KÖSEOĞLU; KARARLI VE İLKELİ MÜCADELEMİZ HER ALANDA DEVAM EDİYOR
Türk Eğitim-Sen, Rize Şube Başkanı Murat Köseoğlu, yaptıkları çalışmalar hakkında kamuoyuna bilgi verdi. Çalışmalarında ilkeleri olduğunu ve bu ilkeler doğrultusunda hareket etmek zorunda olduklarını belirten Köseoğlu sözlerine şöyle devam etti:
Türk Eğitim-Sen, Rize Şube Başkanı Murat Köseoğlu, yaptıkları çalışmalar hakkında kamuoyuna bilgi verdi. Çalışmalarında ilkeleri olduğunu ve bu ilkeler doğrultusunda hareket etmek zorunda olduklarını belirten Köseoğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Anayasamızda da ifadesi bulunan “Türkiye Cumhuriyeti Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir. Bayrağı beyaz ay yıldızlı al bayraktır. Milli marşı İstiklal Marşı’dır.” değiştirilemez hükümleri çerçevesinde sendikacılık yapmaktayız.
Bunun yanında ilkelerimiz vardır ve bu ilkeler doğrultusunda hareket etmek zorundayız.
Birilerinin fıtratında yıkıcılık ve bölücülük bulunabilir. Bir başkaları da din kisvesi altında her türlü fitne ve fesatlığı yapabilir. Bizim fıtratımız adaleti, sevgiyi, iyiyi, güzeli, doğruyu, samimiyeti, hoş görüyü, yardımlaşmayı ve dayanışmayı ön görür.
Bu ilkelerimiz doğrultusunda, eğitim çalışanlarının ekonomik ve sosyal haklarını geliştirmek, mesleki gelişimlerinin ve yükselmelerinin önündeki engelleri kaldırmak, çağdaş, bilimsel ve milli bir eğitim ortamı oluşturmak, çalışma barışını sağlamak, haksızlıklarla mücadele etmek için hukuk zeminden çıkmadan her türlü eylem ve etkinliği yapmak ve bunun için de haklarının ve hukukunun bilincinde olarak eylemlerimizi yaparız.
Bu sebeple sosyal ve ekonomik haklar yönünden öğretmenlerin lehine verilecek her karar bizim için değerlidir. Bu hakların kazanılma sürecinde, genel merkezimizden bir iş yeri temsilcimize kadar herkesin büyük bir emeği geçmektedir. Bundan da öte, birçok tehdit, engelleme, haksız soruşturma gibi baskı ve yıldırmalara karşı mücadele verilmektedir.
Daha da kötüsü, bu engellemeleri yapanların daha sonra pişkince ve yüzsüzce verilen emeklerin meyvesini sahiplenmeye kalkışmalarıdır.
Eylem kararlarını ve dilekçeleri kâğıt israfı olarak gören sendika temsilcileri, daha sonra bu kazanımları panosuna asmak yüzsüzlüğünü gösterebilmektedirler.
Yine nöbete ek ders eylemimiz sırasında, nöbete ek ders mi olur? diyerek eylemi engellemeye çalışan idarecilerin, pişkince ek ders ücretini sahiplenmesi ilkesiz ve çıkarcı bir anlayışın ürünüdür.
Bir diğer konu ise, öğretmenlerin ek göstergelerinin 3600’e yükseltilmesi konusudur. Bu konuyu 2015 yılında gündemimize aldığımızda bize, siz de çok uçtunuz, dediler. Oysa açıklanan 100 günlük eylem planında 3600 ek gösterge sözünün verilmiş olması, bizim ne kadar doğru bir noktada durduğumuzun göstermektedir.
Şimdi neden bunları anlatmak zorunda kalıyorum? Kimin ne yaptığının bilinmesi açısından, bu zihniyeti siz değerli eğitimcilere şikayet ediyorum. Eylemlere değil destek köstek olmasalar yine iyi. Yani gölge etmeyin başka ihsan istemeyiz, diyoruz bunlara. Çünkü biliyoruz ki, sarı sendikalar emeğin yanında değil, işverenin, iktidarın yanındadır. Yani sarı sendikalar hak talep edemez, iktidarın verdiğiyle yetinir. Zaten her zaman onlarla dirsek teması halindedirler.
Neticede siyasi gücü arkasına alarak, memuru masada satan anlayış, büyük emeklerle elde edilen memurun kazanımlarını da kendine mal ederek, var olma sebebinin gereklerini yerine getirirken, kendi yandaşlarının koltuk, makam ve mevkilerini de garanti altına alma çabası içindedirler.
En son olarak da, sendikamızın aldığı karar doğrultusunda bir süredir öğle arası nöbetleriyle ilgili eylem yapılmaktaydı. Türk Eğitim-Sen olarak, öğretmenlerimizin temel insani ihtiyaçlarını giderebilmelerine dahi engel teşkil eden öğle arası nöbetleri hususunda bir düzenleme yapılması talebini uzunca süredir gündeme taşıyor idik. Talebimize olumlu karşılık bulunamaması üzerine öğle arası nöbetlerin tutulmayacağına dair eylem kararı almıştık. Ancak son zamanlarda bazı illerde eylemimize iştirak eden üyelerimize soruşturma açılması ve hatta nöbet ücretlerinin kesilmesi üzerine bakanlık nezdinde girişimlerde bulunduk. Nihayetinde de sayın bakanın talimatıyla MEB Ortaöğretim Genel Müdürlüğü bugün itibariyle taşra teşkilatına bir genelge yayınlayarak duruma müdahil oldu. Buna göre MEB tarafından, öğle arası nöbetlerinde öğretmenlerin temel insani ihtiyaçlarının karşılanabilmesi için ara verileceği, bu aralar nedeniyle nöbet görevinin fiilen ve tam olarak yerine getirilmemiş sayılamayacağını ve dolayısıyla nöbet için öngörülen ücretin tam olarak ödeneceğini bildirmiştir.
Bu yazıya rağmen farklı bir işlem yapan idareciler suç işleyecek ve gereği yapılacaktır.
Bu anlayışla üyelerimizden aldığımız güçle, haksızlıklara ve yanlışlıklara daima karşı çıkacağız. Her zaman emeğin yanında olacağız. Yılmadan ilkelerimiz doğrultusunda çalışmalarımıza devam edeceğiz.”
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.