"Karaciğeriniz İçin Detokstan Medet Ummayın"
Prof. Dr. Yaprak “Sağlıklı bir karaciğere sahip olmak kısa süreli uygulanan kürler ile değil ancak bir hayat tarzı değişikliği ile mümkün olabilir” dedi.
Son yıllarda sıkça yayılan ve karaciğeri eski haline getireceği iddia edilen popüler detoks kürlerine karşı vatandaşları uyaran Prof. Dr. Yaprak “Sağlıklı bir karaciğere sahip olmak kısa süreli uygulanan kürler ile değil ancak bir hayat tarzı değişikliği ile mümkün olabilir” dedi.
Karaciğeri eski haline getireceği iddia edilen bitki kürlerine karşı uyarılarda bulunan Medipol Mega Üniversite Hastanesi Organ Nakli Bölümünden Prof. Dr. Onur Yaprak, “Sağlıklı bir karaciğere sahip olmak kısa süreli uygulanan kürler ile değil ancak hayat tarzı değişikliği ile mümkün. Karaciğerin detoks kabiliyetini sağlayan esas antioksidan glutatyon’dur. Vücudumuzun glutatyon depolarının yüksek tutulmasını sistein, sülfür, selenyum, C vitamini içerikli gıdalar ile sağlayabiliriz” dedi.
“BESLENME TARZINIZI DEĞİŞTİRİN”
Karaciğeri eski haline getirmenin bu kadar kolay olmadığına değinen Prof. Dr. Yaprak, şöyle devam etti:
“Maalesef yıllar boyu kötü muameleye, sağlıksız beslenmeye maruz kalmış karaciğeri eski haline getirmek bu kadar kolay değildir. Sağlıklı bir karaciğere sahip olmak kısa süreli uygulanan kürler ile değil ancak bir hayat tarzı değişikliği ile mümkün olabilir. Bunun için yapılması gereken ilk şey obeziteden kaçınmak, ideal vücut kilosunu korumak, egzersiz yapmak ve sağlıksız besinlerden uzak durmaktır. Sağlıksız olarak nitelendirdiğimiz ve uzak durulması gereken gıdaların başında ise karbonhidrat, doymuş yağ, trans yağ içeren ürünler, işlenmiş gıdalar ve yüksek früktoz içeren şekerli içecekler gelmektedir. Ekmek, unlu mamuller, tatlılar, pilav, makarna, patates kızartması, yağlı soslar, yağlı etler soframızda azaltılması gereken yiyeceklerdir.”
KARACİĞER DETOKSU NASIL OLUR
Prof. Dr. Yaprak, karaciğerin, hayatın devamı için gerekli olan yüzlerce kimyasal olayın gerçekleştiği, vücudumuzun en temel organlarından biri olduğuna dikkati çekerek “Ağız yolu ile alınan her türlü yiyecek, içecek ve ilaçlar karaciğerde metabolize edilir. Bu işlem ile yaşam için gerekli protein, karbonhidrat, kolesterol, vitamin gibi maddeler üretilirken vücuda zararlı toksinler ise safra içine salgılanarak dışkı ve idrar yoluyla vücuttan uzaklaştırılır. Karaciğerimizin yıllar boyu sağlıksız gıdalar ile karşılaşması zamanla karaciğerimizde bir yıpranma ve hasara yol açar. Karaciğer detoksu denildiğinde; zaman içinde alkol, ilaçlar, sağlıksız yiyecek ve içecekler, işlenmiş katkı maddeli gıdalar yüzünden yorulan karaciğere bir rahatlatma amacı ile uygulanan beslenme değişikliği kastedilmektedir” dedi.
KARACİĞERİ KORUYAN SIR GLUTATYONDA GİZLİ
Prof. Dr. Yaprak, karaciğere fayda sağlayan gıdaları ise şu şekilde sıraladı:
"Omega-3, Selenyum, Glutatyon, C vitamini, E vitamini içeren antioksidan içerikli yiyecekler karaciğere faydalıdır. Glutatyon karaciğerde üretilen ve karaciğerin detoks kabiliyetini sağlayan esas antioksidandır. Yaşlanmaya ve beslenme yetersizliğine bağlı zamanla glutatyon depoları azalır. Vücudumuzun glutatyon depolarının yüksek tutulmasını sistein, sülfür, selenyum, C vitamini içerikli gıdalar ile sağlayabiliriz. Glutatyon yapımında sülfür önemli bir elementtir. Sülfür metionin ve sistein içeren yiyeceklerde doğal olarak bulunur. Bu yiyecekler içinde kırmızı et, balık ve tavuk eti, brokoli, lahana, karnabahar, sarımsak, soğan, peyniraltı suyu en önemlileridir. Çilek, turunçgiller, papayalar, kivi ve dolmalık biber gibi C vitamini yönünden zengin besinler de glutatyon depolarını dolduran yiyeceklerdir. Yine selenyumda glutatyon üretimi için esas elementlerden birisidir. Brezilya cevizi, ton balığı, sardalya, somon gibi balıklar, yumurta, süzme peynir, karaciğer, ayçiçeği çekirdeği, esmer pirinç, buğday, soğan, sarımsak, mantar selenyum açısından zengin besinlerdir. Brezilya cevizinin yüksek selenyum içeriği nedeni ile günde 3-4 taneden fazla tüketilmesi önerilmez. Ispanak, avokado, kuşkonmaz ve bamya gibi besinler ise direkt glutatyon içerirler ancak bu besinlerin saklanması ve pişirilmesi esnasında glutatyon seviyeleri düşebilir. Zencefilgiller ailesinden olan zerdeçal isimli bitki ise baharat olarak yemeklerde kullanılır ve içerdiği kurkumin glutatyon sağlayıcısıdır. Yine silimarin isimli maddeyi içeren devedikeni bitkisi de karaciğerde glutatyon düzeylerini artıran bir besin takviyesidir."
GÜN İÇİNDE KAHVE İÇMEYİ UNUTMAYIN
Öte yandan düzenli kahve içme alışkanlığının karaciğer detoksunun olmazsa olmazlarından biri olduğuna dikkati çeken Prof. Dr. Yapak, şu bilgileri verdi:
"Kahve antioksidan etkiye sahiptir. Günde 2- 3 fincan kahve içenlerde karaciğer enzimleri olan AST, ALT, GGT düzeylerinin gerilediği, karaciğerdeki sertleşmenin düzeldiği, karaciğerde siroz ve kanser gelişim riskinin azaldığı bilinmektedir. Ancak günde 3 fincandan fazla da tüketilmemelidir. Son olarak sağlıklı bir karaciğer için sağlıklı bağırsaklara sahip olmak gerekir. Bağırsaklarımızdan kalbe dönen kanın ilk önce uğradığı yer karaciğerdir. Bu bakımdan karaciğer ile bağırsaklarımız arasında yakın bir ilişki mevcuttur. Bağırsaklardaki zararlı bakterilerin sayısının artması da karaciğer yağlanması, iltihabı hatta sirozuna yol açmaktadır. Bu yüzden beslenme alışkanlıklarında bağırsaklarımızda yararlı bakterilerin sayısını artıran prebiotiklerin önemi de oldukça fazladır.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.