Tahir Orhan’ı ilk kez Rize’de yerel basında çalışmaya başladığım 1992 yılında gördüm. TRT Trabzon Bölge Müdürlüğü’nde çalışan benim gözümdeki TRT şablonuna tam uyan bir çizgi çizdi çözümde. Gittiği yere kişiliğini ağırlığını getiren, hiçbir zaman “ben TRT de çalışıyorum basın mensubuyum” edasıyla özel ilgi beklemeyen mütevazı yapısıyla gönlümde saygın bir yer edinmiştir.

 

Tahir Orhan’ın 21 Mayıs 1986 yılında başlayan ve dolu dolu geçen TRT Macerası 17 Ağustos 2018 tarihinde emekli olmasıyla son buldu. Orhon 32 yıl içinde çok hatıra sayısız dostluk biriktirdi. Bu değerli birikimini yazdığı “TRT TRT Olalı” isimli kitabında topladı.  Sağ olsun imzalayarak şahsıma gönderdiği kitabın giriş yazısına ve içindekilere bakar bakmaz okumakta olduğun diğer kitapları öteleyerek bu hatıralara yolculuk etmeye başladım. Kitap özellikle Trabzon Rize olmak üzere tüm Karadeniz’in yakın tarihi, basın tarihi hatta siyaset ve spor tarihi için büyük bir derya büyük bir kaynak eser özelliği taşıyor.  Çok bildiğim tanıdığım isimlere kitapta yer alıyor. Basında duyduğum haber olarak izlediğim olayların perde arkasını öğrenmiş oldum. 

 

Kitabın giriş bölümünde Tahir Orhan edebiyata ilgisini kitabın oluş hikâyesini şöyle anlatıyor: Edebiyata ilgim ilkokul sıralarında başladı. Ortaokul, lise arından DiI ve Tarih Coğrafya Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü, bu sahaya bodoslama dalmam için iyi bir fırsat sunmuş bana. Bu ilk kitap, benim TRT'deki anılarımdan oluşacaktı. Çok da güzel şeyler sunmayı bekliyordum ancak son zamanlarda anılan gölgede bırakacak çok önemli şeyler oldu TRT'de. Onları da bu sayfalarda bulacaksınız. 

 

Önce ilk bölüme koymayı düşündüğüm ama sonradan akıcılığı bozar düşüncesiyle ikinci bölümde sizlere sunmaya çalıştığım bilgiler, TRT ile ilgilenenler için bir belge mahiyetindedir. İletişim Fakültesi, Yüksek Okulları ve hatta İletişim Liseleri öğrencileri gazeteciler, yazarlar ve yarım yüzyıllık bir kurumu merak edenlerin yararlanabileceği önemli bilgiler var burada... Bir de tabi, normal sıralamada 6 tane olması gerekirken tam 11 genel müdür değişti bu kurumda; işte bunların hikâyelerini de benim anılarım arasında karışık bir şekilde bulabileceksiniz.

 

KALEMİNİN UÇU Bİ ÇOKLARINA DEĞDİ

Şu unutulmamalıdır; bu kitapta kendimi yazıyorum. Takdir edersiniz ki, dünya benim etrafımda dönmüyor. Kendimi yazarken, kalemimin ucu başkalarına da değecektir ve değdi de... Bu yüzden kimseler bana kızmasın. Bir şekilde dokunduğum insanlara hakkımı helal ettim çoktan. Ancak, enaniyetle üzenler, bir süre daha bekleyecek.

 

Bu kitabın ismi “Bir Haber Kameramanının Anıları” iken neden “TRT  TRT Olalı oldu? Bir kere, İkincisi daha iddialı bir isim, aynı zamanda da daha anlamlı. Önce sadece anılarımı kaleme almaya başlamışken, o kadar çok şey oldu ki TRT'de, isim değiştirmek de kaçınılmaz oldu. Bu kitap, bazılarına göre taşra sayılsa da bize göre önemli bir kent olan ama yine merkeze uzaklığı da bir gerçek olan Trabzon'dan görebildiklerimden ibarettir. Tabi ki suyun başında olsaydım, her gün TRT koridorlarında neler görecektim neler. Fakat yine de çok şey gördüm. Çok gezdim çünkü... Gezen çakal yatan kurttan iyidir ya hani, ben de öyleyim işte.

