Şener Bülbül ; Çay Gerçekten Günah Keçisi mi?
ZİRAAT MÜHENDİSİ ŞENER BÜLBÜL ; ÇAY MUTLAKA ÜRETİCİSİ BELLİ OLAN, KAYITLI, DENETLENEN VE TARLADAN BARDAĞA TAKİP EDİLEBİLİR İŞLETMELERDEN TEMİN EDİLMELİDİR UYARISINDA BULUNDU
Boyar Madde Tartışmalarında Kamuoyunun Yanlış Yönlendirilmesi, Haksız Rekabet ve Türk Çayının Korunması Gerekliliği**
Türkiye’nin en köklü içecek kültürü olan siyah çay, son dönemde kamuoyunda “boyalı çay” iddiaları üzerinden geniş tartışmalara konu edilmektedir. Ancak bu tartışmaların büyük bölümü, mevzuatın yanlış okunması, bilgi kirliliği ve çay dışı içecek sektörlerinin görünmezliğinden kaynaklanmaktadır.
Çay Tebliği Türk Çayını Koruma Amaçlıdır
Türk Gıda Kodeksi Çay Tebliği, Türk çayının doğallığını koruma amacıyla çok net bir hüküm içerir:
“Siyah çay hiçbir katkı maddesi içermez.”
Bu ifade hem bir yasaklamayı hem de Türk çayını korumaya yönelik stratejik bir yaklaşımı temsil eder. Yani Türk çayı, mevzuat gereği:
Renklendirici,
Aroma,
Tatlandırıcı,
Kıvam artırıcı,
Koruyucu
gibi hiçbir katkı maddesi içeremez. Bu, çayı diğer bütün içecek kategorilerinden ayıran önemli bir korunma mekanizmasıdır.
Ancak tam da bu noktada önemli bir adaletsizlik doğmaktadır.
Aynı Yasak Kahve, Meyve Suyu ve Diğer İçeceklerde Yok: Bu Bir Haksız Rekabettir
Bugün Türkiye’de ve dünyada:
Kahve zincirlerinde sunulan sıcak içeceklerde,
Latte, mocha, frappe gibi kahve bazlı ürünlerde,
Soğuk çay, soğuk kahve benzeri aromalı içeceklerde,
Paketli meyve sularında,
Aromalı süt ve sütlü içeceklerde,
Gazlı içeceklerde
renklendirici, aroma verici, tatlandırıcı ve çeşitli katkı maddeleri yasal ve yaygın şekilde kullanılmaktadır.
Kahvede ve diğer içeceklerde serbest olan katkılar, çayda tamamen yasaktır.
Bu durum şu sonuçlara yol açmaktadır:
1. Aynı pazarda bulunan içecekler arasında eşit koşullar yoktur.
2. Çay katkı maddesiz olduğu için doğal bir içecektir, ancak bu durum rekabet açısından dezavantaja dönüşmektedir.
3. Kahve ve soğuk içecek sektörleri katkı ile ürün lezzetini, rengini ve standartını artırabilirken, çay sektörünün böyle bir imkânı yoktur.
Sonuç olarak, çay sektörü mevzuata en bağlı, en doğal ve en temiz içecek grubu olmasına rağmen, kamuoyunda en fazla eleştirilen ürün hâline getirilmektedir.
Bu, açık bir algı çarpılmasıdır ve sektöre zarar veren haksız rekabeti doğurmaktadır.
Neden Tartışma Hep Çay Üzerinden Yürüyor?
Bunun üç temel nedeni vardır:
1. Çayın rengi ve berraklığı kolay hedef oluşturur.
En ufak renk değişimi bile tüketicide kuşku oluşturabilir.
2. Diğer içeceklerin katkı maddesiyle elde ettiği görüntü doğal sanılmaktadır.
3. Medya, çayın geniş tüketimi nedeniyle çay üzerindeki tartışmaları reyting unsuru olarak kullanmaktadır.
Oysa çay, içecek pazarında en saf, en katkısız ve en doğal üründür.
Çayın Güvenilirliği İçin Anahtar: Üreticisinden Temin
Çayla ilgili haksız algıların en önemli sebeplerinden biri, kaynağı belirsiz, üreticisi olmayan veya tescili olmayan çayların denetimsiz şekilde piyasada dolaşmasıdır.
Bu nedenle uzmanların ortak görüşü şudur:
Çay mutlaka üreticisi belli olan, kayıtlı, denetlenen ve tarladan bardağa takip edilebilir işletmelerden temin edilmelidir.
Bu, hem tüketici sağlığını korur hem de yasa dışı uygulamaların önüne geçer.
Sonuç: Suç Çayda Değil, Yanlış Algıda ve Eşit Olmayan Rekabet Koşullarında
Bugün çay, mevzuat gereği katkı kabul etmeyen, en doğal içecek grubudur.
Ancak çayda yasak olan maddelerin kahve ve meyve suyu gibi rakip içeceklerde serbest olması:
Algı sorununa,
Rekabet dengesizliğine,
Çay pazarının daralmasına,
Haksız yönlendirmelere neden olmaktadır.
Çay günah keçisi değildir.
Asıl sorun bilgi kirliliği ve eşit olmayan rekabet koşullarıdır.
Türk çayı korunmalı, doğru anlatılmalı ve değerine uygun şekilde tüketiciyle buluşturulmalıdır.
Şener BÜLBÜL
Ziraat Mühendisi
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.