Cumhurbaşkanı Erdoğan memleketi Rize’de
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsviçre’de tartışmalara konu olan poster ile ilgili olarak “Ne diyorlar; ‘Erdoğan’ı öldürün.’ Vah dangalaklar vah. Siz kim oluyorsunuz. Biz ölümü korkutmuş bir nesiliz. Biz kefenlerimizi giyerek yola çıktık. Biz gökten zembille inerek gelmedik buralara. 40 yıllık siyasi hayatımızda bir mücadeleden geçerek geldik. Silahlarla sandıklardan çıkmadık” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Nisan'da yapılacak referandum öncesinde yaptığı yurt gezileri kapsamında Rize'ye geldi. Rize Valiliği önünde on binlerce hemşehrisine seslenen Erdoğan, “Bu milletin iradesi ile sandıklardan çıktık ama Avrupa’daki bazı liderler ne yazık ki orada terör örgütlerini besliyor, İsviçre’de besliyor. Sosyalist parti İsviçre polisinin korumasında bu gösterileri yapıyor gün ola harman ola” ifadelerini kullandı.
16 Nisan sonrası idam için referandum sinyali
“Milletin emanetini FETÖ’nün hain sürüsüne, bölücü terör örgütünün hainlerine asla teslim etmeyiz” diyen Erdoğan, “Davalar görülmeye başladıkça FETÖ’cü sapkınların ne kadar bir hain oldukları ortaya çıkıyor. 16 Nisan’da bu işi 'evet'le bitirdiğimiz zaman Kılıçdaroğlu ne diyor ‘ben idama varım’ diyor. Bahçeli de kararını açıkladı, Yıldırım’ın da kararını biliyorum. Parlamentodan geçtiğinde önüme geldiğinde ben bunu onaylarım. Ne diyorlar ‘siz böyle diyorsunuz ama Avrupa Birliği buna bakmaz.’ George ne der, Hans ne der, Olga ne derse desin ben Ahmet ne der, Mehmet ne der, Hasan Hüseyin ne der, Ayşe Fatma ne der, ben buna bakarım. Allah'ım ne der ben buna bakarım ve bu işin de kararını milletimle beraber vereceğiz. Gerekirse al sana bir referandum daha yine gideriz. Ne çıkar referandumdan onu da biliyorum” şeklinde konuştu.
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
“Milletimizle en ufak bağlantısı olan biri elinde bayrak dilinde dua olan silahsız ve savunmasız vatandaşları katleder mi? Ama bunlar etti mi? Etti. 15 Temmuz’da benim o vatandaşımın elinde ne vardı? Silah mı vardı? Bayrak vardı bayrak birde kelime-i şehadet vardı. Ve gökten F16’lar bomba yağdırırken helikopterler mermi yağdırırken, tanklar, toplar benim vatandaşımın üzerine gelirken o beğenmedikleri gençler o tankların önünde dururken, bunlar ne zannediyordu acaba? FETÖ diyordu ki; 'siz onların üzerine gidin bak onlar nasıl dağılacaklar.' Dağıldılar mı? Çünkü o FETÖ bu milletin İstiklal Marşını bile bilmiyor. Ne diyor İstiklal Marşı'nda; 'Arkadaş yurdumu alçaklara uğratma sakın/siper et gövdeni dursun bu hayasızca akın.' İşte gençler o gece göğüslerini siper ettiler. Bu millete canım feda bu milletin bir ferdi olmaktan iftihar ediyorum, gururluyum. Rabbime sonsuz hamd-ü senalar olsun ki bu kardeşinizi de bu milletin bir ferdi olarak yarattı.”
