Rekabet Kurumu Diyanet'e rekabeti ihlal ediyor diyemedi

Rekabet Kurumu Diyanet'e rekabeti ihlal ediyor diyemedi

Seyahat acentaları, hac ve umre pazarında haksız rekabet yarattığı gerekçesiyle Diyanet İşleri'ni Rekabet Kurumu'na şikayet etti. Kurum, hac ve umre organizasyonunda Diyanet'in kar amacı güden 'iktisadi bir teşebbüs' olduğu tespitini yaptı.

Diyanet'in denetimini yaptığı pazarda, rakiplerine 'ceza' kesebildiğine dikkat çekti. Bu durumun 'rekabetçi piyasa mantığı ile çeliştiği' vurgulandı. Hac pazarının yüzde 60'ına, umre pazarının yüzde 50'sine hakim olduğunu söyledi. Ama tüm bu tespitlere rağmen rekabet soruşturması açılmasına 'gerek olmadığı' kararı verdi.

 Seyahat acentaları, Diyanet İşleri Başkanlığı'nı hac ve umre organizasyonu pazarında haksız rekabet yarattığı gerekçesiyle Rekabet Kurumu'na şikâyet etti. Diyanet'in hac ve umre vizeleri konusunda işbirliğine gittiği seyahat acentaları lehine ayrımcılık yaptığını; camilerde hac ve umre seyahatiyle ilgili tanıtımlar yapıldığı ve bu durumun diğer seyahat acentaları aleyhine 'haksız rekabet' yarattığı iddia edildi.    

 500 MİLYON EUROLUK PAZAR

 Kurum, tüm bu iddiaları inceledi ve soruşturma açılmasana gerek olmadığı kararı verdi. Ancak Diyanet İşleri Başkanlığı'na da bir yazı gönderdi. Yazı, şikâyetçilerin ne kadar 'haklı' olduğunu göstermekle birlikte, Rekabet Kurumu'nun herhangi bir işlem yapmamış olması şaşırttı. Öyle ki yazıda,  hac ve umra pazarının 500 milyon euroya ulaştığı belirtilerek, "Diyanet İşleri Başkanlığı, hac ve umre konusunda hem düzenleyici ve denetleyici fonksiyona hem de pazarda faaliyet gösteren bir oyuncu olarak yasal bir takım imtiyazlara sahiptir. Bu imtiyazlardan en önemlisi ilgili Bakanlar Kurulu Kararı çerçevesinde hacca yönelik seyahatlerde sahip olduğu yüzde 60'lık kotadır. Bu imtiyaz, yasal düzenlemeler temelinde hacca yönelik seyahat hizmetleri ilgili ürün pazarında Diyanet İşleri Başkanlığı lehine bir sonuç doğurmaktadır" denildi.

 DİYANET DE BİR TEŞEBBÜS

 Hem Suudi Arabistan'ın uyguladığı ülke kotası hem de Bakanlar Kurulu'nun Diyanet İşleri Başkanlığı'na tanıdığı yüzde 60'lık kota nedeniyle pazarda suni bir denge bulunduğu yinelendi.  Hac pazarının yüzde 60'ının, umre pazarının yüzde 50'sinin Diyanet tarafından kontrol edildiği belirtilen yazıda, "Diyanet İşleri Başkanlığı, Bakanlar Kurulu Kararı ile kendisine verilen idari görevleri yerine getirirken iktisadi faaliyette bulunmuş sayılamayacağını; bununla birlikte, hacı adaylarının hac ve umreye götürülmesine yönelik sunulan hizmetin özel seyahat acentaları tarafından sunulan hizmet ile benzer nitelik taşıması, bu seyahat acentalarına ilgili ürün pazarlarında ikame/rakip olması ve fiyatların maliyetlerin yanı sıra az da olsa bir ihtiyat akçesi de içeren bir politika çerçevesinde belirlenmesi itibariyle Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından sunulan hac ve umre seyahat organizasyonu hizmetlerinin iktisadi faaliyet olarak nitelendirilebileceğini değerlendirmiştir" denildi. Ardından da ekonomik faaliyette bulunan tüm birimlerin 4054 sayılı Rekabet Kanunu gereğince de 'teşebbüs' olarak kabul edildiği anımsatıldı.

