Haber Röportaj : Yasemin Özçelik / Özel Haber

Erzurum’da başlayıp Rize’de devam eden müthiş hikâyenin kahramanı olan Prof. Dr. Zeynep Yeşil Duymuş’un başarıları dillere destan olacak türden.  Zira kendisi, kişisel başarılarına öğrencilerinin de başarılarını ekleyerek dünyadaki hikâyesini taçlandırmaya muvaffak olanlardan.

“Başka üniversitelerde doçent, dekan, başhekim ve idareci olan öğrencilerim de var. Onların başarılarını görmek bir hoca için çok mutluluk verici bir duygudur.”

“Bu bina ile uğraşırken üç dört kitap yazardım. İğnesinden ipliğine fayansından sırasına varıncaya kadar her türlü araç gereciyle uğraştım. Proje çizim aşamasından inşaat aşamasına kadar her anında bulundum.”

Öncelikle bize kendinizden ve eğitim hayatınızdan bahseder misiniz?

Ben Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesi’nden 1988 yılında mezun oldum. Aynı yıl akademik kariyerime başladım. 2002 yılında profesör oldum. 2012’nin sonunda Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinin kurucu dekanı olarak Rize’ye geldim. O günden beri de fakültenin kurucu dekanı olarak görev yapmaktayım.

Uzmanlık alanınız protetik diş tedavisi olduğunu biliyoruz. Bu tedavi yöntemi hakkında bizi bilgilendirir misiniz? Hangi hastalar için bu tedavi yöntemini uyguluyorsunuz?

Protetik diş tedavisi eksik diş ve dokularının tedavisini, rehabilitasyonunu yapan bölüm demek. Yani kişilerin eksik dişlerini yapıyoruz. Bunun yanında estetik çalışmalar da yapıyoruz.

Yıllarca eski binada hizmet verdiniz. Üç yıldır yeni binadasınız. Bu süreçte hangi görevlerde bulundunuz,  ne gibi çalışmalar yaptınız?

Her zaman söylüyorum; gecemi gündüzümü buraya verdim.  Bu bina ile uğraşırken üç dört kitap yazardım. İğnesinden ipliğine fayansından sırasına varıncaya kadar her türlü araç gereciyle uğraştım. Proje çizim aşamasından inşaat aşamasına kadar her anında bulundum. Eski binamıza da sürekli ekler yaptım. İnşaatı, diş hekimliği kadar öğrenir hale geldim. Bu binaya geçtikten sonra da sadece inşaat yapmakla ya da fiziksel imkânları düzeltmekle her şey bitmiyor. Öğrencilerimizi yetiştirmek de çok önemli. Çok güzel öğrenciler yetiştirdik.  Öğrencilerimizin başarıları çok yüksektir. Onları mutlulukla izliyorum. Aynı zamanda öğretim üyelerimizle de güzel bir diyalog kurduk. Çalışmalar yapıyoruz. Yayınlar yapıyoruz, projeler hazırlıyoruz. Fakültemizi ve üniversitemizi bilimsel olarak iyi bir yere taşımaya çalışıyoruz.

Öğrencilerin deyimiyle “dekan hoca” olarak anılıyorsunuz ve öğrencileriniz  tarafından çok seviliyorsunuz. Bu konuda neler söylersiniz?

Evet ben de onları çok seviyorum. Hatta bazen “hocam artık annemiz oldunuz” diyorlar. Odamdaki çiçekler, benim için de birer çiçek olan öğrencilerimden geliyor.

Eski öğrencileriniz şu an burada hoca olmuşlar. Bu öğrencilerinizle ilgili neler söylersiniz? Öğrencilerinizle görev yapmak nasıl bir duygu?

Öğrenciler zamanla hocalarına benziyorlar. Hoca idolü olunca ben de kendini akademiye adamış bir bilim insanıyım. Hocanız, bilim insanı olunca siz de onun yolundan gitmek istiyorsunuz. Yetiştirdiğiniz öğrenciler de muayeneden ziyade akademisyenliği tercih ediyor. Ben Atatürk Üniversitesi’nden buraya geldim. Oradaki birçok öğrencimi Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’ne kazandırdım. Buradakilerin birçoğu benim lisanstan öğrencimdir. Sadece burada değil başka üniversitelerde doçent, dekan, başhekim ve idareci olan öğrencilerim de var. Onların başarılarını görmek bir hoca için çok mutluluk verici bir duygudur.