“Şu ana kadar Avrupa’da 520 bin kardeşimiz oyunu kullandı; son seçimlerde 430 bin kardeşimiz oy kullanmıştı”
"Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim sana kim olduğunu" diyen Erdoğan, "Sen ülkemizi bölmek, parçalamak isteyenlerle beraber misin? Onlarla beraber haşrolacaksın. Söyle bana arkadaşını söyleyeyim sana kim olduğunu. Olay bu kadar basit. Ama bazen göz var, görmüyor. Kulak var duymuyor. Dil var hakikati söylemiyor. Çünkü onların gönülleri mühürlü. Bazı Avrupa ülkeleri savundukları ne kadar değer varsa onları ayakları altına alarak bu seferberliğe katkı sağlıyor. Bakanlarımıza kapıları kapatmaktan, demokratik haklarını kullanan gurbetçilerimize atlarıyla, itleriyle saldırmaya kadar her yola başvurdular. Şimdi de şehirlerinin en merkezi meydanlarını malum o dayatmacı, baskıcı faşizan baskı ile devam ettiriyor. Evet için 3 kişinin dahi bir araya gelmesine izin vermezlerken, hayır kampanyası yapan herkese en büyük salonlarını tahsis ettiler. Devlet televizyonları, yüksek tirajlı gazeteleri, uluslararası dergileri her gün en ağır hakaretlerle bize saldırıyorlar. Hiçbir şey olmaz. Ben milletimize güveniyorum, halkımıza güveniyorum. Hakka güveniyorum. Türkçe manşet ata ata dilimizi de öğrendiler. Türkçeyi baya öğrendiler. Ne kadar çirkefleşirlerse çirkefleşsinler, nafile. Milletimiz onlara cevabını demokrasiye uygun şekilde sandıkta verecek. Avrupa’da kardeşlerimiz daha öncedeki seçimlerde görüldü ki bir heyecanla sandığa koşuyor. Aman sandığı ihmal etmeyin. Sandıklara çok gideceksin. Şu mazeretim vardı, bu mazeretim vardı yok. Sandıkları patlatacaksın. Şu ana kadar 520 bin kardeşimiz oyunu kullandı. Son seçimlerde 430 bin kardeşimiz oy kullanmıştı. Bu önemli bir rakam. Kalan 6 günde sandıklara sahip çıkacaklarına, oylarıyla demokrasi düşmanlarına gerekli dersi vereceklerine inanıyorum" dedi.
“Müslüman aynı delikten iki kere sokulmaz”
“Müslüman aynı delikten iki kez sokulmaz” diyerek konuşmasını sürdüren Erdoğan, şunları kaydetti:
“Biz yönetim sistemimizin zaafları nedeniyle değil 2, belki 22 defa sıkıntıya düşmüş ülkeyiz. Artık bu sistemde direnmenin manası kalmamıştır. Çıkmış, 'bir gece kalkar hemen ertesi gün muhtarlıkları kapatır' diyor. Dürüst ol muhtarlık kararname ile kurulmuş bir makam değildir. Muhtarlar anayasa teminatı altında kanunla seçilirler. Seçimle geldikleri için seçimle giderler. Muhtarlar kararname ile gelmiyor. Kanunla geliyor. Ama bu adam ne anayasayı biliyor, ne kanunu bilir ne şu 18 maddeyi okumuş. Ana muhalefetin başında böyle birisinin olması bizim için iyi. Çünkü anında millet dersini veriyor. 7 seçime girdi 7’sini de kaybetti. Hala utanmadan sıkılmadan oranın başında duruyor. 'Batı, Batı, Batı' diyorsun Batı’da 2 seçim kaybeden bir daha partisinin başında durmaz çeker gider. Türkiye'nin cumhurbaşkanlığı sistemine daha önce geçmesi gerekirdi ama olmadı. Bakınız Fransa 2. Dünya Savaşı’nın ardından karşılaştığı siyasi krizleri 60 sene önce yarı başkanlık sistemine geçerek çözdü. Güney Kore öyle bizimle aynı şartlarda başladı. Ama bizi geçtiler. Şu anda biz istikrar arıyoruz, güven arıyoruz. Artık bu ülke patinaj yapsın istemiyoruz. Rahmetli Özal bu sistemi istedi. Demirel, Erbakan, Türkeş istedi. Muhsin Yazıcıoğlu kardeşimiz istedi. Hepsi istedi. İstemeyen bu hayır diyenler.”
