Muhittin Bayrak; Rize Tanıtım Günleri: Rize’yi mi Tanıtıyoruz, Yoksa Birilerini mi Parlatıyoruz?
FELSEFE BİLİMCİ MUHİTTİN BAYRAK: İSTANBULDA BU YIL DÜZENLENEN 14. RİZE TANITIM GÜNLERİ HAKKINDA KONUŞTU. RİZE’Yİ Mİ TANITIYORUZ, YOKSA BİRİLERİNİ Mİ PARLATIYORUZ?
Rize Tanıtım Günleri: Rize’yi mi Tanıtıyoruz, Yoksa Birilerini mi Parlatıyoruz?
Muhittin Bayrak yazdı
Her yıl büyük bütçelerle düzenlenen “Rize Tanıtım Günleri”nin artık adının hakkını verip vermediğini sorgulamanın vakti geldi. Çünkü ortada tanıtılan bir Rize yok… Tanıtılan; siyasetin gölgesinde kalan bir vitrin, birkaç afiş ve kürsüdeki övgü dolu konuşmalardan ibaret bir tablo.
Edindiğimiz bilgilere göre, sadece bir stant için 350 bin TL harcanıyor. Peki bu paralar kimin parası? Elbette bizim, yani bu şehrin insanlarının cebinden çıkan paralar. Rize'nin tanıtımı bahanesiyle yapılan bu organizasyonlar, giderek tanıtımdan çok siyasi şova dönüşmüş durumda. Her yıl aynı yüzler, aynı protokol, aynı alkışlar... Halktan kopuk, Rizeli esnaftan uzak bir “Rize tanıtımı”.
Düşünün; Rize Tanıtım Günleri’nde Rize’den katılan firma sayısı iki elin parmaklarını geçmiyor. Oysa aynı alanda, Hatay’dan, Ankara’dan gelen esnaf, Rize ürünü olmayan ürünleri “Rize malı” diye pazarlıyor. Anzer Yaylası’nı hiç görmemiş bir satıcı “Anzer balı” sattığında bu işin tanıtım değil, tahrifat olduğu açıkça görülüyor.
Rize’nin öz değerleri, kendi evlatlarının elinden alınarak başka şehirlere, başka çıkar gruplarına teslim ediliyor.
Oysa bu şehirde bin bir emekle çay üreten, tereyağı yapan, balını kendi yaylasında süzen insanlar var. Ama onları temsil edecek alan yok! İlçe stantları bile daraltılmış, Rizeli üretici kendi memleketinin tanıtımında misafir konumuna düşmüş.
Bir de bu işin siyasi kısmı var. Tanıtım günleri, her geçen yıl daha fazla siyasi arenaya dönüşüyor. Açılış konuşmalarında bakanlar, milletvekilleri kürsüye çıkıyor; tanıtımdan çok yağlama ve alkış yarışına dönüşüyor her şey.
Sanki amaç, “Rize’yi tanıtmak” değil, “iktidarı alkışlatmak.”
Artık sormak lazım:
Bu etkinlik gerçekten Rize’ye ne kazandırıyor?
Bu kadar paranın karşılığında şehrin tanıtımına somut bir katkı var mı?
Gerçek tanıtım; stantlarda değil, Rize’nin üreticisinin elinde, Rizeli gencin emeğinde, kadının alın terinde, çay tarlasında, bal peteğinde olur.
Tanıtım günleri ise ne yazık ki, amacının dışına çıkmış, Rize’nin değil, “birkaç kişinin vitrinine” dönüşmüştür.
Kamuoyu Ne Diyor?
Rize ve ulusal basında, bu yılki tanıtım günleriyle ilgili dikkat çekici eleştiriler yer aldı.
Bazı vatandaşlar sosyal medyada şu yorumları yaptı:
“Tanıtım değil, resmen gösteri yapıyorsunuz.”
“Rize’nin ürünleri yerine başka şehirlerin malları satılıyor.”
“350 bin TL’lik stantta Rizeli yok, ama siyasiler çok!”
“Rize’yi tanıtmak bu kadar pahalı olmamalı.”
“Anzer balını Anzer’e gitmeden satmak, bu şehre ihanettir.”
Rizeli üreticiler ise “Bize alan vermediler, geleneksel ürünlerimizi sergileyemedik.” diyerek tepkilerini dile getirdi.
Ulusal basında da benzer eleştiriler yer aldı. Bazı gazeteler, “Tanıtım Günleri Rize’yi değil, siyaseti tanıttı” başlığıyla organizasyonun yönünü sorguladı.
Son söz:
Eğer Rize’yi tanıtacaksak, önce Rizeliyi tanıyalım.
Rize’nin adını Ankara’nın ışıklı salonlarında değil, köylerinde, yaylalarında, üretiminde yaşatalım.
Yoksa bu harcanan milyonlar, Rize’ye değil, sadece “algıya” hizmet eder.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.