Hayatınızda unutamadığınız mesleğinizle ilgili ya da hastalarınızla ilgili bir anınız var mı?

Elbette. Bir çocuk hastam vardı. Ben onunla o kadar güzel iletişim kurdum ki o çocuk hasta, ben Erzurum’dayken sürekli benim yanıma gelirdi. Benim Rize’ye geldiğimi duydu. Yıllar sonra öğretmen oldu ve Rize’ye beni görmeye geldi. Dört beş yaşındaki çocuk beni unutmadı, beni görmeye buraya geldi. Bu, beni o kadar mutlu etti ki anlatamam.

Son zamanlardaki akademik çalışmalarınız hakkında da bir şeyler söyleyebilir misiniz?

Az önce de dediğim gibi sadece fakülte kurmakla kalmadım. Hakikaten hem bilimsel olarak hem de sosyal olarak çok işler yaptık. Rize’yi tanıtıcı çalışmalar, kongreler yaptık. 2013 yılında kurulduğumuz sene uluslararası bir sempozyum yaptık. Oraya gelenler hâlâ anlatırlar. Bir yurtdışı gezisi yaptık. Sonra kongreler yaptık. Yurt dışından ve içinden çok değerli misafirler katıldı. En son bu sene bir öğrenci kongresi yaptık. Dolu dolu geçti. Öğrencilerimiz hem bilimsel hem sosyal alandan çok memnun kaldılar. Sadece yayın ya da proje yapmıyoruz. Aynı zamanda bilimsel faaliyetlerimizle hem fakültemizi hem de Rize’mizi tanıtacak şekilde çok fazla bilimsel etkinlik yapıyoruz.

Diş cihazlarında yeterli seviyede misiniz, eksiğiniz ya da ihtiyacınız var mı?

Hayır. Bizim binamız en son teknolojiyle donatılmış. Türkiye’deki diş hekimlikleri içerisinde en son teknolojiye sahip olan nadir fakültelerdendir. Hatta ben bunu gururla söylüyorum; bizim iki tane tomografimiz var. Ultrasonumuz var. Yani diş hekimliği ile ilgili teknolojinin en son cihazları bizde mevcut.

Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Bizim fakültemiz Rize için çok büyük bir kazanç. Hatırlıyorum; Erzurum’da asistanlık yaparken Rize’deki vatandaş, protez için bile minibüs tutup Erzurum’a gelirdi. Rize’den gelen çok sayıda hastaya baktım. Rize halkını başka yerlere gitmekten kurtardık. Şu an fakültemizde ileri cerrahi müdahaleler de dahil olmak üzere her türlü tedaviyi yapıyoruz. Bu, Rize için çok büyük bir kazanç. Türkiye’nin sayılı fakültelerinden birini Rize’ye kazandırmanın mutluluğunu yaşıyorum.

Doç. Dr. Murat Alkurt, Erzurum’da öğrenci iken hocası Prof. Dr. Zeynep Yeşil Duymuş hakkındaki duygu ve düşünceleri, bir hocanın, öğrencilerine gösterdiği sıcacık ilginin nelere gebe olduğunun adeta en güzel örneği.

Hocanızla aynı üniversitede çalışmak nasıl bir duygu? Uzun yıllar beraber çalıştınız. Kendisi hakkında neler söylersiniz?

Dekan hocamızın hayatımıza dokunuşu ve yönetici olarak fakültemize kattığı değerleri anlatmak bizim için çok önemlidir. Çok duygulandım. Yıllardır hayatıma dokunan değerli hocam hakkında duygu ve düşüncelerimi tarihe bu şekilde not düşebilirim. Yıllar geçtikçe bizler için de hoş bir anı olma fırsatını bulabiliriz. Nereden başlasam diye düşününce en iyisinin akademik dünyanın en başına yani asistanlık zamanlarına dönmek sanırım.

