerekiyorsa hep beraber değerli arkadaşlarımızla takipçi olacağız."
BURADA ÇALIŞAN İŞÇİ BU TOPRAKLARDAN OLMALI
Bakan Çelik, yüklenici firma yetkililerine seslenerek şunları söyledi: "Türkiye'nin en güçlü firmaları, temsilcileri, değerli patronlar. Yusufeli'ni görüyorsunuz, karşısı dağ, önü dağ, arkan dağ. Burada insanlar ekmeğini taştan çıkarıyor, doğrudur. Binbir türlü zahmetle çıkartılıyor. Burada çalıştıracağınız işçi bu topraklardan olmalı, başka yerden olamaz. Bunu yapmazsanız, bu dağlar şikayet eder, yalnız gönüller kırılmaz. O yüzden bu konuyu sizlerle konuştuk, bu tarihi günde, burada bunu ifade etmeyi görev biliyorum. Bu konunun da takipçisi olacağız"
19 DEV PROJE İLE BURAYA GELDİK
Temel atma töreninde konuşma yapan Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Eroğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: ”Buraya gelirken 19 tane dev proje ile geldik. Arkadaşlar Türkiye'de hidroelektrik santralleri ve barajlar ihtiyaçtan kaynaklanıyor, bir zarurettir. Biz enerjide dışa bağımlıyız. Bakın sırf geçen sene 66 milyar dolar dışarıya enerji ithalatı için para verdik. Geçmişte su akmış biz bakmışız. Ama artık böyle olmayacak. Çoruh’ta hiçbir hidroelektrik santrali baraj yoktu, Çoruh çılgınca akıyordu. Türkiye’nin en çılgın akan nehri Çoruh. Dolayısıyla biz ilk defa Çoruh nehri üzerine birinci gerdanlığı Muratlı'dan, ikincisi Borçka’dan tamamladık. Üçüncüsü Deriner barajıdır. Şimdide dünyanın en yüksek üçüncü barajı olan tam 274 metre uzunluğundaki Yusufeli barajının temel atma törenini gerçekleştireceğiz. Burda yılda takriben 2 milyon kilowatsaat elektrik üretilecek. 540 megawatt gücünde muhteşem bir baraj olacak. Biz bu barajları yapıyoruz ve yapmaya devam edeceğiz. Geçmişe bakın sadece yüzde 20’si bir potansiyeli kullanabiliyorduk. 26 milyon kilowatt saatlik kullanabiliyorduk ama bugün bunu 70 milyon kilowatt saate yükselttik. Ama bu yeterli değil, bunu arka arkaya tamamlayacağız. Şimdiye kadar pek çok baraj yaptık, 136 baraj ve hidroelektrik santralli yaptık. Bunun yanında bakanlığımız 18 milyon hektar araziyi suladı. Su götürmedik ilimiz, şehrimiz kalmadı, 58 şehre su götürdük. Islah etmediğimiz dere kalmadı kalanlarını tamamlıyoruz. Türkiye artık büyük bir ülke, artık İMF’ye dahi 5 milyon dolar borç verebilecek güçlü bir Türkiye var”
İnşaatlarda çalışacak işçilerin yöre insanı olacağını belirten Eroğlu, şöyle konuştu: “Az önce buraya gelirken müteahhit firmalara söyledik burada çalışacak işçiler buradan temin edilecek. Çünkü siz buna layıksınız. Çalışan 10 kişiden 7’sini bu yörenin insanı olsun diye talimatımız olacak. İnşallah bunu sağlayacağız. Ayrıca, Yusufeli için organik bal üretimi için Bakanlık olarak her türlü desteği vereceğiz”
YUSUFELİ BARAJI VE HES
Artvin'in 90 kilometre güneyinde, Çoruh Nehri üzerinde temeli atılan ve Türkiye'nin en yüksek, dünyanın 3'üncü en yüksek çift eğrilikli beton kemer barajı olacak Yusufeli Barajı'ndan yılda 1,827 milyar kilowatt saat elektrik üretilecek. 270 metre yüksekliği ile Türkiye'nin en yüksek gökdelenlerini dahi geride bırakacak olan baraj, bütün binalar içinde Türkiye'nin en yükseği olacak. Baraj gövdesinde yaklaşık 2.9 milyon metreküp beton kullanılacak. Barajın inşaatında, 150 metrekare büyüklüğünde 45 bin konutun inşasını mümkün kılacak miktarda malzeme kullanılacak. 2.2 milyar metreküp su depolanacak olan barajda 540 megawatt kurulu gücündeki hidroelektrik santralinin devreye girmesiyle yılda 1,827 milyar kilowatt saat elektrik üretilecek. 486 milyon lira bedelle ihale edilen baraj inşaatını Kolin, Cengiz ve Limak İnşaat firmalarının oluşturduğu iş ortaklığı gerçekleştirecek. Öz kaynakla ve Türk mühendisler tarafından inşa edilecek baraj milli ekonomiye yılda 330 milyon lira katkı sağlayacak. Barajın inşa süresi boyunca ortalama bin kişi istihdam edilecek. Proje 5 yıl 3 ay sonra bitirilecek.
TÜRKİYE, DÜNYA SIRALAMASINDA 6'DAN 3'E YÜKSELECEK
Deriner Barajı ile Avrupa'nın 4, dünyanın 6'ncı en yüksek çift eğrilikli beton kemer barajına sahip Türkiye, Yusufeli Barajı’nın tamamlanmasıyla bu alanda dünya üçüncülüğüne yükselecek. Dünyanın en yüksek çift eğrilikli beton kemer barajları şöyle:
Xiaowan Barajı (Çin) : 292 metre
Inguri Barajı (Gürcistan) : 271,5 metre
Vajont Barajı (İtalya) : 261,6 metre
Mauvoisin Barajı (İsviçre): 250 metre
Laxiwa Barajı (Çin) : 250 metre
Deriner Barajı (Türkiye) : 249 metre
(EK-HO-Y)