Prof.Dr. Bülent Verep, Yeniden Başkanlığa Seçildi
Karakoyunlu Kültür Tanıtma ve Dayanışma Derneği Başkanı Prof.Dr.Bülent Verep, yapılan genel kurulda yeniden başkanlığa seçildi.
Karakoyunlular Derneği Kültür ve Dayanışma Derneği'nin Olağan Genel Kurulu Ardeşen’de yapıldı. Tek liste halinde gidilen seçimlerde, Prof.Dr.Bülent Verep,yeniden başkanlığa seçildi.
Olağan genel kurul saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başladı. Ardından divan kurulu oluşturmak için oylama yapıldı. Yönetim kurulu faaliyet raporu okunarak müzakereye sunularak oy çokluğu ile kabul edildi. Yeni dönem tahmini bütçe okunarak oylamaya sunuldu ve oy birliği ile kabul edildi.
Ardından oylamaya geçildi. Oylama sonucunda Prof.Dr.Bülent Verep yeniden başkanlığa seçilirken yönetim kurulu üyeleri şu isimlerden oluştu;
Yönetim kurulu üyeleri: Prof.Dr.Bülent Verep, Ahmet Yerebakan, Engin Önkibar, Çetin Çakır, Osman Yerebakan, Hakan Çakıroğlu ve Mustafa Memoğlu’ndan oluşurken, Denetleme Kuruluna Mustafa Çakır, Nihat Sual, Cemal Kibaroğlu seçildiler.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Eski Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’nun onursal üye olduğu Karakoyunlu Derneği Olağan Genel Kurulu dilek ve temennilerle son buldu. Kongre sonunda bir açıklama yapan federasyon başkanı Engin Önkibar yaptığı açıklama; “Amaçlarının ülkemizin köklü ailelerinden biri olan Karakoyunluları bir çatı altına toplamak olduğunu, unutulmaya yüz tutmuş gelenek ve göreneklerimizi yaşatmaktır” dedi.
Önkibar, Karakoyunlu ailesi olarak yeni üye olan aile mensuplarımıza (Okan Üniversitesi Rektörü Prof.Dr.Mustafa Koçak - Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdür Yardımcısı Seyit Ahmet Aslan - Konya Selçuk Üniversitesi Fen Fakültesi Fizik Bölümü Atom ve Molekül Fiziği Bölüm Başkanı Prof.Dr.Hamdi Şükür Kılıç - Av.Mehti Güngör - Ayhan Arslan - İş Adamı Caner Altunok - Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu Üyesi Av.Harun Mertoğlu - Rize Valiliği İl Basın ve Halkla İlişkiler Müdürü Çetin Çakır - Av. Neslihan Güneş – DOKAP Başkanı Hakan Gültekin) katılarından dolayı teşekkür eder, milletimize ve ülkemize hayırlı olsun açıklamasında bulundu.
Karakoyunlular;
XVII. Yüzyıl başında Hindistan’da yazılan Tarih-i Türkmaniyye adlı esere göre: Takriben otuz bin çadırdan oluşan Karakoyunlular, Cengiz Han’ın hücumu üzerine, Türe Beg adındaki reislerinin idaresi altında Türkistan’dan İran yoluyla gelerek Anadolu doğusuna göç etmişlerdir (tarih 1219-1221). Doğu Anadolu, Azerbaycan ve Irak arası bölgede yurt tutan Karakoyunlu Türkmen grubu, XIV. yüzyılın ilk çeyreğinde, Yıva, Yazır, Döğer, Avşar gibi Oğuz boylarından bölükler ihtiva ediyor ve Baranlu, Baharlu, Çakırlu, Duharlu, Ağaçeri, Ayınlu, Sadlu, Alpagut, Karamanlu, Hacılu, Bozdoğan vb. gibi çeşitli toplulukların yanı sıra “Kara Ulus” olarak ifade edilen Kürt aşiretlerinden Süleymani, Rozki (Rojki) ve Zırkiler (Jırki) devleti oluşturuyordu.
Moğol İmparatorluğu’nun parçalandığı XIV. yüzyıl ortalarında Erzurum-Erciş-Musul dolaylarında Bayram Hoca (Ölm. 1380) başbuğluğunda müstakil Karakoyunlu birliği teşekkül etti. Bayram Hoca’nın oğlu Kara Mehmed (1380-1389), Mardin’deki Artuk-oğlu’nu mağlûp etti, 1387’de Karabağ üzerinden Anadolu’yu istilâya girişen Timur kuvvetlerini durdurdu ve 1388’de Tebriz’i zapt etti. Mısır Kölemen Devleti ile münasebet kurdu. Bu dönemde devletin başkenti Erciş idi.
