Hastalığın bel ağrısı şikayetiyle karıştırıldığını ve teşhisinin zor olduğunu belirten Hematoloji ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yener Koç, "Kemik zayıfladığında omurgada kırıklar oluyor. Hastalar bu nedenle bel ağrısı şikayetiyle hastaneye başvuruyor. Myeloma adı verilen ve sinsi seyreden bu kemik iliği  kanserinde son 20 yıldır otolog kök hücre nakli bir numaralı tedavi olarak uygulanıyor" dedi.

İstanbul’da yaşayan 2 çocuk babası Adnan Taşkan, geçen yıl şiddetli bel ağrısı yaşamaya başladı. Ağrıları geçmeyince soluğu beyin ve sinir cerrahisinde alan Taşkan, uygulanan tedaviden bir sonuç alamadı. Ağrıları geçmeyen ve omurunda çökme yaşanan Adnan Taşkan, yapılan pozitron emisyon tomografisi (PET-CT) ile kemik iliği kanseri (myeloma) olduğunu öğrendi. Biyoterapi ile tedavisi başlayan Taşkan’a, kendi kök hücresinden (otolog) nakil yapıldı.

"DURUP DURURKEN OMURGAMDA KIRILMA YAŞADIM"

Nakil sonrası kendisini çok iyi hissettiğini belirten Adnan Taşkan, "2019 yılında şiddetli bel ağrısı ile önce beyin cerrahına başvurdum. Durup dururken omurga kırılması olduğunu öğrendim. Hücreler kemiğe zarar verivormuş. Ardından tedaviden sonuç alamayınca pozitron emisyon tomografisi (PET-CT) ile kemik iliği kanseri olduğumu öğrendim. Tedaviye başlandı ve bununla hastalığın etkileri iyice azaltıldı. Nakil olacak duruma geldikten sonra yaklaşık 17 gün önce nakil oldum. Şu anda kendimi çok iyi hissediyorum" diye konuştu.

"HASTALAR BEL AĞRISI ŞİKAYETİYLE BAŞVURABİLİYOR"

Taşkan'ın tedavisini gerçekleştiren Medicana International İstanbul Hastanesi Hematoloji ve Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Yener Koç ise kemik iliği kanserinin (myeloma), kemikte değil ilikte olduğunu ve zaman için kişinin kemik yapısını zayıflattığını belirtti. Prof. Dr. Yener Koç, "Bu hücreler iliği doldurarak kemiği eritmeye başlıyor. Kemik zayıfladığında omurgada çökme ve kırıklar oluyor. O nedenle hastalar, bel ağrıları ya da belde cerrahi müdahale gerektiren komplikasyonlarla bize başvuruyor. Sonradan myeloma olduğu ortaya çıkıyor. Myeloma nadir rastlanan bir hastalık, teşhisi de zor. Hekimin aklına böyle bir şüphe gelmezse kolayca teşhis edilemez. Bunun için de kemik iliği testi, immün ekeltroforez ve PET gibi özel testler gerekiyor. 3 testle birlikte kesin tanıyı koyabiliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

“HASTA AMELİYATHANEYE İNMEDEN KENDİNE KÖK HÜCRE VEREBİLİYOR”

Hastalığın tedavisinde son 20 yıldır otolog kök hücre naklinin en etkin tedavi olduğunu ifade eden Prof. Dr. Yener Koç, "Daha etkin bir tedavi henüz bulunamadı. Yardımcı ilaçlar var ama biz bu ilaçları otolog kök hücre naklinden önce ya da sonra hastalığı daha da azaltmak ya da yaşamı uzatmak için kullanıyoruz. Artık 20 yıldır ameliyathanede ilik toplamıyoruz. Kök hücre ilikten değil, kandan toplanıyor. Bizim iliği 50 kat fazla çalıştıran ilaçlarımız var ve ilikte kan yapıcı hücreler arttıktan sonra yüzde 1'i kana çıkıyor. Bizim makinelerimiz de o yüzde 1'i topluyor. Anestezi olmadan ameliyathaneye inmeden kişi kendine kök hücre verebiliyor. Önceden ilik nakli diyorduk şimdi kök hücre nakli demeye başladık" diye konuştu.

50 YAŞ ÜSTÜNDEKİ KİŞİLER DİKKAT!

Kemik iliği kanserinin genellikle 50 yaş üzerindeki kişilerde görüldüğünü anlatan Prof. Dr. Koç, "Bu kişilerde bel ağrısı ve sedimantasyon yüksekliği varsa o kişiler kemik iliği kanseri açısından araştırılmalı. Bu hastalar bel ağrısı şikayetiyle fizik tedaviye, ortopedistlere, beyin cerrahisine gidebiliyor. Bu branşlarda yapılan tetkik ya da operasyon sonucu myeloma ortaya çıkıyor ve bize geliyorlar” dedi.