Bazı çevreler sayıp döküyor; Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri, Arap Birliği, şu, bu, yani herkes bize karşı!.. 

 

Ve bunu gelip gelip tek başına bugünkü iktidara ve liderine bağlıyorlar..!

 

Belki de bizim mahalleden bu iktidara, ince ama en ağır eleştirileri yapan insanlardan biriyim. Bunu; beni tanıyanlar, makalelerimi-kitaplarını okuyanlar, takipçilerim bilir. Allah için bu böyledir.

 

Ama...

 

Bugün Yılmaz Özdil de yazmış... Yazdıklarında haklılık payı, bugünkü iktidarın yanlışa evrilen siyasi ve şahsi kimlikleri ve de hatalı politikaları yok mudur? Kesinlikle vardır. 

 

Ama birader her şeyi de sanki tek kişilik gösteri sporu imiş gibi onlara yüklemek, hırsızı, arsızı, bugün Suriyenin kuzeyine yaptığımız en haklı askeri harekata bile topyekün karşı duranları müsebbip aktörler olarak görmemek bir yana, neredeyse, örtülü olarak kutsamak da ne oluyor? 

 

Unutmayalım;

1. Bugün karşımızda olanların tamamı Birinci Cihan savaşında, Osmanlı yıkılırken de (yani yıkarlarken de) karşımızda idiler (Almanya!?)

 

2. Kurtuluş Savaşımızda da sonrasındaki görüşmelerde de karşımızda idiler.

 

3. Kıbrıs Barış Harekatında da yine topyekün karşımızda idiler.

 

4.  Bugün, Mesela; Suudi Arabistanın bu saydığımız ülkelerle arasında hiç bir sorun gözükmüyor! 

 

Göz göre göre bu devletin başındakiler Cemal Kaşıkçı’yı  doğrayıp erittiler de, yine de bugün bizim karşımızda olanların hiç biriyle araları bozulmadı!?. 

 

Yani şimdi bu onların dış politikalarındaki başarılarından mıdır???

 

Bu yazar/çizer takımı ve onlar gibi düşünenler böyle bir dış politikayı(ve içerdeki yönetimi tabii) isterler mi?  

 

Eleştirelim tamam da Ehl-i Salip’ten de olmayalım; iktidarın günahı çok olsa da Yahudi hahamıyla,  misyoner rahibiyle, Amerikan sığır çobanıyla düğün-dernek, gelin-güvey olmayalım.

 

İç politikada ne derseniz deyin, lakın tam da bugünlerde, askerimiz göğüs göğüse çarpışırken, tilkiler, çakallar, ayılar, öküzler siyasi iktidar üstünden devletimize, ülkemize, milli sporcularımıza, öne çıkan insanlarımıza tebelleş olurken..!?

 

Yok!  O kadar da değil sayın değerli muhalifler! Yani size kimsiniz,  hangi mahalledensiniz, hatta şu ateşten günlerde kimden yanasınız diye de sormayacağım, sadece şuna cevap verin lütfen: Siz haklıdan mı yanasınız yoksa güçlüden mi?

 

Bir an için  iç politikayı, eski kadim hesapları, hıncı, rhırsı, haseti, genetik karşıtlığı bir kenara bırakın, sonra elinizi vicdanınıza koyun ve hiç olmazsa buna cevap verin.

 

Yani sevseniz de sevmeseniz de şu anda memleket ailesinin Reisi durumunda olan, başka deyişle devletin başı olan insan, bizim adımıza, devletimizi  temsilen ölümüne bir kavganın içindeyken, yok sen zamanında şunu demiştin, yok eskiden bu yanlışı yapmıştın,  zaten senin bu hataların yüzünden herkes sana, dolayısıyla da bize düşman demenin,  moral bozup kendi adamımızı, devletimizin gücünü zayıflatırken, siyasi ahlaksızlığın, insani alçaklığın binine para demeyenleri haklı çıkarmaya çalışmanın,  onlara güç kazandırmanın anlamı nedir?

 

Prof. Dr. Şaban  Şimşek