Oğlu, Karakoyunlu devletinin büyük hükümdarı Kara Yusuf Bey (1389-1420) Van Gölü kuzeyindeki Aladağ bölgesinde karargâhını kurarak kısa süreliğine Tebriz’e hâkim oldu, Erciş, Tebriz ve Bitlis’te para bastırdı. Fakat Timur karşısında geri çekildi (1393); Timur’un Altın-ordu’ya doğru ayrılması üzerine ülkesinin bir kısmını geri aldı. Sonra, Timur baskısı karşısında kendisine sığınmış olan Bağdat hâkimi Sultan Ahmed Celayır ile birlikte Osmanlı Padişahı Yıldırım Bayezid’e dehalet etti ki, bu durum Timur-Yıldırım arasındaki Ankara Savaşı (1402)’nın sebeplerinden biri sayılmıştır. Bu arada Irak’ın mühim bir kısmını ele geçiren Kara Yusuf, 1406’dan sonra eski devletini ihya etti. 1410’da Erzincan’ı ele geçirdi. Mardin Artuklu koluna son verdi (1409).
Diyarbekir’den başka bütün Azerbaycan’ı, Doğu Anadolu, Tebriz, Kazvin ve Sultaniye’yi (1415) idaresine aldı. Aralarının açıldığı Ahmed Celayır’ı aynı yılda mağlûp ederek Bağdad’a hâkim oldu. Öldüğü zaman (1420 Kasım), oğulları: Şah-MehmedBağdad’da, İskender Kerkük’te, İspend Âdilcevaz’da, Ebu Saîd Erzincan’da, Cihân-şâh Sultaniye’de bölgelerinin idaresi başında bulunuyorlardı. Timuroğlu Şahruh’la Tebriz’de savaş öncesi hastalığından dolayı ölen Kara Yusuf’un cenazesi ata yurtları Erciş’e götürülerek defnedildi.
Kara Yusuf’tan sonra Karakoyunlu birliği sarsıldı. Âilesi mensupları arasında çıkan anlaşmazlıkla dolayısıyla dış müdahaleler oldu. Ebu Saîd Erzincan’dan çıkarıldı. Timurlu Şahruh’un yaptığı üç sefer sonunda Azerbaycan terk edildi. Cihân-şâh Bağdad’a çekildi. Şahruh’un Horasan’a dönüşünde İskender tekrar Azerbaycan’ı ele geçirerek Karakoyunlu hükümdarı durumu kazandı (1421-1439) ise de, kardeşleri ile ihtilâfı bitmedi. Aynı zamanda Şahruh ile çarpışmak zorunda kaldı ve 1436’da Osmanlı sınırını geçerek Tokat’a sığınmağa mecbur oldu. Azerbaycan ve Erran hükümdarlığı Şahruh tarafından Cihan-şâh’a verildi (1436-1467). Cihan-şah hükümdar olunca başkentini Erciş’ten Tebriz’e nakletti (1436).
Büyük kabiliyet gösteren Cihân-şâh, başarılı bir Gürcistan seferinden (1444) sonra, Bağdad’ı ele geçirdi (1446). Şahruh’un ölümü üzerine de (1447) Sultaniye ve Kazvin’i zapt ettiği gibi, Fars ve Isfahan bölgesi ve Kirman’a hâkim oldu. İmparatorluk hâline getirdiği “sultan” ve “hâkan” unvanlarını aldı. Fakat Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan karşısında Mardin’deki savaşı (1457) kaybetti. Ülkesinde karışıklık çıktı. Uzun Hasan ile son karşılaşmasında öldü (1467) ve Karakoyunlu devleti Uzun Hasan tarafından tasfiye edildi (1469).
Azerbaycan, İran, Irak kuzeyi ve Doğu Anadolu’nun Türkleşmesinde mühim katkıları olan Karakoyunlu Türkmenleri, buralarda hatırı sayılır maddi kültür varlıkları bıraktı. Orta Çağ Türkiyesi ile Türk-İslam tarihinde etkin rol oynayan Karakoyunlular, onlardan yarım asır sonra tarih sahnesine çıktıkları soydaşları Batı uçtaki Osmanlılar gibi fetih ruhuyla donanmışlardı ve Doğu ucunun bekçileri oldular.
Karakoyunlular, çağdaşları olan Timur, Osmanlı ve Memluklu gibi devrin süper devletlerinin tesir alanında, küçümsenmeyecek bir şekilde güçlerini ortaya koyarak adlarından söz ettirdi ve daha da ileriye giderek eski düşmanları Timurlu ülkesine hücumla başkentleri Herat’ı kuşattı. Bu dönemde Karakoyunlu Devleti topraklarının büyüklüğü yaklaşık 3 milyon km2 civarına ulaştı.
15. yüzyılın son çeyreğine gelindiğinde, cihan devleti olma yolunda büyük hamleler yapan Karakoyunlu Türkmenleri, ezeli rakipleri ve düşman kardeşleri Akkoyunlular tarafından mağlup edilerek tarih sahnesinden çekilmeye mecbur bırakıldı.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.