 

Sınıra 300 - 500 metre mesafede, çoktan adı konulmuş “Basın Tepesi”ne çıkmak için ilk gün izin vermediler. Çünkü yoğun bombardıman altındaydı sınır. Ertesi gün, sadece o tepeye, o da görünmeden ulaşmamız gerekiyordu. Ulaştık da. Hendekler kazılmış bir tepe idi burası. Kameramızı, kendimizi ve her şeyimizi gizlememiz gerekiyordu. Önce yeleklerimizi giyip miğferimizi taktık. Ardından mikrofonu alıp, bir ıslık sesi uzağımızda patlayan bombaları ve ardındaki gerçeği anlatmaya koyuldum. Sesler, insanın insana attığı bombaların sesleri, o kadar güçlü idi ki, bulunduğumuz yerde ürperiyorduk. Bir merminin sekmesiyle hedef olabilecektik. Olmaz dediğimiz şey de oldu. Bir Doçka mermisi, tepemizden geçti. Az kalsın vuruluyorduk. Bunu birkaç dakika sonra şoförümüz bize söyleyecekti, çok korktuğunu da belirterek... Ancak o zaman ne büyük bir tehlike atlattığımızı anladık. Kobani idi burası, Şanlıurfa'nın Suruç ilçesine sadece 16 kilometre uzaklıktaydı. Ve kan gövdeyi götürüyordu.

 

1958 yılında Rize'de doğdu. İlkokulu Kalkandere ilçesine bağlı Çağlayan köyünde, Ortaokulu Kalkandere'de, Liseyi Rize'de okudu. 1985 yılında Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinden mezun oldu. Aynı zamanda Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleri Fakültesinden de “Pedagoji Diploması” aldı. TRT'nin açtığı bir dizi sınavı kazanarak, 1986 yılında Trabzon Bölge Müdürlüğü’nde Kameraman olarak göreve başladı. Çeşitli gazete ve dergilerle, İnternet sitelerinde 25 yılı aşkın süredir yazılar yazıyor. Üç dönem Trabzon Gazeteciler Cemiyetinde Yönetim Kurulu üyeliği ve Başkan Yardımcılığı yaptı. 2014 yılında Gazeteciler Cemiyetinin projesi olan “Trabzon Basın Tarihi Belgeselini” yaptı. Üç bölüm halinde, toplam seksen dakika olan belgeselde, 149 yıllık Trabzon Basını anlatılıyor. Türkiye'de hiçbir Gazeteciler Cemiyetinin henüz böyle bir çalışması yok. Ayrıca Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı için, “Organik Tarım” filmi hazırladı. Gazeteciler Cemiyeti yöneticiliği sırasında birçok önemli projeyi hayata geçirdi. Türkiye Spor Yazarları Derneği Trabzon Şubesi’nde üç dönem yöneticilik yaptı. Halen bu derneğin Başkan Yardımcılığını yürütüyor. Trabzon Ticaret ve Sanayi Odasının ihale ettiği “Gezdikçe Gördükçe” adlı altı ili kapsayan filmin denetmenliğini yaptı. Son on beş yıldır TRT'de Muhabirlik ve Editörlük görevini yürütüyor. Bu görevi sırasında yirmi civarında “Hayat Akarken” adlı Haber Program hazırlayıp sundu. Yüzlerce kez TRT ekranlarında canlı yayın yaptı. Üç yıldan beri Karadeniz Teknik Üniversitesi (şimdi Trabzon Üniversitesi) İletişim Fakültesinde dersler veriyor. Yine bazı Üniversitelerde kariyer sohbetleri yapıyor ve panellere konuşmacı olarak katılıyor. 17 Ağustos 2018 tarihinde TRT'den emekliye ayrıldı. Evli ve 2 kız, bir erkek çocuğu olan Tahir Orhan, Sürekli Sarı Basın Kartı sahibidir.

 

Fatih Sultan KAR / İST.