CHP'li Aygün: Dersim'in sorumlusu devlet ve CHP'dir
CHP Tunceli Milletvekili Aygün, Dersim olaylarına ilişkin açıklamalarda bulundu.
Zaman gazetesine açıklamalarda bulunan CHP Tunceli Milletvekili Aygün, Dersim olaylarının sorumlusu olarak devleti ve dönemin iktidarı CHP'yi sorumlu tuttu. Dersim 1938 ve Zorunlu İsyan' ile '0.0.1938, Resmiyet ve Hakikat' kitaplarının yazarı Aygün, resmi tezlerin gerçekleri yansıtmadığını açıkladı.
İşte Aygün'ün o açıklamaları:
CHP KILIÇDAROĞLU İLE DÖNEMLE YÜZLEŞİYOR
Olayların sorumlusunun devlet ve o dönem iktidarda olan CHP olduğunu kaydederek, "CHP, Kılıçdaroğlu döneminde bu konuda tarihiyle yüzleşiyor. 'Bunu CHP yaptı' deyip, bunun üzerinden bir politika üretmek de doğru değil, çünkü o dönem başka parti yoktu." dedi.
DERSİM 500 YILLIK SORUN
Dersim, etnik kimliği ve dinî inançları bakımından farklı özellikler taşıyan, bu farklılık sebebiyle de 500 yıldır yok edilme siyasetiyle karşı karşıya kalan bir bölge." diye konuşan Aygün, "Cumhuriyet, esasen o politikada bir değişiklik meydana getirmiyor; önce merkezleşme yönünde kararlar alınıyor, bölgeyi merkezî yönetime bağlama yönünde bazı raporlar hazırlanıyor. Bu raporlar, 500 yıllık Dersim sorununu barış içinde çözmeye yönelik öneri getirmiyor. 1937-1938'de jenosite (soykırım) varan bir operasyonla Dersim meselesi tarihe havale edilmiş oluyor. Ama böyle de bitmiyor, bu sorun devam ediyor." ifadelerini kullandı.
İSYAN OLUŞTURULMASI GEREKİYORDU
Ordu harekat yapınca insanların kendini korumak için silahlandığını aktaran CHP'li vekil, "Resmiyette ise bir isyan olduğu ve devletin de bunu bastırdığı tezi savunuluyor. Çünkü Başbakan'ın deyimiyle '50 bin insanın öldürüldüğü' bir operasyonun meşrulaştırılması için orada bir isyan oluşturulması gerekiyordu. Dersim isyanı, sonradan icat edilmiş bir şeydir, öyle bir şey gerçekte yoktur." dedi.
Dersim katliamının sorumlusunun devlet ve o dönemin CHP iktidarı olduğunu vurgulayan Hüseyin Aygün, şöyle devam etti:
CHP'DEN BAŞKA PARTİ YOKTU
"Ancak CHP'de bu konuda kendi tarihiyle yüzleşme ve uygulanan politikaların toplumun önünde saydam bir şekilde tartışılması yönünde bir tavır alındığını Kılıçdaroğlu döneminde görüyoruz. Tabii 'bunu CHP yaptı' deyip, bunun üzerinden bir politika üretmek de doğru değil, çünkü o dönem başka parti yoktu zaten."
ATATÜRK'ÜN KATLİAMDAN HABERİNİN OLMAMASI MÜMKÜN DEĞİLDİ
Mustafa Kemal Atatürk'ün 'katliamdan haberdar olmamasının mümkün olmadığını da dile getiren Aygün, "Bu dönem boyunca izlenen bütün politikalarda Atatürk devletin başındadır. Fakat Aleviler, bütün bu dönemi Mustafa Kemal'den ayırmak için onun 'büyük lider' kimliğine de gölge düşmemesi için fotoğrafını alıp Hazreti Ali ile yan yana asmışlardır. Bu katliamdan haberdar olmadığına kendilerini inandırmışlardır." yorumunda bulundu.
ÖCALAN'LA YAPILAN GÖRÜŞMELER ÇOK DEĞERLİDİR
Kürt sorununa da temas eden Hüseyin Aygün, çözümün barış ve diyalogla olacağına inandığını dile getirerek, "Öcalan'la yapılan görüşmeler çok değerlidir ve bu sürecin yeniden başlaması gerekir. Ama örgütün de silah kullanmayacağını inandırıcı bir şekilde topluma ve hükümete anlatması lazım. Birbirimizi öldürmeden konuşmalı, çözüm aramalıyız. Hükümet aslında görüşmeler yaparak, müzakere yaparak bu iradeyi ortaya koydu. O yolun devam etmesi gerekir." şeklinde konuştu. Sorunun çözümünde 'kırmızı çizgi' söylemini de yanlış bulduğunu aktardı.
DERİN DEVLET FELÇ OLDU
Hüseyin Aygün, Ergenekon ve Balyoz davasını da değerlendirdi. "Ergenekon diye bir gizli örgütün, yapılanmanın olduğunu biliyorum." diyen Aygün, operasyonun başlamasıyla yasadışı eylemlerin bittiğini, bölgede faili meçhullerin neredeyse durma noktasına geldiğini anlattı. 'Veli Küçük'lerin tutuklandığı dönemi olumlu bulduğunu' belirtirken, "Derin devlet ve gizli kontgerilla çekirdekleri felç oldu. Gerçekten kontgerillanın tasfiyesinin, derin devlete son verme adımı olarak görüyordum." diye konuştu. Ancak yapılan son tutuklamaları eleştirerek şunları kaydetti:
MUHALİFLERİ TASFİYE ETME HAREKETİ
"Ahmet Şık'ların, gazetecilerin, Ergenekon'dan kuşku duyduğunu söyleyenlerin, eser yayınlayanların tutuklanması nedeniyle ben biraz sulandığını düşünüyorum. Daha çok 'muhalifleri tasfiye etme hareketi' gibi duruyor. Dolayısıyla çok büyük bir fırsatın heba edildiği görüşündeyim."
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.