  ACENTALAR YÜKÜMLÜ, DİYANET DEĞİL

 Rekabet Kurumu, bu anımsatmanın ardından acentalara getirilen pek çok yükümlük olmasına rağmen Diyanet İşleri Başkanlığı'nın bunlardan muaf olduğuna dikkat çekti." Örneğin Diyanet İşleri Başkanlığı'nın seyahat hizmetleri kapsamında teminat yatırmasına, sigorta şirketleri ile anlaşmasına gerek bulunmamaktadır" denildi.

 Kurum ayrıca Diyanet'in acentaların denetimini yaptığını, onlara idari ve mali cezalar verebildiğine dikkat çekti. "Diyanet İşleri Başkanlığı aynı pazarda faaliyet gösterdiği ve kendisinin tabi olmadığı yasal zorunluluklara tabi olan hac ve umre hizmeti sunan seyahat acentaların denetimini yapmakta, vize almalarını sağlamakta, din görevlilerini belirlemekte ve bu acentalara gerektiğinde idari ve mali yaptırımlar uygulamaktadır. Dolayısıyla hac ve umreye yönelik seyahat hizmetlerinin gerçekleştirildiği pazar, aynı zamanda pazarda faaliyeti de bulunan bir teşebbüsün denetimi ve gözetimi altındadır" tespitiyle durumun çarpıklığına işaret etti.  

 Diyanet İşleri Başkanlığı'nın hac ve umre pazarında sahip olduğu sırasıyla yüzde 60 ve 50'lik pazar payının hakim durum yaratabilecek oranlar olduğuna dikkat çekilerek;

 " 4054 sayılı Kanun'un hakim durumun kötüye kullanılmasını yasaklayan altıncı maddesi ve bu çerçevede verilen Rekabet Kurulu kararları, hakim durumda bulunan teşebbüslere bulundukları pazardaki rekabeti bozmamaya yönelik özel bir sorumluluk getirmektedir. Bu minvalde, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın da, hem hakim durum tespitine yol açabilecek pazar payına sahip olması, hem de faaliyette bulunduğu pazarların düzenleyici ve denetleyici otoritesi olması nedenleriyle hac ve umreye yönelik seyahat hizmetleri pazarında rekabeti bozmama yükümlülüğü altında olduğunu belirtmek mümkündür" denildi.

 RAKİPLERİNİ DENETLEMEK, REKABETÇİ PİYASAYLA ÇELİŞİYOR

 Diyanet'in hac ve umre pazarında hem oyuncu hem de denetleyici olmasının, diğer teşebbüslerin faaliyetlerini zorlaştırmaması; dolayısıyla tüketicilere sunulabilecek kazançları engellememesi gerektiği üzerinde duruldu.

 Kurum'un Diyanet'e gönderdiği yazı şu sözlerle bitti: "Dolayısıyla, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın pazarda hem düzenleyici/denetleyici konumunda olması hem de önemli bir pazar payına sahip teşebbüs olmasının yarattığı bir takım etkilerin olduğu görülmektedir. Rekabet hukuku uygulamaları bakımından, piyasada faaliyet gösteren teşebbüslerin rakibi konumunda olan Diyanet İşleri Başkanlığı'na piyasayı düzenleme, bir başka deyişle rakiplerini denetleme yetkisi verilmesinin rekabetçi piyasa mantığı ile çeliştiğisöylenebilir. Rekabetçi perspektiften daha sağlıklı sonuçlar alınmasını teminen pazarda özel teşebbüslerin faaliyetlerinin zorlaştırılması sonucunu doğuran pazar yapısının iyileştirilmesi gerektiği değerlendirilmektedir."

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.