AKIL VE DEMİR YOLU
AKIL VE DEMİR YOLU
Gün geçmiyor ki insanoğlu yeni bir şeylere ihtiyaç duymasın.
Hani diyorlar ya “her şey insan gibi yaşamak adına” bu konu tartışmaya açık bir konu.
Bu nedenledir ki herkesin ihtiyaç listesi yada insanca yaşamak adına ihtiyaç duyduğu şeylerin listesi farklılık arz eder.
Oysa ki insanlık tarihinin Hz Adem Peygamber (babamız) ve Hz Havva Annemiz ile başladığı günler ile günümüz Afrika’sı ve günümüz kırsal (yayla ve mezra) yaşantısı düşünüldüğünde aslında insanların minimum imkanlarla bile yaşantısını devam ettirebildiğini görmekteyiz. Bu ifadelerden 21.yy’da olmamıza rağmen M.Ö. 4800’lü yıllardaki insanlar gibi yaşayalım gibi bir anlam çıkartılmasın. Bütün amacım yaşamak için gerekli olan tek şeyin 4 element ve 1 akıldan ibaret olduğunu vurgulamak. Fakat israf etmemek gerektiğinin de altını çizmek gerekir. Hem zamandan hem de yaşamsal kaynaklardan!
Evet akıl!
Nazar olmayan, göze gelmeyen, başkası tarafından beğenilmeyen!
Herkeste az yada çok var olan!
Elle tutulamayan, gözle görülemeyen!
Bazı insanların varlığından bir haber olduğu,
Bir kullanma kılavuzu olmayan,
İnsanları hayvanlardan ayırdığına inandığımız en önemli özelliğimiz , meziyetimiz!
Aslında bizi hayvanlardan ayıran özelliğimiz aklımız değil, düşünebilme kabiliyetimizdir. Bakacak olursak beyni kuştan büyük olmasına rağmen bir karga kadar zekası olmayan bir çok insanın varlığını hepimiz görebiliriz. Bu konu çok önemli bir konu uzmanları tarafından kaleme alınmalı, beni aşar.
Gelelim ihtiyaçlar, akıl ve düşünme ile ilgili meseleye; İnsanlık tarihi ile başlar insanların ulaşım ihtiyacı.
Patika yada ayak yolu ile başlayan at arabaları, kervan yolları, demiryolları, araba yolları, bisiklet yolları, yaya yollar, otobanlar, deniz yolları ve hava yolları devam eder. Ve bu noktada bir tespiti beraber yapmak isterim sizlerle.
1700,1800 ve 1900’lü yıllarda icat edilen demiryolu, karayolu ve hava yolu taşımacılığında ilimizin geldiği son nokta hakkında düşünmek gerektiği kanaatindeyim.
İlimizdeki denizyolu taşımacılığı ve bağlı olarak liman konusuna hiç girmeyeceğim. Malum liman genişleme sahası içerisinde Amatör Kulüpler için bir futbol sahası planlamış ve bu konuda bir çalışma yapmış büyüklerimiz var. Saha yapmak için düşünülecek en güzel yerin burası olduğunu iddia edenler kadar kabul eden abilerimiz de var. Bu konuda taktiri sizlere bırakıyorum. Bu konuda biri liman için organik serbest bölge yapalım ilimiz kazansın diyor, diğeri futbol sahası yapalım başka yapacak bir yer yok diyor.
Hava taşımacılığı ile ilgili olarak da yatırımlarımıza yeni başladık. Emeği geçen herkesten Allah razı olsun. İlimiz için önemli yatırımlardan bir tanesi. Başarı ile tamamlanır inşallah.
Gelelim bu yazıyı kaleme almamda ki asıl mesele olan Demiryolu meselesine. Maalesef ki ilimiz için henüz demiryolunun icat edilmediğini görüyoruz. Cumhuriyetin ilk yıllarında Samsuna gelen demiryolu ağı, maalesef ki Mesut Yılmaz beyle başlayan ve Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyib Erdoğan Beyle devam eden 20 yılı aşkın bir dönemde Rize’mize gelememiştir. Bu arada Erzincan-Trabzon demiryolunun temel atma törenini unutmadık.
Ben bilimsel konularda yada benim ilgi alanım dışında olan konularda yazıp çizerek ukalalık yapmayı seven bir insan değilim. O nedenle demiryolu konusunda teknik konular ve ayrıntılar konusunda işi uzmanların açıklamalarından takip edilmesini tavsiye ediyor. Olan olmuştur geçen geçmiştir. Geçmişe takılıp kalmadan geleceği kurtarmak adına neler yapılması gerektiği konusunda çalışmalar yapılması gerektiği kanaatindeyim.
Doğaya en az tahribat verilerek inşaa edilme özelliğine sahip olan demiryolları konusunda maalesef ki özlenen ve arzu edilen seviyelerde değiliz. Hele de ilimiz için çok önemli olan Samsun –Sarp demiryolu konusu bizim için büyük bir fırsattır. Hammadeye uzak oluşumuz ,lojistik eksikliklerimiz nedeniyle ilimize gelmeyen yatırımların ve sanayi tesislerinin önünü açacak olan böylesine bir proje, 20 yıl öncesinden tamamlanması gerekirdi. Karadeniz sahil yolu planlanırken gündeme gelen fakat Stk’lar ve kamuoyu tarafından sahiplenilmeyen bu projenin 20 yıl sonra tekrar gündeme gelmesi ve yine aynı şekilde sahipsiz kalması sizce de acı değil mi?
Eğer doğru ve rantabıl bir proje hazırlayamaz ve 2019 bütçesine alınmasını sağlayamaz isek, bu büyük fırsat ilimiz için büyük bir kayıp ve ilimizin lokomotifi olduğunu iddia edenler için büyük bir ayıp olacaktır.
İlimizin lojistik anlamda rahatlaması ve yeni yatırımcılarla beraber yeni iş sahalarının açılmasına olanak sağlayacak olan bu proje İlimiz adına yeni bir dönemin başlamasına vesile olacaktır. İlimizin bölgesinde söz sahibi olmasının yolu bu projeden geçmektedir.
Bu önemli konuda siyasi görüş ayrımı yapmadan bütün siyasi partiler ve Stk’lardan oluşan bir platform oluşturulmalı ve ortak çalışma başlatılmalı. Gerçekçi, uygulanabilir, çevre ve doğaya en az zararla tamamlanacak bir proje hazırlanması gerektiği kanaatindeyim.
Rize sevdalısı olup elini taşın altına sokacak herkesi göreve davet ediyorum.
Şener BÜLBÜL
Ridok Yönetim Kurulu Başkanı
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.