Asistanlığım ilk aylarıydı, daha akademik çalışma nasıl yapılır en ufak bir bilgim yokken birden kendimi bir akademik çalışmanın içinde buldum. İlk aylar, ilk akademik çalışma ve koskoca kırma-çekme deneyini yaptığımız cihaz ile kendimi çalışırken buldum. Akademik bir rüya içindeydim sanki. Her şey çok hızlı ve istediğim gibi gidiyordu. Zorlanıyorduk, kendimizi zorluyorduk ama en sonunda da öğreniyorduk, başarıyorduk. Hızlı bir başlangıçla (o hız hiçbir zaman tükenmedi) bizlere akademik dünyada ilmek ilmek bir çalışma nasıl planlanır, nasıl test edilir ve elde edilen bu veriler nasıl akademik metine dönüştürülür hakkında yol gösterici oldu.

Sadece akademik dünya mı? Tabi ki de hayır... Kişisel olarak kendimden de bahsetmek istiyorum. Ben 2008 yılında Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinden mezun oldum. Mezun olduktan sonra kendimi hem akademik ve mesleki olarak hep geliştirmek gayesinde bulundum. Akademik ve mesleki geliştirmenin bir yolu da Diş Hekimliği Fakültesinde Araştırma Görevlisi olmaktı. Şimdi Asistanlık yıllarımı hatırlıyorum da zor ve zahmetli yıllardı. Bizim asistanlık yaptığımız dönemlerde araştırma görevlisi kadrosu çok zor veriliyordu. Günümüzde olduğu gibi değildi. O dönemleri hiç unutmuyorum, Zeynep hocamız hep yanımızdaydı. Hiçbir zaman desteklerini esirgemedi ve  kadrosuz geçen yaklaşık iki yılımızda maddi manevi hep yanımızda oldu. Her anlamda her konuda kendisinin tecrübelerinden yararlanmak isteyen ve yardım bekleyen kimseyi kapısından boş çevirdiğini görmedim.

Peki Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesinde Dekan olarak hizmetleri hakkında neler söylersiniz? 

Bunları anlatmaya kelimelerin kifayetsiz kalacağını düşünüyorum. Diş Hekimliği Fakültemizin her köşesinde izi, her taşında onun emeği vardır. Fakültemize kattıklarını görmek için başımızı şöyle bir sağa sola çevirmek yeterlidir. Fakültemiz alt yapı, eğitim kadrosu ve öğrencilerimize sunduğumuz imkânlar açısından sayılı fakültelerden biridir. Mesleki anlamda öğrencilerimizi tam donanımlı olarak mezun etmekteyiz. Fakültemiz adına tüm bu güzellikler ancak sağlam ve bütünleyici Dekan ve yönetim ile gerçekleşebilirdi. Kendilerine bu anlamda sizler aracılığıyla tekrar teşekkür ediyorum. Tabi tüm bu güzellikleri destekleyen ve yanımızda her daim bulunan üst yönetimimize, Rektör ve Rektör Yardımcılarımıza da ayrıca teşekkür ediyorum. Güzellikler hep beraber oldukça bir bütün olabildikçe devam edecektir.     

Bir insanın öğrencilerinin olmasının en güzel yanı elbette öğrencilerinin başarı dolu hikâyelerine vesile olmaktır. Prof. Dr. Zeynep Yeşil Duymuş’un başarılı öğrencilerinden bir diğeri de Artvin Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinin Başhekimi olan Kemalettin Alpaydın. O da diğer öğrenciler gibi hocasının emeklerini asla unutmuyor.

Siz de Prof. Dr. Zeynep Yeşil Duymuş’un başarılı öğrencileri arasında yer alıyorsunuz. Hocanız hakkında neler söylemek istersiniz?

Çok kıymetli Zeynep Hocam, Atatürk Üniversitesi Diş Hekimliği Fakültesine girdiğim ilk andan itibaren bana ve bütün öğrencilerine diş hekimliğini etik kuralları ile öğreten, mesleği sevdirendir. Bilgilerini bize aktarmasının yanında bir büyük olarak bize yol göstermiş, bütün öğrencileri anne şefkati ile sarmıştır. Fakülteden mezun olduktan sonra da öğrencileri ile irtibatını, ilgisini asla kesmemiştir. Diş Hekimliği Fakültesine gerek bilgisi, deneyimi, özverili çalışması, hümanist yaklaşımı ile büyük katkılar yaptığından benim için her zaman örnek insan olmuştur. Dünyaya bu yönüyle gelen ender insanlardan olan değerli hocamızın iyi ki öğrencisi olmuş, iyi ki kendisini tanımışım. Kendisine meslek hayatında nice yıllar dilerim.