DEPREM FELAKETİNDE YIKINTILARIN ARASINDA BİRÇOK CANA UMUT OLAN DÜZCE ARAMA KURTARMA EKİBİNİN (DAKE) KADIN KAHRAMANLARINDAN YILDIZ GÜR GÜNER, "KADIN ARAMA KURTARMA PERSONELİ OLMAK ÇOK ZOR
DÜZCE (İHA) – Deprem felaketinde yıkıntıların arasında birçok cana umut olan Düzce Arama Kurtarma Ekibinin (DAKE) kadın kahramanlarından Yıldız Gür...
DÜZCE (İHA) – Deprem felaketinde yıkıntıların arasında birçok cana umut olan Düzce Arama Kurtarma Ekibinin (DAKE) kadın kahramanlarından Yıldız Gür Güner, "Kadın arama kurtarma personeli olmak çok zor. Ruhsal olarak, fiziksel olarak zor, sosyal hayat anlamında zor. Sonuçta hepimiz ailelerimizin narin kız çocuklarıyız ama eşiz, anneyiz, kadınız. Zamanla erkekleşiyorsunuz" dedi.
Kahramanmaraş merkezli meydana gelen iki büyük depremin ardından hemen koordine olan Düzce Arama Kurtarma Ekibi (DAKE), günlerce afet bölgesinde görev yaptı. Yıkıntıların altından birçok canı kurtaran, afetzede vatandaşların ellerinden tutan DAKE'nin gönüllü arama kurtarmacası Yıldız Gür Güner de, enkaz alanında önemli bir rol üstlendi. 1999 depreminden sonra kurulan DAKE'de 10 yıldır gönüllü olarak görev yapan, afetlerde sahada canla başla çalışan, çoğu insanın güçlükle kullanabildiği ekipmanları tek başına kullanan Güner, yaşadıklarını anlattı.
"Canlara dokunmaya çalıştık"
Depremin ardından hemen koordine olarak çıkış yaptıklarını, 6 ayrı gruplar halinde afet bölgesine gittiklerini ifade eden Yıldız Gür Güner, "35 kişi ve 6 araçla yola çıktık. Zaman geçirmeden olay yerine intikal ettik. Zor bir çalışmaydı. 10 şehri etkileyen büyük bir afetti. Duygusal ve fiziksel olarak çok zorlandığımız bir çalışma süreciydi. 15 gün kadar kaldık. Canlara dokunmaya çalıştık. Sadece insan değil, kuş bile çıkarttık. Bunlar hayata tutunmak adına bizlere de, yaşayan insanlara da umut oldu" dedi.
"Hepimiz ailelerimizin narin kız çocuklarıyız"
Kadın arama kurtarma gönüllüsü olmanın zorluklarına değinen Güner, "Kadın arama kurtarma personeli olmak çok zor. Ruhsal olarak, fiziksel olarak zor, sosyal hayat anlamında zor. Sonuçta hepimiz ailelerimizin narin kız çocuklarıyız ama eşiz, anneyiz, kadınız. Zamanla erkekleşiyorsunuz. Zaten aynı ortamı paylaşıyorsunuz, aynı eğitimleri alıyorsunuz. Fakat bir noktada annelikten dolayı, kadın olmakla ilgili ruhsal anlamda çok yıpratıcı süreçler yaşadık. İnsanların destekleri olmasaydı, onlarında bize verdiği umutlar olmasaydı zor geçebilecek bir süreçti, hiç kolay değildi diye konuştu.
"Daha hassas, ince yapılı olduğumuz için enkazlar da daha rahat çalışıyoruz"
Kadınların enkaz alanında erkeklere göre daha avantajlı olduğunu söyleyen Güner, "Fiziksel olarak avantajlarımız var. Daha hassas, ince yapılı olduğumuz için enkazlar da daha rahat çalışıyoruz, daha kıvrak kalabiliyoruz ama fiziksel güç olarak erkek arkadaşlarımızın gücüne ihtiyacımız var. Aletlerimizin kullanılması anlamındaki aynı eğitimi almamıza rağmen tabii ki bu farklılığı yaşıyoruz. Ancak zamanla erkekleşmemize rağmen yine kadınsal duygularımız ön planda oluyor. Zaman içinde ruhsal sıkıntılar yaşıyoruz, daha duygusal yaklaşıyoruz olaylara ve enkazdan sonra çalışmalardan sonra hepimiz erkek arkadaşlarımızla birlikte psikososyal destek almak durumundayız" şeklinde konuştu.
"Her insanın tatmadan anlayabileceği bir duygu değil"
10 yıldır arama kurtarma ekibinde aktif görev aldığını dile getiren Yıldız Gür Güner, sözlerini şöyle noktaladı:
"Sadece deprem değil, su altından, dağ arama kurtarmaya kadar her türlü cana dokunmaya çalışıyoruz. Zaten bir cana dokunmak, bu duyguyu yaşamak çok farklı. Her insanın tatmadan anlayabileceği bir duygu değil. Başladığınız zaman bırakamıyorsunuz. Sonuçta afetler ülkesindeyiz. Deprem olmazsa başka afetlerle karşılaşacağız. O nedenle herkesin gönüllü olmasını, arama kurtarma derneğine kayıt olmasını desteklerim, olsun isterim. Bu eğitimleri zaman içerisinde tamamlasınlar. Bize başvurmaları halinde yardımcı da oluruz"
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.