KÖSEOĞLU; SALGIN KOŞULLARINA RAĞMEN FEDAKÂRCA, ŞEVKLE GÖREV YAPAN TÜM EĞİTİM ÇALIŞANLARIMIZA TEŞEKKÜR EDİYORUZ

KÖSEOĞLU; SALGIN KOŞULLARINA RAĞMEN FEDAKÂRCA, ŞEVKLE GÖREV YAPAN TÜM EĞİTİM ÇALIŞANLARIMIZA TEŞEKKÜR EDİYORUZ

Türkiye Kamu Sen ve Türk Eğitim Sen Rize Şube Başkanı Murat KÖSEOĞLU’nun, 2021-2022 Eğitim-Öğretim Yılının ilk yarıyılının sona ermesi nedeniyle bir basın açıklaması yaptı.

2021-2022 Eğitim-Öğretim Yılının ilk dönemi sona eriyor. Bu noktada fedakârca görevlerinin başında olan, salgın sürecinin getirdiği zor koşullara rağmen şevkle çalışan öğretmenlerimize ve tüm eğitim çalışanlarına teşekkürlerimizi sunuyoruz.
Okullarımızın eksiklikleri tamamlanmalıdır.
Birinci dönemde olduğu gibi ikinci dönemde de tam zamanlı eğitimin kesintisiz sürdürülmesi hususunu çok önemli buluyoruz. Salgının yayılımının hız kazandığı bu dönemde, ikinci yarı yıla hem öğrencilerimiz hem öğretmenlerimiz hem de tüm eğitim çalışanlarımızın sağlıkla başlaması ve yüz yüze eğitimin sürdürülmesi için alınan tüm tedbirlere toplumumuzun titizlikle riayet etmesini istiyoruz.

İki haftalık ara tatili okullarımızdaki eksiklikleri tamamlamak açısından önemli bir fırsat olarak görüyoruz. Öncelikle sağlıkla ve huzurla okullarımızın ikinci yarı yıla hazır olması için;
Ek bütçe tahsis edilmesi,
Tüm okulların eksiksiz olarak maske ve temizlik malzemeleri ihtiyacının karşılanması, Yardımcı hizmetli personel eksiği bulunan okullara görevlendirme yapılması,
Sınıf mevcutlarının yüksek olduğu okullarda farklı alanların da kullanılarak ek derslik ilave edilmesi ya da öğrenci sayısı fazla olan okullara daha az öğrenci sayısına sahip ve imkanları elverişli olan okulların sınıflarının tahsis edilmesi önerilerimiz mutlaka dikkate alınmalıdır.
Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi taleplerimiz doğrultusunda revize edilmelidir.
Öğretmenlik Meslek Kanunu Teklifi ile ilgili eleştirilerimizi, önerilerimizi her fırsatta dile getiriyoruz. TBMM’ye sunulan teklifi bu haliyle kabul etmiyoruz! Bu noktada kariyer basamaklarında sınav uygulamasının yanında yer almıyoruz. Kariyer basamakları belirlenirken, sınav şartı aranmaksızın 10 yılını dolduran her öğretmene uzman, 20 yılını dolduran her öğretmene başöğretmen unvanı verilmelidir. Ayrıca 3600 ek göstergenin çıkarılması için 15 Ocak 2023 tarihi çok geçtir. Bu konu kamu çalışanlarına yönelik yapılacak genel ek gösterge düzenlemesi ile değil, en kısa zamanda çıkarılmasını beklediğimiz Öğretmenlik Meslek Kanunu ile hayata geçirilmelidir.
Teklifte yer alan Adaylık Değerlendirme Komisyonlarına yönelik eleştirilerimiz bulunmaktadır. Bu komisyonların mülakat komisyonları gibi haksız süreçlere zemin hazırlamasına tahammülümüz yoktur. Hatırlanacağı üzere mülakat komisyonlarında siyasi ve ideolojik saiklerle hareket eden, kul hakkı yiyen, yandaşı önceleyen uygulamalarla liyakat sistemi iğdiş edilmiştir. Dolayısıyla haksızlıklara yol açılmaması ve öğretmenler üzerinde mobbing aracı olarak kullanılmaması için komisyonlarda sendika temsilcilerine yer verilerek, en azından daha adaletli bir sistemin inşa edilmesi sağlanmalıdır.
Eğitimin tüm alanlarında mülakat kaldırılmalıdır.
Yönetici atamalarında ve ilk atamalarda mülakatın kaldırılarak, sadece yazılı sınav puanına göre atamaların yapılması çok önemlidir. Ülkemiz ne çektiyse eğitimde liyakatsiz, ehliyetsiz insanların iş başına getirilmesinden, bilgi ve birikimden yoksun kişilerin eğitimimizi geriye götüren uygulamalarından çekmiştir. Bu noktada mülakat sisteminin eğitimin tüm alanlarından tamamen kaldırılması gerekmektedir. Ayrıca proje okullarına öğretmen ve yönetici atamaları da MEB Öğretmen ve Yönetici Atama Yönetmeliklerine bağlı olarak yapılmalıdır.
Aile bütünlüğü sağlanmalı; anneler, babalar çocuklarına kavuşmalıdır.
Mazeret tayin dönemlerinde sınırlı kontenjanlar tercihe açıldığı ve hizmet puanı üstünlüğüne göre yapıldığı için birçok meslektaşımızın nakil talebi karşılanmamaktadır. Ailelerinden ayrı yaşayan, çocuklarının kokusuna hasret kalan, aile birlikleri bozulan eğitimciler kanayan yaramızdır. Aynı il sınırları içinde olsa dahi aralarında yüzlerce kilometre bulunan ilçelerimizde görev yapan öğretmenlerimiz büyük sorun yaşamaktadır. Bu durumda eşler bir araya gelememekte, aile bütünlükleri tehlike altına girmektedir. Her zaman söylüyoruz: Mazeret tayin hakkı keyfi bir durum değildir. Anayasa’nın aile bütünlüğüne vurgu yapan 41. Maddesi ihlal edilmemelidir. Sendikamız bu konuda MEB’e yazı göndererek; mazerete bağlı yer değişikliği yapamayan öğretmenlerimize il/ilçe emrine atanma hakkı verilerek,  Anayasa ile güvence altına alınan sağlık ve aile bütünlüğü gibi temel hakların korunmasını ve mağduriyetlerin giderilmesini talep etmiştir. MEB’in bu hususa öncelik vermesi en büyük beklentimizdir.
Bu minvalde karnelerimizi alan tüm öğrencilerimizi tebrik ediyor; hem öğrencilerimize hem öğretmenlerimize hem de eğitim çalışanlarımıza iyi tatiller diliyoruz.
 


Etiketler :

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.