“Onların kabusu benim milletimin bayramıdır”
Erdoğan, “Bu hayır diyenler bu ülkeye faydalı bir adım atarsınız, karşınıza dikilirler” diyerek Türkiye’deki ‘hayır’ cephesine dikkat çekti. Erdoğan, “Bunların bu millete hayır dokunacak dikili ağacı yoktur. Bizim eserlerimiz ortada. Samsun’dan Sarp’a kadar şu yolu biz bitirdik. Başkanlık sistemi bunları hızlandırıyor. Özal’a 'sivil diktatör' dediler. Şimdi de aynısını bana söylüyorlar. Tek adamlıktan bahsettiler. Ne tek adamlığı işte meydanlardasın. Meydanlarda koşturup duruyorsun. Parlamentoda sürekli gensoru veren sensin. Ama bu millet sana parlamentoda evet demedi. Demez niye yaptığınız iş bu milletin faydasına değil. O gün merhum Özal’a ne demişlerse bugün de bu kardeşinize söylüyorlar. Zaman değişse de yalanlar, iftiralar değişmiyor. Sandığın rengi belli oldukça iyice dengeyi kaybettiler. İçlerinde ne kadar nefret varsa ne kadar kin varsa ortada döküyorlar. Şimdi bakın, ana muhalefetin bir milletvekili çıkmış, ‘evet diyenleri İzmir’de denize dökmekten’ bahsediyor. Bu ne terbiyesizliktir, haddini bil. Sen kimsin, sen kimi nereden denize döküyorsun. Sana adım attırmazlar. Sen bu milleti ne zannediyorsun. Bu ne terbiyesizlik. Sen ne biçim genel başkansın. Sen bu milletvekiline bu lafları ettikten sonra kalkıp da ağzının payını nasıl vermezsin. Hani demokrasi, bu milletin oylarıyla iktidara gelmiş 14 yıldır bu milletin desteğini alan bir siyasi harekete sen bunu nasıl söylersin. Kalkıp birde şunu söylüyor; ‘16 Nisan’da eğer evet çıkarsa denize dökeceklermiş.’ 16 Nisan’da benim milletim bunlara gereken cevabı verecek. 15 Temmuz’da o meydanlardan kaçanlar kalkıp da bu milleti denize dökecek mecali bile bulamazlar. Bir başkanı güya tecrübeli siyasetçi, peygamberlere hakaret ediyor. Ey Baykal yazıklar olsun sana. Genel başkanları da 15 Temmuz’a 'kontrollü darbe' diyecek. Elinde dosyalar varmış, açıkla. 16 Nisan’dan sonra sana bir faydası olmaz şimdi açıkla. Ama işi gücü yalan. Ama senin de mumun yatsıya kadar yanacak. Sandık da demek bunlar için kabus. Kaçış yok bu kabusu yaşayacaklar. Onların kabusu benim milletimin bayramıdır” diye konuştu.
“Böyle bir hainliği; aklını, namusunu, imanını, Pensilvanya'dakine 1 dolara satmış mankurtlar yapabilir”
15 Temmuz’da darbeye kalkışanların, yaptıkları bu hainliğin bedelini ödeyeceğini kaydeden Erdoğan, “Böyle bir hainliği; aklını, namusunu, imanını, Pensilvanya’dakine 1 dolara satmış mankurtlar yapabilir. Şimdi çıkmışlar utanmadan, sıkılmadan işledikleri cinayetleri inkar ediyorlar. 249 şehidin bedelini ödeyeceksiniz. Gazilerimizin bedelini ödeyeceksiniz. Kimi Avrupa ülkelerinin bu hainlerin arka çıktığını görüyoruz. Onlar ne kadar arka çıkarsa çıksın sizi kurtaramayacaklar. İninize girdik daha da gireceğiz. Hala devletin sağında solunda saklanan varsa onları da bulup çıkartacağız” dedi.
Erdoğan, 'hayır' vereceklere de seslenerek, “Ülkemde kimlerin 'hayır' dediğini biliyorsunuz. Ne yazık ki Saadet’in başındaki bazı takım da ‘hayır’ diyor. Ama ben Saadet'e gönül vermiş kardeşlerimizi bunlardan ayırıyorum. Aynı şekilde MHP’ye gönül vermiş, millet-vatan sevdası içindeki kardeşlerimizi de ayırıyorum. Çünkü onlar bu oyuna gelme diyecekler gelmeyecekler. Bunun yanında CHP’ye gönül vermiş kardeşlerime de sesleniyorum. Bu ayrım noktasıdır gelin 16 Nisan’da bu reformu gerçekleştirelim. 12 Eylül darbesine madem 'hayır' dediniz bugün 16 Nisan’da evet demesi lazım. Askeri darbenin yanlışını şimdi düzeltiyoruz. 1950 yılında rahmetli Menderes’in ‘Yeter artık söz milletindir’ diye başlattığı demokrasi mücadelesini inşallah 16 Nisan’da cumhurbaşkanlığı sistemi ile taçlandıracağız” şeklinde konuştu.
Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rize’nin Pazar ilçesinde yapılacak olan Rize-Artvin Havalimanı’nın temel atma törenini gerçekleştirdi. Telekonferans yöntemi ile Pazar ilçesindeki TBMM Başkanı İsmail Kahraman ve Ulaştırma Bakanı Ahmet Arslan’a bağlanan Erdoğan, ardından temel atma törenini gerçekleştirdi.
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.